“Kambiyo İşlem Vergisi ne anlama geliyor?”
Aslında bu konuyu basit bir örnekle anlattım geçenlerde YouTube’daki videomda ama isterseniz tekrar üzerinden bir geçelim ve en önemli soruyu soralım:
Son vergiler sermaye hareketlerini kısıtlamak anlamına geliyor mu? Her şeyden önce gelen vergiler sermaye hareketlerinin kısıtlanması anlamına gelmiyor. Çünkü sermaye hareketini kısıtlamak için kurumsal işlemlerin üzerine de böyle bir vergi koymak gerekirdi. Henüz böyle bir durum yok. Dövizle alakalı iş yapmayan ama alım satım yapmak İsteyen bireyler için %1 gibi geçmişteki örneklerinden çok daha yüksek bir vergi konmuş durumda. Aslında idarenin yaptığı birçok uygulama kısa vadede ya da anlık olarak sermaye hareketini kısıtlamak anlamına geliyor diyebilirim. Çünkü sürekli olarak Türk Lirası’nın hızlı değer kaybının yaratacağı piyasa şoklarından korkuluyor. Ancak korkunun ecele faydası yok, korkulan ne varsa başımıza geliyor.
Daha önce de sıkça belirttiğim gibi, dolar kuru son sekiz yılda 2 TL’den 7 TL’nin üstüne kadar çıktı. Yani sebeplerle uğraşacağımıza sonuçlarla uğraştığımız için, makus talih değişmedi. “Dış mihraklar var” diyerek biraz da zorbalıkla Dolar Kurunu düşürmeye çalıştık. Düşürebildiğimiz yer ancak burası.
Bence Hükümet TL’yi güven duymayan vatandaşın dolar ve altın alımına mani olamayacağını anlamış durumda. Daha önceki hükümetler de kabul etmişti bunu. Bunu tütün mamullerinden alınan vergiyle açıklamaya çalışayım. Ne zaman bir konferans versem şu soruyu soruyorum: “Sigara içenler elini kaldırsın”. Tabi ilk önce kötü bir şey söyleyeceğimi sananlar çekiniyor, ancak ben hemen onları rahatlatıyorum ve dümdüz bir soru sorduğunu söylüyorum. Sonra ellerini kaldıran herkese teşekkür ediyorum ve şunu diyorum: “Siz olmasanız bütçenin iki yakası bir araya gelmez”.
Tütün mamullerinden elde ellen vergiler kurumlar vergisine neredeyse eşit. Şaka yapmıyorum. Bu yılın bütçesi içinde 176 milyar TL ÖTV geliri var ve bunun 65 milyar TL’si tütün mamullerinden gelecek gibi gözüküyor. Yani toplam ÖTV gelirinin % 37’si tütün mamullerinden gelecek. Bu yıl kurumlar vergisi bütçeye 89.4 milyar TL olarak konmuş. Ancak ekonomik zorluklar içinde bu gerçekleşmeyecek gibi duruyor. Dolayısıyla tütün mamullerinden elde edilen vergi gelirinin, kurumlar vergisine eşitlenme ihtimali var.
“Kimse yapma demiyor yaparsan vergi alacağım haberin olsun diyor”
Anlatmak istediğim şu: Aslında kimse “sigara içmeyin” demiyor. “İçmeseniz daha iyi olur” diyor. Ancak içerseniz de “vergisi bu, tatlı tatlı ödeyin” diyor. Döviz için de aynı şey geçerli altın için de. Kimse “almayın satmayın” demiyor. Çünkü bunu durdurmanın imkansız olduğu belli. İşin karaborsaya kaçmaması için alım satım kanallarını serbest bırakmak lazım. Dolayısıyla “eğer alıp satmak isteyen varsa vergisi bu, tatlı tatlı ödeyin” diyor idare.
Bunu Tobin Vergisi veya sermaye hareketleri kısıtlaması gibi yaklaşımlarla tartmaya kalkmayalım. Devletin paraya ihtiyacı var, bu sebeple bir taşla iki kuş vurmak istiyor. Fiyat hareketlerini sakinleştirmek ve alım satım yapan vatandaşlardan vergi toplamak istiyor. Eğer gerçekten sermaye hareketleri kısıtlanmak isteseydi, bu sefer kurumların da kambiyo hareketlerine vergi gelirdi. Biliyorum bana soracaksınız hemen “iyi bir şey mi bu ?“ diye. Bana göre bunlar iyi şeyler değil. Dış ticaret rejiminden, sürekli değişen 32 sayılı karara kadar zaten yeterince piyasa kurallarını zorluyoruz. Ancak ABD dahil herkes bu tip önlemler alıyor diye şimdilik görmezden geliniyor bunlar. İşler normale döndükten sonra da, bu vergiler ve kısıtlamalar kalacak mı ona hep beraber bakacağız.
Bence bana şunu sormanız gerekiyor: “Faydası olacak mı bunların ?”. Peşin olarak cevap vereyim. Olmayacak. Kurlar gelecekte yine yükselecek. Korkulan ne varsa olacak. Çünkü sebepleri ortadan kaldırmak yerine sonuçlarla uğraşmaktan hoşlanıyoruz.