Kalkınmanın kaldıracı olarak teknoloji

Kerem ÖZDEMİR
Kerem ÖZDEMİR KEREM İLE İŞİN ASLI

Teknolojinin kalkınma ile ilişkisi, sürdürülebilir ve sıçramalı etkileri ile modellenebiliyor. HPE Türkiye, Doğu-Güney Avrupa, Kafkaslar ve Orta Asya Genel Müdürü Güngör Kaymak ile bu ilişkinin bundan sonraki dönemde sağlayabileceği olanakları ele aldık.

HPE son yıllarda iş modelinde önemli değişikliklere gidiyor. Şirketlerin Green Lake modeli ile bilişimi servis olarak kullanmasından süper bilgisayarlar teknolojisine dayanan veri merkezleri ile bunun altyapısının sağlanmasına ve bir gelecek projesi olarak uzayda uydu üzerinde veri merkezi tutmaya kadar birçok ekonomik ve teknolojik boyutu olan bu değişim, HPE’yi gelecekte ne olacağını öngörme anlamında da başvurulacak önemli bir kaynağa dönüştürüyor. HPE Türkiye, Doğu-Güney Avrupa, Kafkaslar ve Orta Asya Genel Müdürü Güngör Kaymak ile yeni ihtiyaçlar ve bunları karşılamanın yeni araçlarını ele aldık. HPE’nin 2024 birinci çeyreğindeki sonuçlarının uzun vadeli stratejisinde ilerlerken karlılık beklentilerinin üzerinde bir performans göstermesi, sadece analizi değil iş modelini de dikkatle incelemeyi Türkiye için değerli kılıyor. Kaymak ile görüşmemizi yansıtacağım yazıların ilkinde teknolojinin etkilerinin analizi yer alıyor.

- Teknolojinin yarattığı yeni değişim dalgası, yeni bir sanayi devrimi görünümünde mi olacak yoksa yaşam tarzını etkileyen merkeziyetsiz gelişimle ortaçağa mı döneceğiz?

Belki kendimiz teknoloji sektöründe çalıştığımız için teknolojinin önemini biraz daha abarttığımız düşünülebilir ama böyle bir abartının olmadığı son yıllarda herkes tarafından çok belirgin bir şekilde gözlenebiliyor. Teknoloji hayatın her alanında hayatın her alanında daha fazla yer kaplayarak şu anda baskınlığını sürdürüyor. Biz HPE’nin var olma amacını insanların iş ve yaşam şekillerini geliştirmek olarak tanımlıyoruz. Dolayısıyla buradan da ürettiğimiz teknolojiyi ve teknolojik çözümleri bu amaçlar doğrultusunda nasıl kullanabiliriz diye de sürekli bakıyoruz. Baktığımız zaman birkaç alan görüyoruz.

- Bu alanları biraz analiz edelim mi?

Bunlardan biri ekonomiyi ve endüstriyi dönüştürmek. Bundan kastımız ne? Neyi nasıl tükettiğimiz, nasıl satın aldığımız, nasıl harcadığımız, nasıl değerlendirdiğimiz ve puanladığımız gibi birçok alışkanlığımız değişiyor ve bunları da hep teknoloji ile yapıyoruz. Alışverişe çıkmak istemezsen, e-ticaret şirketlerinden bir yerden suyunu da yemeğini de giysini de sipariş edebiliyorsun. Evinde kalmak istersen, o anda oynanacak olan maçın izleme hakkını satın alabiliyorsun. Maçı ya da bir filmi bu şekilde satın alıp televizyonda izleyebiliyorsun. Yani teknoloji, tüketme ve satın alma alışkanlıklarımızı tümüyle değiştiriyor. Birincisi bu.

İkincisi, bunu böyle yaptığın zaman işin yapılış şekli de değişiyor: Büyük mağazalar açmıyorsun, malları bir depoda biriktiriyorsun. Bugün motosikletli kurye yapılan ürünler eline geliyor; yarın belki bu teslimatlar dron ile yapılacak. Dolayısıyla ürünün sunulması şekli de; üretici tarafından nasıl sunulduğu ve nasıl dağıtıldığı da değişiyor.

