JH, Powell açıklamaları ve EUR
Geçtiğimiz hafta bu köşede girişini yapmaya çalıştığım önemli bir dönüşüm sürecinin başlangıcında bulunuyoruz. Zaman geçtikçe, konu biraz daha anlaşılır oldukça üzerine yapılan tartışmalarda hem artıyor hem şiddetleniyor. En yakın örneği ortak para birimi EUR üzerinden kopan son fırtına. Üstelik piyasa işlemcilerinden gelen bir tepki reaksiyonundan bahsetmiyoruz. Doğrudan ECB’den gelen etki-tepki mekanizması işliyor. Gelin birlikte kafa yoralım.
Önce hikayenin adını koyalım: Fed’in Jackson Hole’da Başkan Powell tarafından açıklanan yeni stratejisi gelişmiş ülke merkez bankacılığının geleceği açısından tarihi bir dönüşümü ifade ediyor. Konunun detay barındırması ve odak noktasının ilk etapta piyasa tepkisinin nasıl gelişeceği üzerine oluşması taşıdığı tartışma potansiyelinin anlaşılmasına imkan tanımadı. Ancak, zaman geçtikçe, biraz daha kapsamlı kafa yoruldukça 2008-09 krizi sonrası Fed’in kendisi tarafından kurgulanan politika mekanizmasına destek amaçlı nasıl Amerikan Doları üzerinden ek fayda sağlama çabası içerisine girdiği ve bunu şimdilerde de kurgulamaya çalıştığı daha kolay anlaşılır oldu. Benzer süreçler, farklı sorun başlıkları. Hikaye tam olarak bu.
Yeni dönemin en popüler tartışma başlığı Fed’in kendisini sahneden sessiz sedasız çeker gibi görünse de aslında ciddi anlamda gürültü yarattığı olacak. Bakın çoktan bu süreç EUR değeri üzerine başladı bile. ECB cephesinden gelen açıklamalar ve sürecin Financial Times’da kaynaklara dayandırılarak oluşturulan makale üzerinden devam ettirilmesi net bir merkez bankacılığı iletişim kanalının çalıştırılması aşamalarıdır. Başka bir şekilde ifade etmek mümkün değil. Öte yandan EUR seviyesi üzerine yapılan tartışmaların çoğu maalesef sağlıklı temellere dayanmıyor. Öncelikle spot piyasada oluşan EURUSD fiyatlaması üzerinden “değerli” veya ”değersiz” diyerek tanımlamak sadece kolaycılık. Zira bunu özellikle ABD-Çin sürtüşmesi ve ticaret üzerinde kurduğu baskılara yuan zayıflaması şeklinde cevap veren PBOC hikayesinde de tecrübe ettik ki kur üzerine yapılan değerlendirmelerde reel seviyedeki gidişat ve ticaret ağırlıklı endeks ölçümlemelerine de bakmak gerek. Dahası, bu sürecin yeni bir trendi başlatıp başlatmadığını da anlamak gerekiyor. Yani, günlük konuşmaların ötesinde yapısal değişime odaklanmak daha doğru.
ECB’nin işlettiği etki-tepki mekanizması kendi içerisinde doğru. Neden? Pandemi ile mücadele sürecinde kendilerinden beklenmeyen ölçekte aktif şekilde hareket ettiler. Genişletilen mevcut programın yanında ek yeni varlık alımları da başlattılar. Böylece bölge borçlanma maliyetlerini düşürürken, kamu kesimine de salgına karşı koyma çabalarında oyun alanı açmış oldular. Devreye koydukları politikanın aksaması şu an istedikleri son şey olsa gerek. Benzer durum global merkez bankacılığının her noktası için geçerli. Dahası, ECB’nin çağrılarına AB uzun zaman sonra gerçekten “birlik” olmak tanımını karşılar şekilde Avrupa Kurtarma Fonu (AKF) sürecini devreye alarak cevap verdi. Tüm bunlar olurken sürecin doğal yansıması da uzun yıllardır para politikalarındaki ayrışma ve büyüme performanslarının çizdiği resim kaynaklı zayıf seyreden bölge parası EUR için değer kazanımına zemin hazırladı. Ancak, kaçırılan esas nokta ise şu: Özellikle Haziran ayının ikinci yarısından bu yana küresel risk alma iştahı iki finansal ürün üzerinden şekilleniyor; EUR ve ons altın.
Bir önceki paragrafın sonuna neden piyasa gelişmelerini eklemek ihtiyacı duydum? Şu sebepten: EUR değerlenmesinin yapısal mı kısa vadeli gelişmelerden mi kaynaklandığını anlayabilmek için. Yani, önce röntgeni çekelim ki durum netleşsin. Diğer yandan ise ECB zamanlama olarak biraz erken davranmış olabilir. Gelecek hafta takip edilecek olan Eylül ayıp faiz kararı öncesinde bu tarz bir aceleci davranış kendi elleriyle yarattıkları piyasa baskısına neden olacak. Oluyor da. Beklentilerin bir anda farklılaşması gerçekleşmedikleri senaryoda daha önceden devreye alınan önlemlerin de etkinliğini azaltma riski barındırıyor. Küresel ticarete sonuna dek açık yaşlı kıta diğer yandan da rezerv para statüsündeki EUR alanını genişletme yolları arıyor. Aynı kabın içerisinde farklı birçok başlık.
Net/net bilinmeli ki Fed sonrası süreç daha yeni yeni tartışılır oldu. Zamana yayılacağı ve ağırlıklı parite seviyeleri üzerinden sık sık “kur savaşları”” kavramını duyacağımızı yaşayarak göreceğiz. Daha para politikalarının farklılaşması, gelişmekte olan ülkelere yansıması, fiyatlamalar gibi başlıkları derinlemesine konuşamıyoruz bile. Gündem o denli yoğun.