İstihdam ekonomideki fırtınaya dayanabilir mi?
Son dönem ekonomi gündemini işgal eden başlıca konu döviz kurlara ve enflasyon. Tam bir yangın haline gelen bu iki başlığın gündemin ilk sırasını işgal etmesi normal ve kaçınılmaz. Çünkü gündelik hayatı hemen ve sarsıcı bir şekilde etkiliyorlar.
Bir diğer temel sorun olan işsizlik, şu an için bunların gölgesinde kalmış durumda. Gölgede kalmış gözükse de işsizlik, yüksek enflasyonun yarattığı tahribatın boyutunu çok etkileyecek bir faktör olması nedeniyle şimdi daha da önemli bir sorun.
Elimizde en son kasım ayına ait istihdam ve işsizlik verileri var. Yani kurlar ve enflasyon gelişmelerinin tam bir yangın halini aldığı aralık ve ocak aylarının hemen öncesi. Son fırtınanın istihdam ve işsizliği hangi hızda, ne ölçüde ve nasıl etkilediğine ilişkin verileri görmemize daha epey zaman var.
Ancak mevcut verilerle, istihdam cephesinin bu fırtına karşısındaki dayanma gücü üzerine bazı değerlendirmeler yapmak da mümkün.
Kasım ayı itibarıyla temel istihdam ve işsizlik göstergelerinin tamamı bir yıl öncesine göre daha iyi durumda. Ancak bir yıl öncesinin pandemi baskısında bir dönem olduğunu unutmamak gerek. 2020’ye damgasını vuran pandemi etkisinden kaynaklanan baz etkisini ve bu yılki yüksek büyüme hızını hesaba kattığımızda, gerçekleşen düzelmenin yetersiz ve zayıf olduğunu söylemek mümkün.
Kasım ayı işsiz sayısı ve işsizlik oranları bir önceki aya göre çok az da olsa daha iyi gözüküyor. Ancak işsiz sayısındaki azalma ve işsizlik oranlarındaki düşüşlerin nedeni istihdam artışı değil. Tam tersine istihdamda aylık 471 bin azalma var. İstihdamdaki aylık düşüş, pandemi yılı 2020 dışında önceki tüm kasım aylarında yaşanan düşüşten oldukça yüksek.
Kasım verilerindeki sınırlı düzelme görüntüsünün asıl nedeni, işgücü dışında kalan nüfustaki 529 bin kişilik artış. Yani iş aramayanların sayısı hızlı arttığı için işsiz sayısı azalmış gözüküyor.
İşgücü dışında kalan nüfustaki artışta da bundan sonrası için yakın takip edilmesi gereken ilginç bir durum var. Bu grupta aktif olarak iş aramayan ama iş bulsa çalışmaya hazır olanlardan oluşan potansiyel işgücü sayısı 221 bin azalırken, bunun dışındaki nüfus bir ayda 750 bin kişi birden artmış. Esasta olumsuz sayılacak bu durum, geniş tanımlı işsizlik oranının daha düşük hesaplanmasını sağlayarak olumlu bir görüntü yaratıyor.
Bu haliyle istihdam ve işsizlikteki güçsüz toparlanmanın, son ekonomik fırtına karşısında dayanıklılık göstermesi zor gözüküyor. Bu da yüksek enflasyon ve ekonomik belirsizliklerin yakıcı etkisini daha da artıracak önemli bir faktör.