Kadınlara güç veren üç rol model
Geçtiğimiz hafta bazı kuruluşlar 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında kadınlara yönelik çalışmalarını paylaşmak amacıyla, basın buluşmaları düzenlediler. Yoğun bir program çerçevesinde katılabildiğim üç etkinlikte umut veren başarılı projeleri dinleme fırsatı buldum. Kadınların iş yaşamında daha fazla yer aldığı, hayallerinin peşinden gidebilmeleri için desteklendiği ve hayatın her alanında mutlu oldukları günlere bir an önce kavuşabilmek dileğiyle bu üç rol modeli paylaşmayı diliyorum.
Şiddete karşı işbirliğinde büyük bir adım
Pandemiden önce küresel olarak her üç kadından bir tanesi, çoğunlukla birlikte olduğu partneri tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyordu. Bu tablo pandemi döneminde daha da ağırlaştı. UN Women verilerine göre yaklaşık 10 kadından 7'si, pandemi sırasında aile içi şiddetin arttığını söylüyor. Her iki kadından biri doğrudan veya dolaylı şiddet görüyor. Üstelik şiddet gören kadınlar, çoğu zaman çekindikleri için dışarıdan yardım aramıyorlar.
Unilever iki yıl önce şiddete karşı bir hareket başlatarak, Ev İçi Şiddet ve İstismara Yönelik İş Yeri Politikası’nı açıklamıştı. Kuruluş çalışanlarının güven duyarak yardım isteyebildiği ve bir çalışma arkadaşının risk altında olduğunu hisseden herkesin duruma müdahale edebilecek temel eğitime sahip olduğu bir çalışma kültürü yaratmaya odaklandı. 2021 yılında Dünya Kadınlar Günü’nde ‘Sessizliği Boz’ kampanyasını başlatmıştı. 2 Mart 2022 tarihindeyse, çalışanları arasında ev içi şiddet hakkında farkındalığı artırmak ve bu bilinci ekosistemine de yaymak amacıyla Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) ile bir protokol imzaladı.
Unilever bu protokolle; ev içi şiddetin insanda oluşturduğu fiziksel ve psikolojik sağlık problemlerinin iş hayatına etki edeceğinin farkında olacağını; şiddete uğrayan çalışanların ve/veya çalışma arkadaşlarının şiddete uğradığını veya şiddet uyguladığını öğrenen çalışanların, çekinmeden paylaşacakları bir ortamı sağlamak için gerekli tüm tedbirleri alacağını taahhüt etti. Kuruluş, imzaladığı protokolle ayrıca Federasyon’un ev içi şiddetle mücadelede çok önemli bir araç haline gelen Acil Yardım Hattı’na maddi destek de sağladı.
5 bin kişiye eğitim
Unilever Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi, Satış ve Müşteri Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Leyal Eskin Yılmaz, basın toplantısındaki konuşmasında toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddete karşı yapılması gerekenler konusunda eğitimin önemine dikkat çekti. Yılmaz’ın verdiği bilgiye göre, Unilever, fabrikalar, saha ekipleri ve iş ortaklarına verilecek eğitimlerle yılsonuna kadar 5 bine yakın kişiye ulaşmayı hedefliyor.
Protokol kapsamında Unilever çalışanları da ev içi şiddete maruz kalmaları durumunda, Federasyonun Ev İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’nı (0212/0549 656 96 96) arayarak; 7/24 hizmet veren profesyonel uzmanlardan erkek şiddeti, taciz ve istismar konularında, telefonla psikolojik destek, hukuksal bilgilendirme ve yönlendirme alabilecek.
Daha kapsayıcı, adil ve sosyal bir dünya hedefi
Dünyada pek çok kişinin sırf kimliklerinden dolayı dışlandığı ya da yeterince temsil edilmediğine dikkat çeken Unilever Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi, Dış İlişkiler ve Kurumsal İletişim Direktörü Ebru Şenel Erim kuruluşun vizyonunu şu cümlelerle özetledi: “Biz, herkesin eşit muamele gördüğü bir topluma erişmek istiyoruz. Bu amaçla reklamlarımızı ve markalarımızı dönüştürüyor, ürünlerimizi daha kapsayıcı hale getiriyor, tedarik zincirimizde çeşitliliği teşvik edip destekliyoruz. Tüm bu çalışmalarımızın ortak amacı, eşitlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık elde etmek… Cinsiyet eşitliğinin de ötesine geçen bir yaklaşımla farklı ırk ve etnik kökenden insanlar ya da engelli veya LGBTQI+ bireyler için, güçlü şekilde kapsayıcı bir kültür oluşturmak için çalışıyoruz”.
