Kalemcilikten, eğitim ve ofis teknolojileri şirketine...

Didem Eryar ÜNLÜ
Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Adel / Faber-Castell’in CEO’su Oğuz Uçanlar, “Adel’i, kalemciliğin ötesinde, zamanın ruhuna ve gereksinimlerine uygun, ürün portföyü geniş ‘Eğitim ve Ofis Teknolojileri Şirketi’ haline getirmeyi hedefliyoruz” diyor.

Türkiye’de kırtasiye denince ilk akla gelen şirket olan Adel / Faber-Castell sektördeki 55. yılını kutluyor.

1969 yılında Anadolu Grubu bünyesinde faaliyete geçen şirket, dünyanın en eski yazım gereçleri firması olan Faber- Castell ile yürüttüğü iş birliğini 1995 yılında ortaklığa dönüştürdü.

Şirket, 27 senedir Borsa İstanbul’da işlem görüyor. Çayırova’da 36 bin metrekare üzerine kurulu üretim tesisiyle, kâğıt ürünleri haricinde gerek üretim miktarları gerekse ürün çeşitliliği açısından Türkiye’nin ve yakın coğrafyanın en büyük kırtasiye ürünleri üreticisi konumunda. 3 bin 800’e yakın ürün çeşidine sahip olan şirket, 30’un üzerinde ülkeye ihracat yapıyor. Adel / Faber-Castell’in CEO’su Oğuz Uçanlar’dan, ürün güvenliği başta olmak üzere, okula dönüş dönemi, şirketin yeni stratejileri ve gelecek vizyonunu dinledik.

Kırtasiye sektörü önemli bir büyüme potansiyeline sahip

“Türkiye’nin genç nüfus yapısı ve üniversiteler dâhil eğitim sistemindeki yaklaşık 26 milyon öğrenci, sektör açısından büyüme potansiyelini işaret ediyor. Adel’i, kalemciliğin ötesinde, zamanın ruhuna ve gereksinimlerine uygun, ürün portföyü geniş ‘Eğitim ve Ofis Teknolojileri Şirketi’ haline getirmeyi hedefliyoruz. Türkiye’de kırtasiye evrenini 10 binin üzerinde satış noktası, modern kanallar ve e-ticaret kanalları oluşturuyor. Adel / Faber-Castell olarak biz bunların 6 bin 500 tanesine doğrudan, geri kalanına da dolaylı olarak dokunuyoruz. Sektördeki sezonsallığı kırarak 12 aya yayılan bir ticaret modeline doğru gitme hazırlığı yapıyoruz. Yıl boyunca kırtasiye ürünleri dışında tüketicilere farklı ürünlerle de ulaşmak istiyoruz. Özellikle STEM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) alanında ürünlere odaklanıyoruz. Bu doğrultuda Çin’deki partnerimizle 2025 yılının ilk yarısı için 50- 60 ürünlük kısa liste üzerinde anlaştık.”

Büyüme ihracattan gelecek

“Dünyanın en eski yazım gereçleri firması Faber-Castell’in dünyada 9 ülkeye yayılmış kendisine ait 10 üretim tesisi bulunuyor. Bunun yanı sıra 23 ülkede satış firması, 120 ülkede distribütörü var. Firmanın dünya çapında çalışan sayısı ise 8 binin üzerinde. Bizler bu yapı içerisinde Türkiye olarak Avrupa’da ilk 3, dünyada ise ilk 5’teyiz. Gelecekte de Faber-Castell’in global ölçekte Türkiye’deki üretim tesisinden ve üretim gücünden daha fazla yararlanması gündemde. Türkiye’de ise açık ara sektör lideriyiz.

Yeni uluslararası iş birlikleri ve yeni ihracat pazarları ile global varlığımızı güçlendirmeyi hedefliyoruz. Geçtiğimiz yıl dünya kırtasiye ithalatının yüzde 21’inin yapıldığı Kuzey Amerika pazarındaki faaliyetlerini artırmaya yönelik adımlar attık. Ayrıca çok uluslu bir perakende devinin global tedarikçisi olduk. 1.5 milyon dolarlık bir ortaklık gerçekleştirdik. Bu arada UNICEF’in de global tedarikçisi konumundayız. İhracat son yıllarda bizi en fazla heyecanlandıran alan. Önümüzdeki 3-5 sene içinde büyüme ihracattan gelecek.”

