Kamala Harris’in ABD başkanlığı iklim için ne anlama gelir?
Joe Biden ABD seçimlerinde yarıştan çekildi ve çekilirken Demokrat Parti’nin başkan adayı olarak Başkan Yardımcısı Kamala Harris’i işaret etti. Demokrat Parti Kongresi 19 Ağustos’ta gerçekleşecek. Kamala Harris, siyahi nufüs için önemli bir isim. Ayrıca, kadın bir lider olarak da avantajlı. Peki, bu “kapsayıcı” duruşunun yanında, Harris’in ABD başkanlığı iklim için ne anlama gelir?
Başkan Biden, Senato’daki çok az Demokrat çoğunluğa rağmen birçok önemli politikayı yasaya dönüştürmeyi başardı. En büyük başarısı ise geçen sene imzalanan Enflasyonu Düşürme Yasası (IRA) oldu. Ülkenin temiz enerji dönüşümüne 369 milyar dolar yatırım yapmak üzere imzalanan yasa, geçen bir yılın ardından, ABD’de temiz enerji ve ulaşım sektörü istihdamında, üretimde ve yenilenebilir enerji projeksiyonlarında önemli artışa yol açarken, diğer ülkelerin yeşil sanayi politikalarını hızlandırmasıyla küresel bir ‘zirve yarışı’ başlattı. Biden geri çekildiğini duyururken bu yasayı, “dünya tarihindeki en önemli iklim mevzuatı” olarak nitelendirmekten de çekinmedi. Donald Trump ise, başkan olması halinde IRA’nın bazı bölümleri de dahil olmak üzere Biden’ın gerçekleştirdiği birçok politikayı geri alma niyetinde.
Yeşil enerji politikası “sosyalist manifesto” eleştirisi almıştı
Kadın hakları, sağlık, silah kontrolü, kamu güvenliği, göç ve enerji reformu Kamala Harris’in öncelikli konuları arasında. İlk günden bu yana Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı destekleyen Harris, ABD’nin iklim krizi ile mücadelede etkili bir rol üstlenmesinden yana. Fosil yakıt endüstrisine karşı yasal uygulamaların hayata geçirilmesini savunan Harris’in bu yaklaşımları, Cumhuriyetçiler tarafından “sosyalist manifesto” olarak değerlendirilmişti. Harris, iklim etkilerine maruz kalan dezavantajlı topluluklara yardım etmeyi amaçlayan EPA’nın Sera Gazı Azaltma Fonu için 20 milyar dolar tahsis etmesini savundu ve her fırsatta IRA’yı tanıtarak, yasanın temiz enerji konusundaki önemini ön plana çıkardı.
Etkili bir iklim şampiyonu
Harris, geçtiğimiz yıl Dubai’de düzenlenen COP28’deki uluslararası iklim görüşmelerine katılan en üst düzey ABD yetkilisi oldu. Burada ABD’nin 2030 yılına kadar enerji verimliliğini iki katına ve yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma taahhüdünü açıkladı. Zirve’de gelişmekte olan ülkelerin iklim sorunlarına uyum sağlamalarına yardımcı olmak üzere Yeşil İklim Fonu’na 3 milyar dolarlık bir taahhütte bulunduğunu açıkladı. İklim odaklı siyasi grup Evergreen Action, Harris konusunda şu yorumlara yer verdi: “Başkan Yardımcısı Harris, Biden yönetiminin en önemli iklim başarılarının ayrılmaz bir parçası oldu. Etkili bir iklim şampiyonu olarak uzun bir geçmişe sahip.”
Karbon emisyonlarını indirmek için 10 yılda 10 trilyon dolar yatırım yapılmasını önermişti
Harris, 2019 yılındaki seçim kampanyası sırasında 2045’e kadar karbon nötr hedefine ulaşmak için 2030’a kadar 10 trilyon dolarlık bir iklim planı önermişti. Plan kapsamında; 2030 yılında satılan yeni araçların yüzde 50’sinin; 2035’te ise yüzde 100’ünün elektrikli araç olması amaçlanmıştı… Harris, Başsavcı olarak çalıştığı dönemde, Volkswagen, ExxonMobil dahil bir çok şirkete çevre ihlalleri nedenyile dava açmaktan çekinmedi. COP28’de de ifade ettiği gibi; “Daha fazlasını yapmalıyız. Birlikte hareket etmemiz ya da daha kötüsü hareketsiz kalmamız önümüzdeki on yıllar boyunca milyarlarca insanı etkileyecek.”
Doğanın siyasi gücü
Purdue Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Afro-Amerikan çalışmaları yapan Doç. Dr. Nadia Brown, Harris’i şu sözlerle anlatıyor: “Kamala Harris, Beyaz Saray’a giden yolu döşeyen örgütçüler, seçilmiş yetkililer ve başarısız adaylardan oluşan bir mirasın varisi. Siyahi kadınlar, demokratik siyasette ve Demokrat Parti›de doğanın siyasi gücü olarak yükseliyor.”
Üniversite arkadaşı Rosario- Richardson ise şöyle anlatıyor Harris’i: “Kamala, sınırları yıkmaktan korkmayan birkaç kadından biri. O’nun önceliği şüphesiz ülkede büyüyen sosyal adaletsizlik, ırkçılık, eşitsizlik ve çevre gibi sorunlara cevap vermek olacak.” 2019 yılında, dört yıllık Trump yönetiminin ardından, ABD’de siyahi bir kadının başkan yardımcısı koltuğuna oturmuş olması gerçekten ilham veren bir hikaye olmuştu… Bakalım Harris, bu kez yeni ve daha güçlü bir hikaye yazabilecek mi?