İzmir'in dağlarında rüzgar gülleri açar
Kaynağı ve dönemi hakkında ihtilaflar olsa da Kurtuluş Savaşı'nın simge marşlarından biridir İzmir Marşı. “İzmir'in dağlarında çiçekler açar” diye başlar, “Altın güneş orda sırmalar saçar” diye de devam eder. Son yıllarda İzmir'in dağlarında çiçeklerin yanında dev rüzgar gülleri açıyor ve bu güller enerji saçıyor.
Aslında bunu İzmir'le sınırlamamak, Ege geneline yaymak lazım. Çünkü Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan İllere Göre Rüzgar Santrali Potansiyeli verilerine baktığımızda ilk sıralarda Ege Bölgesi illerini görüyoruz. Bu iller de açıkçası potansiyellerinin hakkını veriyor. Bu verilere göre Türkiye'de rüzgar enerjisinde teorik potansiyeli en yüksek il 13 bin 827 MW ile Balıkesir. Onu sırasıyla 13 bin 13 MW ile Çanakkale, 11 bin 854 MW ile İzmir, 5 bin 302 MW ile Manisa, 5 bin 222 MW ile Samsun, 5 bin 171 MW ile Muğla izliyor. Yani ilk 6 sıradaki ilin 5'i Ege Bölgesi'nde yer alıyor.
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği'nin raporuna göre 2019 yılı sonu itibariyle Türkiye'nin rüzgar enerjisinde toplam kurulu gücü 8 bin 56 MW düzeyinde ve Türkiye kullandığı enerjinin yüzde 7.42'sini RES'lerden elde ediyor.
İller arasındaki sıralamada ise İzmir listenin başında yer alıyor. İzmir'deki rüzgar santralleri toplam bin 549 MW kurulu güce sahip. Balıkesir bin 363 MW ile ikinci, Manisa 689.9 MW ile üçüncü, Çanakkale 594 MW ile dördüncü, Hatay 364.5 MW ile beşinci sırada bulunuyor. Rüzgar enerjisi kurulu gücünde Ege Bölgesi yüzde 38.5 ile en büyük payı alıyor. Devam eden yatırımlar ve alınan lisanslar düşünüldüğünde Ege'nin önümüzdeki dönemde de bu istatistikleri koruyacağını söyleyebiliriz.
İzmir, RES'lerin yanında rüzgar enerjisi ekipmanları konusunda da önemli yatırımlara ev sahipliği yapıyor. Alman Enercon, ABD'li TPI ve Danimarkalı LM Wind gibi sektörün küresel oyuncularının İzmir'de üretim merkezleri bulunuyor. Ayrıca Ateşçelik, Egekule, Dirinler Makine, Tibet Makine gibi çok sayıda yerel firma rüzgar enerjisi sektörüne yönelik ekipman üretimi gerçekleştiriyor. Türkiye ve dünyada RES yapımlarının sürdüğü, bu konuda milyarlarca dolarlık bir pazar olduğu düşünülürse ekipman imalatının da en az enerji üretimi kadar dikkate alınması gerektiği görülür. Önümüzdeki yıllarda bu santrallerin bakım pazarının da ciddi boyutlara oluşacağı göz ardı edilmemeli ve bu konuda da adımlar atılmalı.
Sağlanan teşviklerle hızlı bir büyüme ivmesi yakalayan rüzgar enerjisi sektörünün, Türkiye'de hemen her sektörde olduğu gibi en büyük sıkıntılarından biri kalifiye eleman bulunamaması. Son yıllarda İzmir'deki devlet ve vakıf üniversiteleri bu konuda eğitim vermeye başladı. Son olarak İzmir Kalkınma Ajansı, İzmir'deki üniversitelerin ilgili bölümlerinde okuyan öğrenciler için ücretsiz bir rüzgar enerjisi eğitimi programı başlattı. İZKA ve Windbaba işbirliği ile hayata geçirilecek eğitimden 101 öğrenci yararlanabilecek. Pazarın büyüme ivmesi ve potansiyeli düşünüldüğünde bu yöndeki adımlar hızlandırılmalı.