James Dyson Ödülü’nü kazanan Selami Erdoğan 29 ülke birincisiyle yarışacak
James Dyson Vakfı tarafından 29 ülkede düzenlenen ve genç mühendisleri destekleyen uluslararası tasarım yarışması James Dyson Ödülü bu yıl ile kez Türkiye’den de başvurulara açıldı. Yarışma, Türkiye’deki ilk yılında büyük ilgi gördü ve 350'den fazla başvuru aldı. Birincilik “PhysioCircle” projesiyle Selami Erdoğan’ın oldu. Erdoğan 5 bin sterlinlik bir ödül kazandı. Fizyoterapistlerin ve hasta yakınlarının, göğüs fizyoterapi yöntemini hastalara doğru ve etkin bir şekilde uygulamasını sağlayan tıbbi bir eğitim yeleği olan PhysioCircle; solunum yolu hastalarının hava yollarında biriken mukus tabakasının temizlenmesine yardımcı oluyor. Böylece, hastaların rahat bir şekilde nefes alabilmelerini sağlıyor.
Gençler küresel sorunlara çözümler geliştiriyor.
James Dyson Vakfı Kurucusu ve Dyson’un Baş Mühendisi Sir James Dyson ödüle ilişkin açıklamasında Türkiye’yle ilgili şu yorumu yaptı: "Benim için James Dyson Ödülü'nün önemi, bir problemi akıllıca çözmektir. Genç mucitlerin bir şeyleri sorgulaması ve meydan okuması çok önemli. Gençlerin dünyayı değiştirmek istediğine gerçekten inanıyor ve teşvik edilmeleri gerektiğini düşünüyorum. Gelecek onların dünyasıdır. Ödül, genç mucitlere fikirlerinin peşinden koşmak için gerekli güveni ve alanı veriyor. Geçmişteki uluslararası kazananlarımızın yüzde 70'i buluşlarını ticarileştirebildi. Ödülün bu yıl Türkiye'de ilk kez düzenlenmesi bizi çok heyecanlandırdı. Radikal ve ezber bozan fikirleri bizzat görmek için sabırsızlanıyorum."
Başvuruların çoğunluğu sürdürülebilirlik ve sağlık alanlarından
James Dyson Vakfı Yöneticisi Emily Board ve Türkiye birincisi Selami Erdoğan Dünya’nın sorularını yanıtladı:
- Pandeminin etkisi başvurulara yansıdı mı? Son yıllarda başvurularda ne tür değişiklikler görüldü?
- Emily Board
“James Dyson Ödülü, bu yıl Türkiye de dahil olmak üzere 29 ülkede düzenleniyor ve James Dyson Vakfı tarafından finanse ediliyor. Ödül, bir öğrenci tasarım ve mühendislik yarışması olarak geleceğin mucitlerine bugünden ilham vermeyi ve cesaretlendirmeyi amaçlıyor. 2005 yılında başlayan yarışma, bu zamana kadar 250'den fazla icadı finansal olarak desteklerken bu sayı her yıl artıyor. Her geçen sene gençlerin küresel sorunları doğrudan ele alarak, tıbbi teknolojiyi geliştirmeye, engellileri desteklemeye ve çevremize özen göstermeye daha fazla odaklandıklarını görüyoruz.
2020’de James Dyson Ödül’ünde bir ilk yaşandı. Sürdürülebilirliğe odaklanan başvurulardaki artışa tanık olduktan sonra, 30.000 Sterlin değerinde ikinci bir uluslararası ödül kategorisi açmanın doğru olduğunu düşündük. Çünkü çevresel sorunlara odaklanan bir buluşla, tıbbi veya sağlık hizmetine çözüm sunan bir buluş arasında seçim yapmak bizim için imkansız hale gelmişti. Bu nedenle daha azıyla daha fazlasını yapan ve dünyamıza öncelik veren buluşları öne çıkarabilmek için Uluslararası Sürdürülebilirlik Ödülü kategorisini açarak öğrencilerin daha fazla motive olmasını sağladık. Ayrıca 2021'de, uluslararası ikincilerin yerini alan Tıp Ödülü'nün eklenmesiyle birlikte üç küresel kazananımız oldu.”
- Hangi alanlarda daha çok başvuru aldınız?
- Emily Board
“Bu yıl da başvuruların çoğunluğunun sürdürülebilirlik ve sağlık alanlarından geldiği görülüyor. Sürdürülebilirlik alanında atık geri dönüşümü ve çevre sorunlarına çözüm bulunması ön plana çıkarken, sağlık alanında düşük maliyetli, basit çözümler dikkat çekiyor.”
- Ödül programına Türkiye'nin dahil olması hakkındaki görüşleriniz neler?
Emily Board
James Dyson Ödülü Türkiye’deki ilk yılında büyük ilgi gördü ve 350'den fazla başvuru aldı. Gençlerin yaratıcılıklarını, tasarımlarını ve mühendislik becerilerini sergilemeleri bizim için büyük bir onur.
- Birincilik sağlık alanındaki projenin oldu
James Dyson Ödülü Ulusal Kazananı Selami Erdoğan bir girişimci. PhysioCircle ise uzun süreli bir AR-GE çalışmasının ürünü.
Bu yarışmaya başvururken hayaliniz neydi?
“James Dyson Ödülü için başvuru yaptığımda öncelikli hedefim tasarladığım projenin uluslararası öneme sahip bir tasarım yarışmasında nasıl bir sonuç alacağını öğrenebilmekti. Çünkü PhysioCircle hem tasarım hem de mühendislik kısmında uzun süreli bir AR-GE sürecinin sonucu olarak ortaya çıktı. Ayrıca projenin geliştirme süreci boyunca, Hacettepe Üniversitesi – Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fakültesi eğitim kadrosu ve Türkiye Kistik Fibrozis Derneği (KifDer) üyeleri gibi çok değerli kurum ve kişiler projeye destek sağladı. Projede emeği olan bu kişilerin özverili çalışmalarının karşılığını verebilmek adına James Dyson Ödülü’nün Türkiye kazananı olmak ve bu konuya dikkat çekebilmek için olabildiğince çok kişiye ulaşabilmek başvuru yaparken en büyük hayalimdi.”
Bundan sonra ne yapacaksınız? Planlarınız neler?
PhysioCircle benim solunum fizyoterapisi alanında tasarladığım ikinci projem. Hali hazırda ODTÜ-Teknokent’te faaliyet gösteren Breathall adında bir start-up firmam var. Ekip arkadaşlarımla birlikte solunum yolu hastalıklarına sahip kişilerin yaşam kalitesini arttıracak tedavi ve eğitim amaçlı projeler geliştirmeye devam ediyorum. James Dyson Ödülü’nün Türkiye kazananı olmak hem maddi anlamda hem de daha fazla kişiye ulaşma anlamında bana çok yardımcı oldu. Sağlık alanında çalışmak ve insanların hayatlarına dokunan ürünler tasarlamak şu an beni fazlasıyla mutlu ediyor. Bu nedenle öncelikli hedefim PhysioCircle’ın Türkiye’deki fakültelerde ve hasta derneklerinde kullanılmaya başlamasını sağlamak. İlerleyen süreçte ise İngiltere, İtalya, Avusturya, Almanya ve İsveç gibi solunum fizyoterapisi alanında önemli çalışmalar yürüten ülkelere PhysioCircle ile ulaşabilmek.