Zihniyet dönüşümüne büyük katkı
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü protokolün imza töreninde yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Ev içi şiddetin ciddi boyutlara geldiği günümüzde Unilever gibi tüketicisinin çok büyük bölümü kadın ve gençler olan bir şirketin, bu konudaki mücadeleye destek vermesini değerli buluyorum. Reklamlarında dahi ‘ev işinin kadının erkeği yok!’ mesajı vererek toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu yapan Unilever’in, bizim sahadaki çalışmalarımıza çok değerli katkıları olacağına inanıyorum. Ayrıca Unilever’in ekosistemiyle birlikte Türkiye’nin dört bir yanında çalışan ağına sahip olması da çok geniş bir alanda zihniyet dönüşümünün sağlanmasına çarpan etkisi yaparak katkı sunacaktır.”
Vodafone 3 yıl içinde kadın çalışan oranını yüzde 50’ye çıkaracak
Dijital Toplum, Kapsayıcılık ve Çevre alanlarında katma değerli çalışmalara imza atan Vodafone, kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılımını teşvik eden projeler geliştirmeye devam ediyor. Vodafone Türkiye ve Türkiye Vodafone Vakfı çatısı altında yaptığı çalışmalarla kadınların en büyük destekçilerinden biri olan Vodafone, 2025 yılına kadar şirket genelindeki kadın çalışan oranını yüzde 44’ten yüzde 50’ye çıkarmayı hedefliyor.
Vodafone’un kadınlara yönelik projeleri ve gelecek hedefleri, Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy ve Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcıları Hasan Süel, Meltem Bakiler Şahin, Ayşegül Arıcan Şeker’in katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda paylaşıldı.
Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle düzenlenen toplantının açılış konuşmasını yapan Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy’un verdiği bilgiye göre, Vodafone Grubu’nun dünyada 36 bin 500’ün üzerinde kadın çalışanı var. Türkiye’de telekom sektöründe kadın çalışan oranı yüzde 30 iken, Vodafone’da bu oran yüzde 44’e erişmiş durumda. Kuruluşun, orta ve üst düzey pozisyonlarda kadın çalışan oranı yüzde 41; bayilerde yüzde 40; çağrı merkezlerinda yüzde 72.
Vodafone Grubu, 2025’e kadar kadınlar için dünyanın en iyi işvereni olmayı, 2030 yılına kadar da yönetimde ve liderlik rollerinde kadın oranının yüzde 40’a çıkarılmasını hedefliyor. Vodafone Türkiye bu global hedefin bir uzantısı olarak 2025 yılına kadar şirket genelindeki kadın çalışan oranını yüzde 50’ye çıkarmayı hedefliyor.
Vakıf projeleriyle yaklaşık 61 bin kadına ulaşıldı
Türkiye Vodafone Vakfı da kadınların güçlenmesine yönelik projelerini 11 yıldır sürdürüyor. Bu süreçte sırasıyla Teknolojide Kadın Hareketi, Soma’da Önce Kadın, Kırmızı Işık, Girişimcilikte Önce Kadın ve Dijital Benim İşim gibi önemli çalışmalara imza atan Vakıf, bu projelerle 61 bine yakın kadına ulaştı ve toplam 8,7 milyon TL’lik yatırım yaptı.
Vakfın halihazırda devam etmekte olan Dijital Benim İşim projesiyle, 18 yaş üstü kadınlara Milli Eğitim Bakanlığı'nın halk eğitimi merkezlerinde sınıf içinde ve dijital ortamda Dijital Okuryazarlık ve Dijital Pazarlama eğitimleri veriliyor. Bugüne kadar 13 ilde toplam 5 bini aşkın kadına ulaşan proje kapsamında, eğitimlerden mezun olan 63 kadın kursiyer Vodafone Müşteri Hizmetleri bünyesinde istihdam edildi. Projenin sosyal etki araştırmasına göre, verilen eğitimlerle 1 yılda 5 milyon TL’lik sosyal değer elde edilirken, projeye yapılan her 1 TL'lik yatırım için 5 TL'lik değer yaratıldı. Projeyle, önümüzdeki dönemde 20 ilde toplam 12 bin kadına ulaşılması hedefleniyor.
Türkiye Vodafone Vakfı’nın 2014 yılında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı desteğiyle hayata geçirdiği Kırmızı Işık mobil uygulaması da kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir araç olmaya devam ediyor. Kadınların şiddete maruz kaldığı anlarda kolluk kuvvetleri ya da yakınlarına kolaylıkla haber verebilmesini sağlayan Kırmızı Işık, bugüne kadar toplam 371 bin kez indirildi ve 1.031 aylık aktif kullanıcı sayısına ulaştı.
