İstanbul yolcusu kalmasın!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ İki kamu bankasını yıllar önce yolcu etmiştik; Ziraat ile Merkez Bankası'nı da gönderdik mi İstanbul finans merkezi için bizim yapacaklarımız tamamlanmış olacak.

✔ Ama merak etmiyor da değiliz; özellikle Merkez Bankası İstanbul'a taşınınca Ankara'da olduğu için iyi yapamadığı neleri daha iyi yapar hale gelecek?

Finans kuruluşlarını İstanbul’a taşıma işlemi bitmek üzere... Şunun şurasında Ziraat Bankası ile Merkez Bankası’nı da taşıdık mı, işlem tamamlanacak. Yani İstanbul’un finans merkezi olmasına sayılı günler kaldı.

Herhalde bir finans bayramı ilan eder, yılın belli bir gününde İstanbul’un finans merkezi olmasını kutlarız.

Hani ekonomide özellikle ve nedense Almanya bizi kıskanıp duruyor ya, İstanbul’u finans merkezi yapmaya karar verdiğimizden beri de hiç kuşku yok halen dünyanın finans merkezleri olan Londra ve New York hop oturup hop kalkıyordur. Nasıl kaygılanmasınlar; İstanbul devreye girdi mi, bu iki kent o meşhur unvanlarını yitirecek çünkü...

BİR CEPTEN DİĞER CEBE...

Türkiye’nin bankacılık sistemi zaten ağırlıkla İstanbul'da, şimdi tutup Ankara’daki kamu bankalarını İstanbul’a taşıyoruz. Böylece İstanbul da finans merkezi oluyor!

Ayrıca bizim bankalarımız Ankara’da olsa ne olur, İstanbul’da olsa ne olur.

Zaten İstanbul merkezli olarak kurulmuş olan özel bankalar tabii ki orada kalmaya devam edecek.

Vakıfbank ve Halkbank yıllar önce taşınmıştı, sırada Ziraat Bankası var.

Sanırsınız ki bankacılık faaliyetleri ağırlıkla genel merkezlerden yürütülür ve bunun için de para trafiğinin en yoğun olduğu İstanbul’da bulunmak gereklidir.

Öyle olmadığını, işlemlerin ağırlıkla şubeler eliyle yürütüldüğünü herkes biliyor.

Hele hele iletişimin böylesine geliştiği, şubelerin bile adeta işlevsiz kaldığı, işlemlerin ağırlıkla internet bankacılığı üstünden yürütüldüğü bir dönemde bulunulan yerin önemi giderek azalırken tutup şehir değiştirmek!

Yine de ticari bankalar anlaşılabilir. Onların taşınmasının izah edilebilir bir yönü bulunabilir.

YA MERKEZ BANKASI?

Dedik ya, kamu bankalarının da İstanbul’a taşınmasının hiçbir gerçekçi tarafı yok. Ama onlar sonuçta ticari banka, yine de olabilir.

Peki Merkez Bankası hangi işlemini daha iyi yapabilmek adına İstanbul’a gidiyor?

Merkez Bankası İstanbul’a taşındığında neyi, nasıl ve neleri değiştirerek daha iyi yapacak?

Ya da soruyu şöyle değiştirelim: Merkez Bankası Ankara’da olduğu için neyi, hangi gerekçeyle iyi yapamıyor?

Fiyat istikrarını sağlayamaması Ankara’da bulunması yüzünden mi?

Her üç ayda bir enflasyon tahminini ikiye üçe katlaması Ankara’da bulunduğu için mi?

Faiz kararını kendi başına alamıyor olması burada siyasetçilere çok yakın olmasından mı kaynaklanıyor?

Yani Merkez Bankası İstanbul’a taşınacak, bütün bu sorunlar bitecek, öyle mi!

Buna evet diyebilen varsa, aman elinizi çabuk tutun, şu Merkez Bankası’nı bir an önce gönderin de ekonomi biraz olsun istikrara kavuşsun!

BİNA YAPARAK FİNANS MERKEZİ OLUNSAYDI...

Eğer bina yaparak, o binaların adını da finans merkezi koyarak merkez oluşturmak mümkün olsaydı, bunu gerçekleştirmek çok kolaydı. Hatta öyle bir durumda “Niye bu kadar geç kaldınız” diye hesap sormamız gerekirdi.

Önce hukuk güvencesi, önce istikrar, önce ekonomi ve ulusal paranın gücü...

Sonra ülkenin askeri ve siyasi gücü...

Sonra kentin altyapısı, ulaşımı...

Beton işin en kolay kısmı!

Bugün başlar, bir iki seneye tamamlarsınız.

Ama biz betondan başladık ve sanıyoruz ki binaları yaptık, bankalarımızı da taşıdık mı, alın size finans merkez!

Aslında böyle olacağını sandıkları yok da, öyle olacağına inanılsın istiyorlar işte...

İnanan eksik olmadıktan sonra bu tür söylemlerin de biteceği yok tabii ki.

Müşterisi olan bir mal, bir hizmet, bir söylem niye üretilmesin!

İSTANBUL'U BİR TÜRLÜ BAŞKENT YAPAMADIK GİTTİ!

Kamu bankalarını ve Merkez Bankası’nı taşımak suretiyle İstanbul’un finans merkezi olmayacağını herkes biliyor; en başta da toplumu buna inandırmaya çalışanlar.

Ama kabul etmek gerek, bizde bir türlü bitmek bilmeyen bir İstanbul sevdası var. İstanbul’a başka türlü sevdalanmak gerek; Ankara’yı parça parça taşıyarak değil.

ANAP dönemi... Başkentin İstanbul olması isteniyor ama ortada değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek bir Anayasa hükmü var. ANAP belli ki AKP kadar yaratıcı da değil! Bankaları, hele hele Merkez Bankası’nı Ankara’dan İstanbul’a taşımayı akıl edemiyor. İşte o dönem Ankara’da kulaktan kulağa yayılan bir söylenti çıktı. Doğrusu birileri espri olarak mı söyledi, bir zemin yoklaması mıydı, bilemem. Söylenen şuydu:

“İstanbul’un adını Ankara yapalım, böylece başkenti değiştirmiş oluruz.”

Bu dedikodu olarak kaldı tabii ki...

Ama Cumhuriyetin Başkentini İstanbul yapma sevdası hiç bitmedi. Şimdi de Ankara parça parça boşaltılıyor. Bu sefer gerekçe daha bir havalı:

“İstanbul dünyanın finans merkezi olacak!”

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar