İyi ki Moody’s var da ev ödevlerimizi hatırlatıyor!…
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Türkiye kredi notu değerlendirmesini pas geçti ve periyodik gözden geçirmesini tamamladığını duyurdu.
Malum kredi derecelendirme kuruluşları, bağımsız kuruluşlar olarak bankaların, şirketlerin ve hatta ülkelerin periyodik olarak kredi notunu verirler. Buna göre ülkenin rating ya da derecelendirme puanı belli olur ve ülke borçlanma maliyetleri buna göre şekillenir.
Moody’s biraz ters köşe yaptı. Herkesi ve neredeyse tüm ekonomi ve piyasa yorumcularını yanılttı. Bu dönem için kredi notu vermedi, ama önemli uyarılarda bulundu.
Moody’s tarafından mealen yapılan değerlendirmede "Bu yayın bir kredi notu eylemi duyurmamaktadır ve yakın gelecekte bir kredi notu eyleminin muhtemel olup olmadığının göstergesi değildir." ifadesine yer verildi. Açıklamalarda şu konuların altı çizildi:
- Türkiye'nin kredi notlarının, ülkenin büyük, çeşitlendirilmiş ve dirençli ekonomisi, ılımlı kamu borç yükü ve iyileşen para ve makroekonomik politika etkinliğiyle destekleniyor,
- Ortodoks politikalara dönüşün kredi açısından olumlu olduğu ancak makroekonomik dengesizliklerin sürdürülebilir biçimde azalmasının zaman alacağı vurgulanıyor,
- Önemli ölçüde sıkılaştırılan para politikası duruşunun kredi büyümesini sınırladığı, Türk lirasına olan güveni artırdığı, ekonominin sürdürülemez canlı yurt içi talepten uzaklaşmasını sağlayarak enflasyonist baskıları azalttığı, cari açığı daralttığı ve yabancı sermaye girişlerini teşvik ettiği ifade ediliyor,
- Tüketici fiyatlarının Aralık 2024'te Mayıs 2024'te görülen zirve olan yüzde 75,4'ten yüzde 44,4'e gerilediği, ancak bazı hizmet sektörlerinde fiyat artışının yüksek kaldığı hususuna dikkat çekiliyor,
- Dolayısıyla enflasyondaki düşüşün 2025'te de devam etmesinin beklendiği, yıl sonunda yüzde 30'lara inebileceği belirtiliyor.
Bu arada bir hatırlatma yapılıyor: Makroekonomik istikrarı yeniden sağlayan, enflasyonu sürdürülebilir bir şekilde azaltan ve büyümeyi kredi kaynaklı iç talepten uzaklaştıran politikalar etkili bir şekilde uygulanmaya devam edilirse kredi notunun yükseltilebileceği ifade ediliyor.
Deyim yerinde ise Moody’s yemiyor(!)…
Çünkü;
- Hizmet sektörü enflasyonunun düşüşünde ciddi ataletin varlığından haberdar,
- Gıda fiyatlarının yapışkanlığının risk yarattığının farkında,
- Mevcut politikalarda duraksama riski görüyor,
- Yapısal düzenleme tarafında henüz yapılan bir şey olmadığının altını çiziyor,
- Zira dengesizliklerin azaltılmasının zaman alacağını biliyor,
- Buna göre not artışı için yaz aylarını beklemek gerektiğine vurgu yapıyor.
Yapısal düzenlemelere bir türlü sıra gelmiyor!...
Bilindiği gibi Hükümetin enflasyonla mücadelede referans belgesi veya çıpası “Orta Vadeli Program (OVP)”. Üçer yıllık OVP metinlerinde hem makroekonomik ve mali hedeflere yer veriliyor ve hem de belli bir takvime bağlanmış öncelikli reform alanları sıralanıyor.
Yapısal düzenlemeler konusunda ciddi adım yok
Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin üzerinden 20 ay ve yerel seçimlerin üzerinden de 10 ay geçti. Bu sürede 2023-25, 2024-26 ve 2025-27 dönemlerine ilişkin üçer yıllık orta vadeli programlar yayımlandı. Yani üçüncü programın başındayız ve hatta ilk ayını tamamladık bile.
Ancak özellikle yapısal düzenlemeler konusunda atılan ciddi adım yok. Hem yasal ve hem de idari düzenlemelerden ses seda yok.
Örneğin; 2025-2027 dönemi orta vadeli programın eki öncelikli reform alanlarına baktığımızda 2025 yılının ilk çeyreğinde yani Ocak-Mart döneminde 8 adet dönemsel ve 12 adet de süreklilik arz eden ev ödevinin yapılması gerektiğini görüyoruz.
2025 yılının ilk çeyreğinde;
- Yeni nesil çalışma modellerinin yasal mevzuat düzenlemelerinin yapılacağı,
- Aynı şekilde çalışma hayatına ilişkin ikincil mevzuat çalışmalarının gerçekleştirileceği,
- Harcamalarda etkinlik adına kamu ihale mevzuatının uluslararası norm ve standartlara uyumlu hale getirileceği,
- Vergilemede adalet ve etkinlik adına vergi harcamalarının gözden geçirilerek etkin olmayan istisna, muafiyet ve indirimlerin kaldırılacağı,
- Sağlık hizmetlerinde etkin düzenlemelere gidileceği belirtiliyor.
Ama hâlâ atılmış adımlar yok. Onun yerine etkin olmayan vergi kontrolleri ve kayıt dışılık çabaları sürdürülüyor.