Kabahat Fed’de değil
Yaz aylarının rehaveti tamamlandı. Eylül ayı le birlikte yatırımcıların küresel piyasalara dönüş süreci başladı ve pozisyonlar şu aşamada yeniden gözden geçiriliyor. Fed’in yönlendirmesi, emtia hareketliliği, değişen beklentiler derken portföylerin ayarlanma süreci ivme kazandı. Diğer yandan da global merkez bankalarının takındığı tavır bir nevi “herkesin yanındakine tekrar bakması” şeklinde bir hale dönüştü. Gelişmiş ülkelere yönelik beklentiler değişirken, bu kez gelişmekte olan ülkeler oldukça proaktif davranıyor.
Tüm konuların odak noktası enerji maliyetlerindeki artış. Emtia grubunun sürükleyicisi de başta petrol kontratları olmak üzere doğal gaz, elektrik ve diğer girdi maliyetlerindeki yükseliş. Avrupa’nın zorlanması ve vadeli işlemlerdeki prosedürün yeniden gözden geçirilmesini içerir teklife dek uzanan geniş yelpazede yoğun problem başlığı söz konusu. Rusya’dan çıkan gazın yaklaşan kış mevsimi ve kurak geçen yaz aylarının ardından tüketim cephesindeki artışı karşılamakta güçlük çekmesi yatırımcıların farklı pozisyon davranışları içerisine girmesine neden oluyor. Doğal olarak gün sonunda yeniden enflasyon beklentilerindeki değişim ve faiz hadlerindeki yukarı yönlü baskı ile karşılaşıyoruz.
Dönemler arasında dikkatli geçiş yapmakta fayda var. Yılın ilk çeyreğinde yaşadığımız faiz yükselişi ile bugün karşılaştığımız durum iki farklı senaryo üzerinden şekilleniyor. İlk kısımda gerçekleşmemiş ve fakat beklentisi satın alınan enflasyon hikayesiyle yaklaşım söz konusu iken bugün Fed’in ilerlediği yolda yapması muhtemel değişikliklerin daha ciddi kanıksandığı ve buna göre pozisyon alındığı bir dönemi konuşuyoruz. Kaldı ki bugün için bir diğer önem farklılık da yıl başlangıcında –ben dahil- “geçici enflasyon baskıları” olabileceğini dile getiren kamp belki yine aynı noktada durmakla birlikte sürecin sanılandan daha uzun bir zaman aralığına yayılacağını yüksek sesle dile getiriyor. Bu da yine enflasyon beklentilerini tetikleyen unsur olarak şekilleniyor.
Peki, hangi dönemdeki gelişmeleri daha ciddiye alarak tavır takınmalı? Kuşkusuz bugün olan biteni. Ayakları daha yere basar bir eğilim olması ve para politikalarındaki değişim sürecine de denk gelmesi nedeniyle önemsemeli, dikkatli pozisyon ayarlaması gerçekleştirmeli. Norveç, Yeni Zelanda gibi önemli gelişmiş ülke merkez bankalarının politika faizlerinde artışa gittiği bu ortamda bir sonraki en kuvvetli aday İngiltere MB (BOE) olarak karşımıza çıkıyor. Hafta sonu Banka’nın Bailey ve Saunders gibi iki kritik isminden gelen enflasyon değerlendirmeleri ve para piyasalarındaki +15bp faiz artışı fiyatlaması yatırımcı cephesindeki değişimi teyit ediyor.
Bu noktadan sonra dikkate alınması gereken birkaç önemli başlık var. Öncelikle emtia grubundaki yükselişin bu şekilde soluksuz bir eğim hızı ile devam etmesini beklememeli. Bu, kısa vadeli işlem yapan kesimi ilgilendiren, doğru giriş-çıkış noktasını olabildiğince optimumda sağlamaya çalışmanın temeli. Öte yandan arz kesintilerinin seyri ve kış mevsiminde talebin nasıl seyredeceği konusu da kritik. Öyle ki merkez bankaları şiddeti düşer şekilde devam eden ancak yine de hayatımızda olan pandemi başlığına karşı kendilerini istemedikleri şekilde enflasyonla mücadele etmek pozisyonunda bulabilirler. Kuşkusuz önemli bir risk. Gerek algı, gerek bu zamana dek atılan adımların efektifliği gerekse toparlanmanın geleceği açısından ‘siyah kuğu’ başlığından söz ettiğimizi unutmayalım. Hikayenin devamı, yapısal sorunları artık daha fazla gün yüzüne çıkan Çin ekonomisinin de yer aldığı ‘stagflasyon riski’ tartışmalarına dek uzanır ki en istenmeyen durum olduğunun altını çizelim.
Peki, o esnada gelişmekte olan ülkeler cephesi ne durumda? Mayıs 2013 sonrasından tek ders çıkaran pozisyonu sadece Fed için geçerli değil. GOÜ grubunun önemli kesimi de ev ödevlerini ciddi çalışmış durumda. Son olarak geçtiğimiz hafta Polonya’nın da faiz artışına gittiğini, üstelik piyasa beklentilerinin üzerinde bir adım ve sürecin sonrasına dair şeffaf iletişim kurduğunu takip ettik. Bu hafta da Şili’den benzer adımın gelmesi bekleniyor. Stagflasyon en çok GOÜ grubu için risk. Henüz o noktada olmasak da dillendirilmesi dahi sınırlı düzeydeki fon akımlarının çıkışı için fazlasıyla yeterli.