Kırtasiye ürününü gıda ürünü gibi düşünmek gerek

“Kırtasiye ürününü gıda ürünü gibi düşünmek gerek” diyen Uçanlar, şunları söylüyor: “Sahte, markasız ve ürün güvenliğine sahip olmayan kırtasiye ürünleri çocuklar için büyük tehlike arz ediyor. Markasız ve kaynağı belirsiz ürünlerin kesinlikle kullanılmaması gerektiğinin altını çiziyoruz. Kendi çocuklarımıza kullandırmayacağımız hiçbir ürünü piyasaya sunmuyoruz felsefesiyle yılda ortalama 10 bin ürün güvenliği ve 30 bin ürün kalitesi testi gerçekleştiriyoruz. Ürünlerimizi fiziksel, kalite ve mikrobiyoloji testlerine tabi tutuyoruz.”

‘Türkiye’de ve dünyada biyoplastik ham maddeden kalem üretebilen öncü şirketiz’

• Adel / Faber-Castell toplumsal etki yaratacak projelerini “İyilik Ağacı” adını verdiği sosyal sorumluluk programı çatısı altında yürütüyor. Uçanlar şu bilgileri veriyor: “Ekolojik sürdürülebilirliği somut eylemlerle ele alıyoruz ve ‘İyilik Ağacı Ormanı’ projemizle orman ekosistemini korumaya destek oluyoruz. Ayrıca dünyadaki kaynakların tükenmesine engel olmak için ağaç cidarlı ürünlerimizi, sadece endüstriyel kullanım amaçlı olarak yetiştirilen FSC® ağaçlardan üretiyoruz. En önemli hedeflerimiz arasında 2050 yılına kadar, tüm iş operasyonlarımızın iklim değişikliği üzerindeki etkisini yüzde 50 azaltmak ve karbon ayak izimizi küçültmek var. TÜBİTAK onaylı AR-GE merkezimiz var. Ar-GE faaliyetlerimizde en önemli hedefimiz petrokimya türevli plastik miktarını azaltmak.

Her yıl AR-GE’ye yaklaşık 10 milyon TL ayırıyoruz. Atık çay lifinden nişastaya, atık zeytin çekirdeğinden alglere ve atık kahve posasına kadar pek çok farklı doğal kaynaklı içeriği; keçeli kalem, tahta kalemi, sulu boya gövdesi, tükenmez kalem ve oyun hamuru potu gibi birçok ürün grubumuzda biyo esaslı plastik ham madde kullanmak üzere çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bunların haricinde eş zamanlı alternatif ham madde kaynakları üzerinde çalışıyoruz. 2022 yılında ilk Biyokeçeli Kalemlerimiz raflarda yerini aldı. AR-GE ekibimizin kıymetli çalışmaları sayesinde Türkiye’de hatta dünyada Biyo esaslı plastik ham maddeden kalem üretebilen öncü şirketiz. Bu arada, sektörün ilk sürdürülebilirlik raporunu geçtiğimiz sene yayınladık.”

Alım gücü düştükçe, kaçak ürün artıyor

• Geçtiğimiz hafta İstanbul’da bir depoya düzenlenen operasyonda piyasa sürülemeye hazır, tanınmış markaları kopyalayan sahte kırtasiye ürünleri ele geçirildi. Oğuz Uçanlar şu bilgileri veriyor: “Operasyonda 1 milyon adedin üzerinde sahte ürün ele geçirildi. Bu sektörde yaşanan tarihi rekor. Güvenlik güçlerimiz gerçekleştirdikleri başarılı operasyonla sahte kırtasiye malzemelerinin piyasaya sürülerek çocuklarımızın sağlığının tehlikeye atılmasına engel oldu. Aynı zamanda haksız kazanç elde edilmesinin de önüne geçti. Bugün kırtasiye sektörünün cirosu yaklaşık 10 milyar lira. Bu pazarın beşte birini, sahte ürünler oluşturuyor. Hammaddenin yaklaşık yüzde 70’ini yurtdışından karşıladığımız için maliyetler artıyor. Alım gücü azaldıkça, kaçak ürünlerin oranı da artıyor. Hedeflediğimiz cirolara ulaşmak için, uygun fiyatlı bir portföy sunmamız lazım.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Bu bir hastalık! 10 Eylül 2024