İşyeri kira ödemesinde gider pusulası düzenleme zorunluluğu kalktı
Dikkatinizi çekiyor mu bilmiyorum, son aylarda çıkarılan Kanunlarla yapılan düzenlemeler genellikle mükellefler lehine ve onların işlerini kolaylaştırmaya yönelik. Aslında böyle de olması lazım! Şu an yaşadığımız süreçte zorluk çıkarmak değil de, işleri kolaylaştırmak, uzlaşmak, sorunlara çözümsel anlayışla bakmak gerekiyor. Bu şekilde kimse kaybetmez, hepimiz kazanırız, ülkemiz kazanır.
Bu kapsamda uzun yıllardan bu yana süre gelen ve bir kangren haline gelen vergisel konular da birer birer çözümlenmeye başlandı. Bunlardan birisi de, 14 yıldır kamuoyunda tartışmalara neden olan banka, PTT veya yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları aracılığıyla yapılan iş yeri kira ödemelerinde gider pusulası düzenlenme zorunluluğu ile ilgili.
Konu tam olarak ne ile ilgili?
Banka, PTT veya yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları aracılığıyla yapılan iş yeri kira ödemelerinde vergi uygulaması açısından sadece banka dekontunun yeterli olup olmadığı, banka dekontuna ilave olarak ayrıca gider pusulası düzenlenmesine gerek bulunup bulunmadığı konusu kamuoyunda öteden beri tartışmalara neden oluyordu.
Maliye, ayrıca gider pusulası düzenlenmesinde ısrar ederken, mükellefler banka dekontunun yeterli olduğu, ayrıca gider pusulası düzenlenmesine gerek bulunmadığı görüşündeydi.
İş yeri kira ödemelerine tevsik zorunluluğu geldi
Maliye, işyerlerinde, işyerini kiraya verenler ile kiracıların kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerinin 1 Kasım 2008 tarihinden itibaren banka veya PTT tarafından düzenlenen belgelerle tevsik edilmesini zorunlu tuttu (VUK Mad. Mük. 257, 268 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği). Bu zorunluluk 1 Kasım 2008 tarihinden bu yana devam ediyor.
Maliye’nin bu konudaki görüşü neydi?
Maliye, banka, PTT veya yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları aracılığıyla yapılan iş yeri kira ödemelerinde vergi uygulaması açısından banka dekontunu yeterli saymıyor, ayrıca gider pusulası düzenlenmesini zorunlu tutuyordu. Bununla da kalmıyor, gider pusulası düzenlemeyenlere ayrıca özel usulsüzlük cezası kesiyordu.
Bu konuda Maliye tarafından verilen iki özelgenin özeti şu şekilde:
“268 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile getirilen zorunluluk kapsamında tahsilat ve ödemelerin banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracılığıyla yapılması suretiyle tevsik edilmesi, bu zorunluluğu ortaya çıkaran işlemin mükellefler bakımından Vergi Usul Kanununda sayılan belgelerle tevsik zorunluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Diğer bir ifadeyle, banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgeler işlemi (hizmeti) değil buna ilişkin tahsilat ve ödemeyi tevsik etmekte, bu işleme ilişkin olarak borçlanılan tutarın ise kiraya verenin mükellef olması halinde düzenleyeceği fatura, mükellef olmaması halinde ise tarafınızca düzenlenecek gider pusulası ile tevsiki zorunlu bulunmaktadır.” (GİB Kocaeli VDB’nin 16.05.2013 tarihli ve 70280967-105[234-2012/14]-89 sayılı özelgesi).
“Gider pusulası, toplu ya da imzasız şekilde düzenlenmesi mümkün olmayan bir belge olup, söz konusu belgede işi yapanın adının, adresinin ve imzasının bulunması kanuni bir zorunluluktur. Öte yandan banka dekontlarının gider pusulasının yerine kullanılacağı hususunda Vergi Usul Kanununda ve ilgili mevzuatında herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir.” (GİB’in 04.03.2013 tarihli ve 11395140-105[234-2012/VUK-1- . . .]—302 sayılı özelgesi).
Bu kapsamda işyeri kirası ödeyen milyonlarca kişi ve şirket “gider pusulası” düzenlemedikleri ve/veya imzalatmadıkları için cezalı duruma düştüler. Bu arada, özel usulsüzlük cezası sadece kira ödeyenlere değil, kiraya verenlere de kesiliyordu!
İşin ilginç yanı bu uygulama, 1 Kasım 2021 tarihine kadar sürdü!
Mükellefler bu konuda ne düşünüyordu?
Mükellefler ise, iş yeri kira ödemelerinin banka, PTT veya yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları tarafından verilen dekontlarla belgelendirilmesinin yeterli olduğu, bu ödemeler için ayrıca gider pusulası düzenlenmesine gerek bulunmadığı, kaldı ki bu ödemelerin gider pusulası düzenlenmesine ilişkin yasal düzenleme kapsamına girmediği görüşünde idi.
Bu konuda ilgili yasal düzenleme ne diyordu?
