Kahvede alışkanlıklar çok önemli
T. Murat Kolbaşı: Kendi kahve kültürümüzün de biraz farkında olalım
Türk kahvesi, Unesco’nun “Somut Olmayan Kültürel Miras” listesinde yer alıyor. Arzum Yönetim Kurulu Başkanı, girişimci, Türk kahvesi gönüllüsü T. Murat Kolbaşı da bu kültürel mirasımıza yıllardır tutkuyla sahip çıkıyor. Kolbaşı ile Türk kahvesinin dünyaya tanıtılması için atılabilecek adımları, Arzum’un yenilikçi çalışmalarını konuştuk:
“Kahvede Türkiye’nin bir tat alışkanlığı var. Yurtdışında da herkesin sevdiği lezzete uygun bir markası bulunuyor. Filtre kahvesini de espresso’sunu da o markanın ürünlerinden seçiyor. Eğer o kahveyi ince çekerlerse Türk kahvesi de içilebilecek. Tüketici bildiği sevdiği tadı arıyor; illa bizim kullandığımız kahve olması şart değil; o, bizim ağız alışkanlığımız. Türkiye’de Türk kahvesi içen birisi, onu beğenmemişse nedeni, Türk kahvesinin iyi veya kötü olması değil, kullanılan kahvenin ağız tadına uymaması…”
“Hangisini seviyorsanız o kahveyi için; ancak kendi kültürümüzün de biraz farkında olalım diyorum. Yurtdışında ısrarla Türk kahvesi istemeliyiz. Bir duyur, iki duyur… ‘Habire Türkler geliyor buraya bir Türk kahvesi makinesi koyalım’, mutlaka diyeceklerdir.”
“Arzum Vahaa ile Almanya’da otobanlarda giderken yol kenarlarında gördüğümüz küçük bahçeleri mutfaklara getirdik. Dolayısıyla insanların sebzesini, meyvesini kendi mutfaklarında yetiştirmeleri için de önayak olduk. Bu, aslında bir start-up projesi. Gençlerin içinde olduğu projeye hem destek oluyoruz hem de ürünün satış yetkilendirmesi bizde, yani bir çeşit ortaklık yapıyoruz onlarla.”
“Çok yeni bir ürünümüz var Arzum Okka Rich Spin, zengin karıştıran. Bu, cezveli kahve makinelerinin ilk karıştıranı. Çünkü, bizim bildiğimiz çok yaygın pişirilme yöntemi yanında Anadolu’da 16 civarında farklı Türk kahvesi yapılış şekli var. Bu karıştırma özelliğiyle bütün bunların ve yeni trend kahvelerin, örneğin içine çikolata atılmış olanların yapılabilirliğini artırmış olduk.”
Bu söyleşi ve köşemizin diğer haberlerinin ayrıntıları için lütfen ekonomim.com/yasam-keyfi’ne geçiniz…
Sivas’tan İstanbul’a… 1891’den bu yana özel formülleriyle köfte yapıyorlar
3N Sofra 1891 yılında Nuri Çınar tarafından Sivas’ta kurulmuş, halen şehirde aynı noktada hizmet veriyor. Bugün dördüncü kuşak işin başında. Nuri Çınar ve oğulları Nazım, Rıdvan ve Ahmet, formülünü sır gibi sakladıkları Yaprak Köfte yapıyorlar. İstanbul’da Karaköy (vapur iskelesinin tam karşısı) ve Tuzla’ya da (tadilatta) iki şube açmışlar. İstanbul şubelerini ailenin temsilcisi olarak Rıdvan Çınar, AŞOMDER üyesi işin mutfağından gelen Deniz Yaşar ve Müjdat Gürsoy’la birlikte yönetiyor. Manav ürünleri ve su hariç kullanılan tüm malzeme günlük olarak Sıvas’tan geliyor. Favori lezzetleri Yaprak Köfte, sadece dana eti ve kaya tuzundan oluşuyor.
Hilton, Türkiye’de “dalya” dedi
Hilton, Taksim Meydanı'na çok yakın bir mesafede yapılacak Canopy by Hilton İstanbul Taksim için anlaşma imzaladı. Böylelikle Türkiye’de 100. oteline ulaştı. Bu anlaşmayla birlikte Türkiye’ye giriş yapan Canopy markası, ülkede faaliyet gösteren sekizinci Hilton markası olacak.
Şef Nobu Türkiye’ye geliyor
Nobu Restaurant Group'un kurucusu ve aynı zamanda şefi olan Nobu Matsuhisa 22-23 Haziran tarihleri arasında Nobu Bodrum'da ve 24-25 Haziran tarihleri arasında Nobu İstanbul'da konuklarını karşılayacak.
Swissôtel The Bosphorus’da açık hava sineması
Swissôtel içerisinde yer alan Sultanpark’ta Fibabanka ana sponsorluğuyla açık havada sinema keyfi 20 Haziran’da başlıyor. “Açık havada Popcorn Kokusu Var” etkinliğinde yerli ve yabancı filmler 20 Haziran’dan itibaren yaz boyunca Swissôtel’in binden fazla dev ağacı içinde barındıran korusu Sultan Park’ta gösterime sunulacak.
Her katında farklı bir konsept: Galataport’taki Vandal
Türk girişimci Ömür Olcay’ın satın aldığı Amerika menşeili gastronomi markası Vandal, Galataport İstanbul’da yeni şubesinin kapılarını açtı. “Follow the pink rabbit” yani “pembe tavşanı takip et” sloganı ile yola çıkan Vandal’da ikonik tavşan simgeleri yer alıyor. Mekânda gün, kahvaltı başlayıp bistro olarak devam ediyor. Gece geç saatlerde ise DJ performansı sunan eğlenceli bir mekâna dönüşüyor. Birbirinden farklı konseptlerle tasarlanmış üç ayrı kattan oluşan Vandal Galataport’un 400 kişi kapasiteli teras katında Vandal Signature yer alıyor.