İlk ikisi kadar ve belki biraz daha önemli olan üçüncüsü, bu ürünlerin ve hizmetlerin nasıl üretildiği. Teknoloji işin kalbine doğru yerleştikçe ve teknoloji geliştikçe artık tasarımdan kalite kontrole ve üretim süreçlerinin optimize edilmesine kadar birçok alanda teknoloji kullanıyorsun. Teknolojiyi kullanırken de robotları kullanıyorsun.  Hiç gecikme (latency) olmadan gerçek zamanlı veri alışverişinden faydalanarak robotlarla bu işleri yapıyorsun. Daha az insan kullanıyorsun. Daha az insan kullanmak iyi midir kötü müdür diye tartışılabilir ama özellikle tekrarlanan işlerde insanları boğmak ve sıkmak yerine bunu makinelere bırakarak insanları daha farklı amaçlarla daha yaratıcı işlerde kullanabiliyorsun.

- Bu yeni normalde teknolojiyi daha ülke ve birey olarak daha rekabetçi olmak üzere kullanmak için neler yapabiliriz?

Tüm bunların üzerine de dijital okuryazarlığı eğitim seviyesinden başlayarak daha ileriye götürebilirsek, o zaman ülkeyi ya da toplumu ileri taşımak mümkün. Şu anda belirli teknolojilerde ve alanlarda geride olabilirsin ama ülkeye gelecekte yarışa taze bir nefesle katılma imkânı veriyorsun. Özetlersem, ekonomileri ve endüstrileri dönüştürmeye destek olmak ve insan sermayesi gelişimine destek olmak şeklinde iki nokta bulunuyor.

Biz doğru zamanda doğru teknolojileri öğrencilerimizden başlayarak öğretebilirsek önemli sonuçlar elde edebiliriz. Bu sadece öğrencilerle sınırlı değil; okul hayatını bitirip şirketlerde çalışan insanlara da teknolojiyi öğreterek bunu daha verimli kullanmalarını sağlayabilirsek onları da hem dünyada hem kendi iş alanlarında daha rekabetçi bireyler olmaya hazırlayabiliyoruz. Teknolojinin böyle bir faydası da var.

- Popülerliğini kaybetmeyen sürdürülebilirlik alanında teknoloji boyutu neler katabilir?

Sürdürülebilirlik son dönemde hiçbirimizin dilinden düşmeyen bir konu. Bir iklim krizinin içinde yaşadığımızı bugün artık herkes kabul ediyor. Bu yılın eylül ayı, tarihteki dünyanın en sıcak eylül ayı oldu. İstanbul’a ve Türkiye’nin birçok yerine kar yağmadı. Buzullar eriyor; ozon tabakasındaki delik giderek büyüyor. Bir sürdürülebilirlik problemimiz var. Bu sürdürülebilirlik problemi yine ancak teknoloji ile çözüm bulabileceğiz; doğru optimizasyonlarla ve doğru tahminleme ile… Yağmurun ne zaman yağacağını, rüzgârın nereden eseceğini veya güneş ışığının nereden daha fazla geleceğini iyi analiz etmemiz gerekiyor. Bu analiz üzerinden yeşil enerjiye dönerek de fosil enerjilerin daha az tüketilmesini sağlayıp karbon ayak izinin düşürülmesi, -belki bizden geçti ama- çocuklarımıza hâlâ yaşanabilir bir dünya bırakmak amacıyla sürdürülebilirlik tarafında izlenebilecek bir yol. Bu noktada teknoloji çok önemli bir rol kazanmış durumda.

- Teknolojinin önem kazandığı başka bir alan var mı?

Bir diğer alan, savunma yetkinlikleri ancak bundan sadece savaşlar anlamında söz etmiyorum. Elimizdeki bilginin, mal varlığımızın, bilgi ve birikimimizin (know-how) ve aynı zamanda bulunduğumuz ülkenin ve toplumun savunma yeteneklerinin de artırılmasını kastediyorum. Bilginin giderek daha fazla önem kazandığı ve değerli olduğu bir ortamda, elimizdeki bilgi havuzuna istemediğimiz kişilerin ya da kurumların erişiminin engellenmesi; bu siber dünyada beklemediğimiz ataklara karşı kendimizi, ülkemizi ve kurumumuzu koruma imkânı önem taşıyor. Bunlara baktığımız zaman teknoloji bu anlamda da giderek kritik bir önem kazanıyor. Bunun yanında savunma silahları da endüstrinin gelişimi ile birlikte önemini artırıyor.

- Bu etkilerin toplamını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Etkilerini ekonominin ve endüstrinin dönüştürülmesi, iş yapış şekillerinin buna bağlı olarak değişmesi, sürdürülebilirlik ve savunma boyutlar ile ele aldığımızda teknoloji, insanlığın geleceğini belirleyici etkiye sahip ve giderek daha fazla önem kazanıyor diyebilirim.

      

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Cesur yeni dünya 25 Kasım 2024
Ben yapay zekâ olsam… 18 Kasım 2024