Gider pusulası “vergiden muaf esnafa” yaptırılan işler veya onlardan satın alınan mallar için düzenlenip, imzalattırılan (kişisel eşyalarını satan kimselerden satın alınan altın, mücevher gibi değerli eşyalar için de düzenlenen) bir belge (VUK. Mad. 234).
Evet, ilgili yasal düzenlemede, iş yeri kira ödemeleri için gider pusulası düzenleneceğine dair açık bir hüküm bulunmuyor.
Peki, Maliye’nin iş yeri kira ödemeleri için gider pusulası düzenletme yetkisi var mı?
Vergi Usul Kanunu, Maliye’ye, vergi uygulaması bakımından düzenlenecek belgeler konusunda oldukça geniş yetkiler veriyor (VUK Mad. Mük. 257). Maliye de bu yetkisini kullanarak, iş yeri kira ödemesi dahil, vergi mükellefi olmayanlardan yapılan ikinci el otomobil, gayrimenkul, bilgisayar vb. alımlar, telif ödemeleri vb.lerde gider pusulası düzenlenmesini zorunlu kıldı. Yani, Maliye, iş yeri kira ödemeleri için ayrıca gider pusulası düzenleme zorunluluğu getirme yetkisinin bulunduğu görüşünde.
Yargı ise Maliye ile tam aksi görüşte
Yargı ise bu konuda Maliye ile tam aksi görüşte bulunuyor. Bu konuda verilen kararların ortak özeti ise şu şekilde:
“Gider pusulası, vergiden muaf esnaftan yapılan alımlar için düzenlenmesi gereken bir belge olup, vergiden muaf esnaf kapsamında bulunmayan kişilerden altın, mücevher gibi kıymetli eşyalar dışında kalan otomobil, arsa, demirbaş vb. alımlarda gider pusulası düzenlenme zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle, söz konusu alımlarda gider pusulası düzenlenmediği gerekçesiyle kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” (İstanbul 10. Vergi Mahkemesi’nin 31.01.2020 tarihli ve E.2019/2079, K.2020/208 sayılı, Danıştay 3. Dairesi’nin 18.03.2020 tarih ve E:2016/5614 K:2020/1562 sayılı Kararı)
7338 sayılı Kanunla düzenleme yapıldı, 14 yıllık tartışma bitti
Evet, banka, PTT veya yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları aracılığıyla yapılan iş yeri kira ödemelerinde ayrıca gider pusulası düzenlenip düzenlenmeyeceği konusunda 2008 yılında başlayan tartışma, 7338 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeyle, 1 Kasım 2021 tarihinden itibaren bitti!
Nasıl mı?
7338 sayılı Kanunla Vergi Usul Kanununun gider pusulası ile ilgili 234. Maddesinde önemli değişiklikler yapıldı. Bunlardan birisi de, iş yeri kira bedelinin 7 günlük yasal süre içerisinde satıcıya banka, yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları veya PTT A.Ş. aracılığıyla ödenmesi halinde, bu kurumlarca düzenlenen dekont vb. belgelerin (işin mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla soyadlarını (tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva etmek şartıyla) gider pusulası yerine geçen belge olarak kabul edilmesi. Yapılan bu değişiklik, 1 Kasım 2021 tarihinde yürürlüğe girdi.
Dolayısıyla, 1 Kasım 2021 tarihinden itibaren iş yeri kira bedelinin 7 günlük yasal süre içerisinde iş yerini kiraya verenlere banka, yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları veya PTT A.Ş. aracılığıyla ödenmesi halinde, bu kurumlarca düzenlenen dekont vb. belgeler vergi uygulamasında gider pusulası yerine geçen belge olarak kabul edilecek, bu ödemeler için ayrıca gider pusulası düzenlenmeyecek.
Bu şekilde, 14 yıldır yaşanmakta olan bir tartışma da, bitirilmiş oldu.
Peki, 1 Kasım 2021 öncesi için ceza kesilecek mi?
Sahada gördüğümüz kadarıyla, bankalar, PTT ya da yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları aracılığıyla yapılan iş yeri kira ödemelerinde, bu kurumlar tarafından düzenlenen dekont vb. belgeler yeterli sayılıyor, ayrıca gider pusulası düzenlenmiyor. Söz konusu dekont vb. belgeleri gider pusulası yerine geçen belge olarak kabul eden düzenleme 1 Kasım 2021 tarihinde yürürlüğe girdi. Yani, Maliye’ye göre, bu tarih öncesinde yapılan iş yeri kira ödemelerinde, anılan kurumlar tarafından düzenlenen dekont vb. belgelerin yanısıra, ayrıca gider pusulası düzenlenmesi gerekiyor. Gider pusulasının ayrıca düzenlenmediği durumların tespiti halinde ise, geriye dönük olarak yine özel usulsüzlük cezası kesilecek gibi görünüyor.
Bize göre, Yargının mevcut görüşü ve 7338 sayılı Kanunla mükellefler lehine yapılan söz konusu düzenleme dikkate alınarak, geçmişe dönük olarak söz konusu ödemelerde ayrıca gider pusulası düzenlemeyenlere kesinlikle özel usulsüzlük cezası kesilmemeli. Maliye, bu konuda bir sirküler çıkarmalı, kendi teşkilatına ve kamuoyuna duyurmalı.
Ne dersiniz?