İşsizlik sorunu
Tüm dünyada sokağa çıkma yasaklarının ve çeşitli kısıtlamaların, mart dönemi şiddetinde olmasa da, yeniden uygulanmaya başlandığı bir ortamda işsizlik ve gelir sorunu da doğal olarak yeniden gündemin üst köşesine. ABD’de bugün açıklanacak olan istihdam verisi de piyasada yakından takip edilecektir. Bir süredir yeni işsizlik başvurularının artmaya başladığını görüyoruz. Noel döneminde, yani istihdamı bazı sektörlerde artış gösterdiği bir dönemde, başvurulardaki bu seyir olumsuz bir gelişme. Devam eden başvurularda ise sert geri çekilmeler görüyoruz. Ancak dikkatli gözler bu gerilemenin tamamen sağlıklı bir toparlanma kaynaklı olmadığının farkında.
İşsizlik ödemelerinin vadelerinin dolmaya başlaması, yani ödemelerin kesilmesi, manşet rakamlarda gerileme olmasına neden olurken standart sigorta dışında salgın döneminde ortaya çıkan işsizlik ödemelerinde yukarı hareket görülmesi gerçek bir düzelme ile karşı karşıya olmadığımızı gösteriyor. Kaygı verici işaretler sadece istihdam piyasası ile sınırlı da değil. Ekim ayı kişisel gelir kalemi beklenti –yüzde 0,1'den daha sert düşerek –yüzde 0,7 olarak açıklandı. Harcama kalemi ise yüzde 0,5 ile beklenti yüzde 0,4'ü aşmış durumda. Maaş ve ücretlerde yüze 0,7 artış gerçekleşmiş, bu iyi haber. Ancak kamu transferlerinde -ki pandemi döneminde bu tarihin en büyük transferiydi-, yüzde 6,2’lik gerileme söz konusu. Detaya baktığımızda az önce paylaştığım işsizlik sigortaları sorunu ortaya çıkıyor. Sigorta ödemelerinde vade bitiyor ve yüzde 14,1 civarında (4 ay üstü üste olacak şekilde) gerileme var. Diğer kalemlerde de yüzde 21 gerileme olunca ücret artışları manşet seviyeyi ayakta tutmakta yetersiz.
Tasarruf oranı ise yüzde 14,6'dan yüzde 13,6'ya gerilemiş. Harcamalar kısmen tasarrufların kullanılması ile destekleniyor diyebiliriz. Nitekim Perakende Federasyonunun Kara Cuma ile başlayan döneme yönelik sağladığı bilgilere göre bu yıl toplam 186.4 milyon kişi alışveriş aktivitesinde bulunmuş. Gecen yıl aynı dönemde ise bu rakam 189.6 milyon olmuştu. Sadece online alışveriş kanallarını kullananlar ise geçen yıla oranla yüzde 44 artmış. Toplamda ortalama harcama ise 311.75 dolar olmuş.
Geçen yıla oranla 50 dolarlık gerile söz konusu. Kısacası Amerikalı tüketicinin güveni geri gelmiş değil ve yeniden işsizlik oranında yükseliş riski oluşmaya başladı. Böyle bir ortamda ikinci mali genişleme paketi daha da büyük önem taşıyor.
Senato'nun kontrolü kimde olacak?
Yeni Hazine Bakanı Yellen bu konuda daha ısrarcı olacaktır ancak Senato ne ölçüde izin verecek göreceğiz. Senatonun yapısı daha doğrusu kontrolün kimde olacağı 5 Ocak Georgia seçimi ile belirlenecek. Çarşamba günü iki partiden senatörlerin ortak verdiği yeni bir paket tasarısı 908 milyar dolarlık bir destek ön görüyor. Haber piyasaların moralini yükseltti. Vatandaşlara 300 dolarlık çekler dağıtılması ve küçük şirketlere istihdamı korumak için destek verilmesi gibi daha önce alınan önlemleri daha ufak rakamlarla da olsa devamı ön görülüyor. Ancak elbette bu taslağım Temsilciler Meclisi, Senato ve nihayetinde Başkanın onayından geçmesi gerekiyor. Peki olumsuz bir senaryo yani paketin 2021 Martına kalması durumunda daha agresif bir Fed mali paketin yerini tutabilir mi? Elbette hayır. İnsanların düşük veya sıfır faizli krediye değil gelire ihtiyacı var. Şirketlerin düşük veya sıfır faizli krediye değil pazarlara ve yatırım yapmaya ihtiyacı var. Ancak elbette finansal piyasalar Fed’den gelecek yeni bir adımı olumlu karşılayacaktır.
Aralık ayında hem ECB hem de Fed varlık alım programlarını büyütmek veya vadeleri değiştirmek gibi adımlar atabilir. Bu adımların global ekonomi için faydalı olduğunu düşündüğünüz sürece bu adımlar faydalı. Ancak propagandanın ötesine geçebilirseniz merkez bankalarının aynı stratejilerle 10 yılı aşkın bir süredir hiçbir yere varamadıklarını göreceksiniz.