Kadın dayanışmasına yeni “SES” geliyor
SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği Kurucu Başkanı Gülseren Onanç, “Kadınların eşitlik mücadelesi 100 yılı aşkın zamandır devam ediyor. Bu zaman içinde beraberce yol yürümeden bir şeylerin eksik kaldığını gördük. Bu nedenle hayatın her alanında kadın birlikteliğinin ve dayanışmasının gerçekleşmesini istiyoruz” diyor.
“Kadınlarla ilgili mücadelem aslında Mardin’den İstanbul’a gelişimizle beraber annemin oturduğumuz apartmandaki kadınlarla kurduğu dayanışma ağıyla başladı. Bu süreç hayatım boyunca devam etti” diyen SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği Kurucu Başkanı Gülseren Onanç, 20 yıla yakın bir süredir sivil toplum ve siyasi alanda kadın hakları başta olmak üzere toplumda eşitlik mücadelesi veren kesimlere katkı sunmak için çalışan bir kadın. “Kadınların hayatına dokunmanın herkesin elini taşın altına koyabileceği bir konu” olduğunu savunan Onanç, bu konunun toplumsal bir mesele olarak görülmesi gerektiğine inanıyor.
“Toplumda eşitlik mücadelesi” olarak tanımladığı çalışmalarına 2003’te KAGİDER’in kurucularından biri olarak başlayan Gülseren Onanç, 2017 sonunda geniş kesimlerden kadın hareketi temsilcilerinin bir araya geldiği Eşitlik Adalet Kadın Zirvesi’ni düzenliyor. Zirve sonrasında ise sivil toplumu güçlendirmek hedefiyle Eşitlik Adalet Kadın Platformu’nu kuruyor. Türkiye ve dünyadaki kadın hareketini yakından takip ettikleri bu süreç; kendisi gibi çalışan, yazan ve düşünen arkadaşları ile birlikte 2019 sonbaharında SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği’ni kurmalarına yol açıyor. Onanç, derneğin hedeflerini şu sözlerle tanımlıyor: “Kadınların eşitlik mücadelesi 100 yılı aşkın zamandır devam ediyor. Bu zaman içinde beraberce yol yürümeden bir şeylerin eksik kaldığını gördük. Bu nedenle hayatın her alanında kadın birlikteliğinin ve dayanışmasının gerçekleşmesini istiyoruz; çünkü toplumsal cinsiyet eşitliği ancak böyle sağlanacak. Sürdürülebilir bir dünya için de bunun bir zorunluluk olduğunun bilincindeyiz. Bunun için SES’imize farklı toplumsal kesimdeki kadınların ses vermelerini bekliyoruz.”
Sivil toplum hareketine “yeni bir bakış”
“Yıllardır devam eden serüvenimizde demokrasinin ve gelişmişliğin özündeki en önemli değerin eşitlik olduğuna inanıyoruz” diyen Gülseren Onanç’ın söyledikleri sivil toplum derneklerinin geleceğine ilham vermek açısından önemli:
“Birleşmiş Milletler, 2015 yılında Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı yayınladı ve hükümetleri, sivil toplumu ve iş dünyasını amaçların gerçekleşmesi için destek vermeye çağırdı. Bu hedeflerin en temel değerinin eşitlik; 5 numaralı toplumsal cinsiyet eşitliği maddesinin de temel kaldıraç olduğuna inanıyorum. İnsan türünün kendini diğer türlerin üstünde gördüğü bir dünya sürdürülebilir değil. Kadın ve erkek, beyaz ve zenci, Kürt ve Türk, Alevi ile Sünni eşit değilse o toplumda sürdürülebilir bir kalkınmadan söz edilemez. Öte yandan kutuplaşma toplumsal barışı yaralayan ve gelişmeyi engelleyen bir olgu. Kutuplaşmayı dayanışmayla yenebilir; eşitliğe dayanışmayla ulaşabiliriz. Bu nedenle savunduğumuz diğer olgu, dayanışma. SES’in yeni tip bir sivil toplum derneği olmasını hedefliyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliği herkesin sahiplenmesi gereken bir konu. Çünkü buradaki eşitlik sadece kadınları değil aynı zamanda erkekleri de zenginleştirecek ve dünyayı sürdürülebilir kılacak. Derneğimiz, ayrıca iklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınma perspektifine sahip çıkarak savunuculuk yapacak.”
Yerelde kadın siyasetçiler güçlenmeli
SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği’nin gündeminde yerel yönetimlerde kadın siyasetçileri güçlendirmek de var. Sürülebilir kalkınmanın sağlanmasında kadınların çok daha etkili olduğunu, bu nedenle yerelde kadın siyasetçilerin güçlenmesi gerektiğini söyleyen Onanç, “Yereldeki ve belediye meclislerindeki kadın siyasetçileri destekleyeceğimiz bir projemiz var. Özellikle sürdürülebilir kalkınma hedeflerini hangi politikalarla uygulayabileceklerini öğrenmelerini, bu konunun temsilcileri olmalarını sağlamayı ve böylece kadınların öncülüğünde politikaların belirlenmesini sağlamayı amaçlıyoruz. Bu sayede kadınlar kendi tabanlarına ulaşıp, onların sorunlarına çözüm üretip, daha güçlü olabilecekler. Dört dönem, beş dönem devam eden erkek siyasetçi sayısı çok, fakat kadınlar en fazla değişen milletvekilleri. Bu nedenle kadınların güçlendirilmesi ve tabandan desteklenmesi gerekiyor.”
“Bu yürüyüş eşitliği ve dayanışmayı temsil ediyor”
Gülseren Onanç, SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği ile daha fazla kadının kendi geleceklerini kendi ellerine alabilecekleri özgüveni geliştirmelerini sağlamak için çalışacaklarını söylerken, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunun başta gençler olmak üzere tüm bireyler tarafından sahiplenilmesi gerektiğini dile getiriyor. Dernek; yaklaşık 20 aydır yayın yapan ve kadın haberciliğine farklı bir boyut getirmeyi amaçlayan SES Eşitlik Adalet Kadın Platformu, SES Eşitlik ve Dayanışma Zirvesi ve SES Talks’ın yanı sıra, 8 Mart Kadınlar gününde gerçekleşen ve Türkiye’de bir ilk olan SES Kadın Mentörlük Yürüyüşü olmak üzere daha fazla kadına dokunmak için farklı etkinlikleri hayata geçiriyor.
Küresel Mentörlük Yürüyüşü’nün 13 yıldır 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Vital Voices tarafından dünya çapında düzenlenen bir etkinlik olduğunu öğreniyoruz Gülseren Onanç’tan. Bu sene ise 66 farklı ülkede 160 şehirde eş zamanlı düzenlenen etkinlik sırasında birbirlerini tanımayan kadınlar birlikte yürüyorlar, iki saati beraber geçiriyorlar. Onanç, “Bu yürüyüş eşitliği ve dayanışmayı temsil ediyor. Çünkü yürüme eylemi herkes için eşittir. Deneyimli ve yarısından fazlasını öğrencilerin oluşturduğu daha az deneyimli kadınlar bu yürüyüşle bir araya gelerek kişisel ve mesleki deneyimlerini, sosyal ve toplumsal alanda yaşadıkları zorlukları ve başarıları paylaşıyorlar. Eşitliği yolda kol kola yürüyerek sağlıyorlar. Bu belki bir damladır ama etkili olacağına inanıyoruz. Farklı şehirlerden talepler aldık. Bir sonraki etkiliğimizi İzmir’de yapabiliriz” yorumunu yapıyor