“Her alanda ben varım” diyen kadınların yanında
Vodafone, öncüsü olduğu “Ben Varım” hareketiyle, genellikle erkeklerle özdeşleştirilen, erkek egemenliğinde olduğu düşünülen alanlarda kadınların da var olduğunu göstermeyi ve cinsiyetçi algıyı kırmayı hedefleyerek kadınların kendilerine yakıştırdıkları her alanda ben varım demelerini teşvik ediyor. Bu konuda bir manifesto da yayınlayan şirket, “Her alanda %100 eşitlik için Ben Varım” anlayışıyla yaptığı çalışmalarla 3 ay gibi kısa bir sürede %33 “Ben Varım” bilinirlik skoru elde etti.
Diğer yandan, son 10 yıldır Beşiktaş Vodafone Kadın Futbol Takımı’na destek veren Vodafone, göğüs ve isim sponsorluğunu içeren bu destekle kadın futboluna yönelik farkındalığı artırmayı hedefliyor. Vodafone’un son olarak Beşiktaşlı kadın futbolcuların hikâyelerine yer verdiği “Ben Varım” belgeseli, YouTube’da 3,3 milyonu aşkın izlenmeye ulaşarak önemli bir başarıya imza attı. Vodafone ayrıca, 10’uncu yıl için özel olarak tasarlayıp ürettiği formaların satışından elde edilecek gelirle toplam 200 kız çocuğunun futbol eğitimine katkıda bulunacak.
Yatırımcısı dahil tüm çalışanları kadınlardan oluşan mağazalar
Vodafone, bayi kanalında da kadın istihdamının artmasını destekliyor. Yatırımcısı dahil tüm çalışanlarının kadınlardan oluştuğu Vodafone’da Kadın Emeği mağazalarıyla, kadınlara gelir fırsatlarını artırma, teknolojiye erişme ve girişimci olma fırsatı sunuyor. Proje kapsamında halihazırda 9 ilde 13 mağazada toplam 55 kadın istihdam ediliyor. Projeye dahil olmak isteyen kadın yatırımcılardan minimum 1 yıl boyunca sadece kadın personel çalıştırmaları talep edilirken, her yatırımcıya aylık personel başına 1.500 TL'lik sigorta prim desteği sağlanıyor.
Kadın girişimcilere destek
Geçen hafta, Finans teknolojileri kuruluşu iyzico’nun "iyzico Kadın Girişimci Destek Programı”nım sonuçlarını paylaştığı basın toplantısında ilham veren dört kadın girişimcinin öyküsünü dinledik.
Famhub kurucusu Ege Akdemir, Hipokids kurucusu Evren Büyük Kepkep, Kiklou kurucusu Hande Aykun ve Oncowear kurucusu Çağla Acar’ı yakından takip etmenizi öneririm. Yaptıkları işi seven, vizyon sahibi, bilgili ve geleceğe sağlam adımlarla ilerleyen bu genç kadınlarla gurur duyacaksınız.
Kadınların küresel ekonomiye katkısı 3 trilyon dolar
Basın buluşmasında konuşan iyzico CEO’su Barbaros Özbuğutu’nun verdiği bilgiye göre, küresel olarak her üç küçük, orta ve büyük işletmeden sadece bir tanesi kadınlara ait. En az bir kadın girişimcinin olduğu küçük ve orta ölçekli işletme sayısı 8-10 milyon civarında. Bu çerçevede kadınlar küresel ekonomiye 3 trilyon dolar katkı sağlıyor.
Kadınların işletme sahipliğine katılımının, ülkelerin gelir düzeyiyle de pozitif bir ilişki içinde olduğunu belirten, Barbaros Özbuğutu, düşük gelirli ülkelerde, her 4 işletmeden sadece bir tanesinin kadın sahibi olmasına karşın, bu oranın orta gelirli ülkelerde yüzde 36 , yüksek gelirli ülkelerde yüzde 37’lere eriştiğine dikkat çekiyor.
Teknoloji sektöründeki erkek egemenliğine dikkat çeken iyzico CHRO’su Bucu Çilingir, izyco’nun yüzde 45’lik kadın çalışan oranıyla, sektörde ilk sıralarda yer aldıklarını ve kadın girişimcilere desteklerinin süreceğini söyledi.
150 kadın girişimci
2021!in ikinci yarısında başlayan “iyzico Kadın Girişimci Destek Programı” kapsamında 150 kadın girişimciye finanstan eğitime, pazarlama ve tanıtımdan özel indirimlere kadar birçok avantaj sunulmuş. Programa dahil olan kadın girişimciler, 6 ay içinde işlem adedinde yüzde 43, işlem hacmindeyse yüzde 15 oranında bir artış sağlamış. 6300 işlem 0 komisyonla geçerken, program kapsamındaki üye işyerleri, 15 bin müşteriye ulaşarak, 2 milyon TL’ye yakın işlem tutarı elde etmiş.