Kafkaslar, NATO ve uçak meselesi...
Türkiye, önümüzdeki hafta dış politikada uzun süredir sessizliğin hakim olduğu Kafkas coğrafyası ile meşgul olacak gibi görünüyor.
Kafkaslar'daki hareketlenmenin ilk işaretleri, ABD Dışişleri Bakanı Blinken'in Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile yaptığı telefon görüşmesinde ortaya çıkmıştı. Blinken, Dağlık Karabağ'ı Ermenistan'a bağlayan Laçin koridorunun ticarete ve seyahate yeniden açılmasını istediği duyuruldu. Ermeniler, son dönemde Azerbaycan'ı Laçin koridorunu geçişe kapatmakla suçluyorlardı. Azerbaycan ise bu suçlamaları, geçiş rakamları da vererek yalanladı. Azerbaycan'ın, koridordaki barikatların bizzat Rus askerleri tarafından kurulmuş olduğunu da yaptığı açıklamalarda vurgulaması, Moskova'yı da meselenin doğrudan tarafı haline getirmiş durumda.
İŞİN İÇİNE İRAN DA MI GİRİYOR?
Önümüzdeki hafta, ısınan Kafkasya meselesine sadece ABD ve Rusya'nın değil, İran'ın da bir şekilde dahil olması büyük bir olasılık. Bunun işareti ise, cuma günü Tahran'daki Azerbaycan Büyükelçiliğine yönelik saldırıyla geldi. Tahran'daki Azerbaycan Büyükelçiliği'ne saldırının, Tahran ile Bakü arasındaki gerginliğin artmasıyla birlikte, tüm Kafkas meselesine etkileri gelecek hafta tüm dünyanın dikkatle izleyeceği bir konu olmaya aday.
İşin bir de Avrupa Birliği boyutu var; AB'nin de tam bu karmaşa içinde, Ermenistan ile siyasi-güvenlik diyalog sürecinin ilk toplantısını yapmak için Dışişleri'nden sorumlu Politik Direktör Enrique Mora başkanlığındaki bir heyeti Erivan'a göndermesi tesadüf değil elbette.
NATO'NUN GENİŞLEMESİ
Gelecek hafta yine Türkiye'nin çok konuşacağı dış politika meselesi, NATO'nun genişlemesi olacak gibi; ABD'deki Biden yönetimi Türkiye'nin F-16 alım isteğiyle, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılımı arasında doğrudan bir ilişki kurmadığını resmen açıklasa da, Kongre'deki hava farklı. Nitekim, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuland da, Kongre'ye bilgi verirken, "İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğini Türkiye'nin onaylaması durumunda ABD Kongresi'nin F-16 satışına izin verme konusunda daha istekli olacağını Türkiye'ye ilettik" açıklamasını yaptı.
Türkiye, İsveç'in terör örgütlerine desteği nedeniyle NATO genişlemesine yeşil ışık yakmıyor. Son olarak, aşırı sağcı bir politikacının Türkiye'nin Stokholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakması, İsveç hükümetinin ise bunu "seyretmesi" ise, Türkiye-İsveç ilişkilerine yeni bir gerilim konusu daha ekledi.
Bu tip provokasyonların ardından, "kimin karlı çıktığına" bakmakta fayda var. "Olağan şüpheli" Rusya. Ancak Türkiye'de seçimlerin yaklaşmasıyla, özellikle kritik dış politika konularının "propaganda malzemesi" haline getirileceğini de hesaplamak gerek. Nitekim 6'lı masanın son toplantısının ardından yapılan açıklamada, dışardaki gelişmelerin iktidar tarafından oy tabanını genişletmek için propaganda malzemesi yapıldığına ilişkin mesaj da dikkat çekti. Açıklamada, "halkın hür iradesiyle seçim sandığına gidip ülkenin kaderini belirleyeceği bu dönemde, dış dünyada her seçim dönemine denk gelen provokasyonların da dikkatle izlendiği" vurgulandı.
WASHİNGTON'DAN GELEN KRİTİK "UÇAK" MESAJI
Ukrayna meselesinin de Türkiye'yi etkilemeye devam edeceğini hesaplamak gerek elbette; Wall Street Journal gazetesi, Washington'un Ankara'yı "Amerikan yapımı yolcu uçakları konusunda uyardığını" yazdı. Habere göre, ABD Ticaret Bakan Yardımcısı Thea Rozman geçen ay resmen Ankara'dan, "Amerikan yapımı ya da üretiminde Amerikan yapımı parçaların kullandığı yolcu uçaklarıyla Rusya'dan Türkiye'ye sefer yapılmasına izin verilmemesini" istedi. Aksi halde, Türkiye'deki kişi ya da kurumların da "dolaylı yaptırımlara takılacakları" uyarısında bulundu.
Rusya havayolu şirketleri Türkiye'ye, Amerikan yapımı Boing uçaklarının da kullanıldığı pek çok sefer yapmaya devam ediyorlar. Amerikalılar yaptırım baskısını bu uçaklara "yakıt verilmesi", havaalanı hizmeti sağlanması gibi konulara kadar arttırmış görünüyorlar. 1 Ekim'den bu yana Rusya'dan Türkiye'ye iki binden fazla uçuş yapıldığı bilgisi, ABD'nin son uyarısının etkilerinin ne olabileceği konusunda bir fikir de vermekte.
ORTADOĞU DA SICAK
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'in gelecek hafta Mısır, İsrail ve Batı Şeria'yı ziyaret edecek olması da izlenmeye değer; Blinken ziyareti öncesinde İsrail güvenlik güçlerinin Cenin'de 9 Filistinli sivili öldürmeleri, bölgedeki gerginlik ve kaosu iyice arttırmış durumda. Filistinler'e yönelik baskı arttıkça, seçim sürecindeki Türkiye'deki tepkilerin de daha keskin, daha sert olacağını hesaplamak gerek elbette.
Tabi bir de Kuzey Irak bölgesel yönetimi lideri Necirvan Barzani'nin geçen hafta Erdoğan tarafından ağırlanması var. Belli ki Ankara, PKK terör örgütünün Suriye uzantısı PYD-YPG unsurlarıyla Fırat'ın doğusunda, yanlarına Amerikan subaylarını da alarak poz veren Kuzey Irak'taki iki etkili siyasi güçten birinin temsilcisi olan Kürdistan Yurtseverler Birliği Lideri Bafel Talabani'ye karşı, Barzani'yle "safları sıkılaştırma" peşinde.
NATO'nun genişleme süreci, yeni olası provokasyonlar, Ortadoğu ve Kafkas meseleleri ile yaptırımların dolaylı sonuçları, sadece Türkiye'nin dış politikasını değil, iç politikasını da etkileyecek gibi önümüzdeki günlerde...