Kafkasya'da barış ve ticaret zamanı; "Orta koridorun" yükselişi

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan ticaret yolları iki çatışmadan dolayı sıkıntıda; Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya üzerinden geçen "Kuzey Koridoru", Gazze kaosu nedeniyle "Güney Koridoru" büyük ölçüde devre dışı kalmış durumdalar. Dolayısıyla gözler, Kafk asya'daki çatışma ortamı ve gerginlik nedeniyle bugüne kadar pek rağbet görmeyen "orta koridora" dönmüş durumda. Nitekim Ankara'da Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) ve Konrad Adenauer Vakfı (KAS) tarafından ortaklaşa düzenlenen konferansta da, Asya'yı Avrupa'ya bağlayan en kısa ticaret yolu olan "Orta Koridor"un geleceği masaya yatırıldı.

ZENGEZUR MESELESİ; YENİ ARAYIŞLAR...

Orta koridor hâlihazırda Hazar Denizi geçişli uluslararası ulaşım hattı ile Çin'den başlayıp, Kazakistan, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlanıyor. Barışın ardından Ermenistan Başbakanı Paşinyan'ın ortaya attığı "barış kavşağı" projesi de, "Orta koridor" hattına Ermenistan'ın dahil edilmesini öngörüyor. Paşinyan'ın önerisinin, Azerbaycan'la Ermenistan arasında hala resmen savaş durumu bitmediği, Ankara ile Erivan arasında da diplomatik ilişki kurulmadığı için henüz pek "alıcısı" yok. Ancak BaküErivan hattındaki barış görüşmelerinin hızla yürüdüğü, Erivan-Ankara hattında da temas trafiğinin hızlandığı unutulmamalı. Kafk asya'da barış ve işbirliği hiç olmadığı kadar yakın duruyor. Kafk asya'da "topyekün ticaret ortamı" konusunda en büyük sıkıntılardan biri de, Nahçıvan'ın Azerbaycan'ın diğer bölümü ile doğrudan kara bağlantısının olmaması, arada Ermenistan toprağı olan Zengezur bölgesi bulunması. Zengezur'dan geçecek, Nahçıvan'ı Azerbaycan'ın diğer bölümüne bağlayacak bir transit koridor fi kri uzun süredir gündemde. Ermenistan, Zengezur üzerinden Azerbaycan'ın iki yakasını bağlayacak olan kara ve demiryolunun kurulması halinde, iki tarafa da gümrük kapısı koymayı planlıyor. Azerbaycan ise, vatandaşlarının kendi toprakları arasında gümrüğe girerek yolculuk ve ticaret yapmasına sıcak bakmıyor. Daha önceki pazarlıklar, Ermenistan'ın Zengezur'da sağlayacağı kolaylıklara karşılık, Azerbaycan'ın da Ermenistan'ı Karabağ’a bağlayacak Laçın Koridoru'nda aynı "karşılığı" vermesi üzerinden yürüyordu. Ancak Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'ın kontrolünü tümüyle geri almasıyla birlikte, bu denklem çöktü. Ankara'daki konferansta Azerbaycan merkezli Caliber adlı Medya grubunun baş siyasi analisti Orhan Amashov, yeni bir "denklem" önerisi sundu; Zengezur'da Azerbaycan vatandaş ve mallarına sağlanacak gümrük muafi yeti karşılığında, Ermenistan'ın güney ve kuzey bölgeleri arasında Nahcivan'dan geçecek benzer bir "ulaşım koridoru" sağlanması. Amashev, Ermenistan'ın Zengezur bölgesini kuzeye bağlayan kara ve demiryolunun çok yetersiz olduğunu, Ermeni vatandaşları ve mallarının güneyden kuzeye, halihazırda Nahçıvan'da bulunan çok daha kullanışlı demir ve kara yollarını kullanmalarının mümkün olabileceğini söyledi. Sırf bu öneri bile, Kafk asya'da barış ve ticaret için "çare arayışının" somut örneği.

AVRUPALILAR'IN BAKIŞI

Avrupa Birliği de, kuzeyde Rusya, güneyde Gazze çatışmaları nedeniyle sıkışan Asya-Avrupa trafi ğine acil çözüm peşine düşmüş durumda. Konferans'ta konuşan Avrupa Birliği'nin Orta Asya özel temsilcisi Büyükelçi Hakala, Orta Koridor'un önemine sık sık atıf yaptı. Koridorun daha etkin hala getirilmesi için 33 noktada yatırıma, ayrıca gümrük mevzuatı, dijitalizasyon, lojistik merkezler oluşturulması gibi 7 farklı düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söyleyen Hakala, bunların "sarih, somut, yapılabilir ve gerçekçi" hedefler olduğunu da vurguladı.

Görünen o ki, orta koridorun daha etkin hale gelmesi konusunda teknik konular hızla çözülecek gibi. Asıl sıkıntı ise, siyasi bakışta. Ankara'daki tek günlük konferans bile, mevcut siyasi meselelerin bölge ülkeleri tarafından çözülebilecekken, dışardan gelen etkilerin nasıl "sıkıntı yaratabileceğinin" örneğini ortaya koyması açısından ilginçti. Konferans'a katılan Ermenistan temsilcilerinden hiçbiri ne 1915 olayları, ne Karabağ meselelerine girmemeyi, aksine Türkiye-Azerbaycan-Ermenistan arasındaki işbirliğinin yaratabileceği yeni umuda odaklanan konuşmalar yapmayı tercih ettiler. Ancak Finlandiya'nın Kafkasya özel temsilcisi Büyükelçi Kirsti Narinen'in Avrupa'dan bölgeye bakıldığında "savaş, zorunlu göçler ve soykırım görüldüğünü" söylemesi bu ortamı bir anda soğuttu. Belli ki Finlandiya, İsveç'le birlikte girdikleri NATO yolculuğunda Türkiye'nin koyduğu o ilk "vetoyu" unutmamış...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İki kritik tarih 21 Ekim 2024