İşsizlik şimdiden yüzde 28'i buldu

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Mevcut 4.4 milyon işsize sokağa çıkmaları yasak olduğu için 1.4 milyon kişi daha eklendi.
✔ Kısa çalışma ödeneğinden yararlanacağı için kağıt üstünde işsiz sayılmayanların sayısı 3 milyon kişi.
✔ İşten atılmayacak ancak ücretsiz izne çıkarılacaklarla sayı daha da artacak.
✔ Şu dönem, kendi hesabına çalışmaktayken en az 300 bin kişi daha işsiz kaldı.
✔ Ve işsizlik oranı da görünürde değilse de gerçekte şimdiden yüzde 28'i buldu.

Bir insanın başına gelebilecek en büyük ekonomik felaket işsizliktir. İyi kötü bir işiniz ve geliriniz varsa örneğin enflasyon yüksek seyrediyor olsa bile buna ayak uydurmaya ve harcamanızı ona göre ayarlamaya çalışırsınız, ayarlarsınız da... Ama ya işiniz ve geliriniz yoksa; enflasyon sıfır olsa ne fark eder ki...

Türkiye diğer tüm ülkeler gibi işsizlik konusunda bir felakete gidiyor. Yaptığımız hesaplamalar, işsizlik oranının şimdiden yüzde 28’i bulduğunu gösteriyor. Ama hemen vurgulayalım; bu oranı oluşturan işsizlerin bir kısmı belirli ölçüde de olsa ücret almaya devam edecek.

TÜİK verilerine göre ocak ayı itibarıyla toplam işsiz sayısı 4.4 milyon kişi. Ancak bu işsizlere hem korona önlemleri, hem de bu salgının yol açtığı ekonomik tahribat yüzünden yeni işsizler ekleniyor.

15-17 yaş grubunda olan ve sokağa çıkması yasaklandığı için çalışamayanların sayısı 574 bin kişi.

65 yaş üstünde bulunan ve yine sokağa çıkması yasak olduğu için çalışamayanların sayısı da 793 bin kişi.

Yani yaş kısıtlaması yüzünden iş yapamaz hale gelenlerin toplamı yaklaşık 1.4 milyon kişiyi buluyor. Bu 1.4 milyon kişi, kayıtlarda görülen çalışanlar. Bu yaş gruplarında bulunduğu halde kayıtlarda yer almayan ama çalışmakta olan, sokağa çıkma yasağı yüzünden işe gidemeyen kaç kişi daha vardır, orası meçhul.

Yine bu 1.4 milyon kişinin ne kadarı evden çalışma olanağına sahip kişilerdir, onu da bilme şansımız yok.

Yüzde 28’e nasıl ulaşıldı?

Girişte işsizlik oranının şimdiden yüzde 28’i bulduğunu söyledik. Bu oranı nasıl mı hesapladık, sayıları aktaralım.

TÜİK verilerine göre işsiz sayısını hatırlatalım, ocak ayı itibarıyla (ki son veri) 4 milyon 362 bin kişi.

Sokağa çıkmaları yasaklandığı için işe gidemeyenlerin sayısı 1 milyon 367 bin kişi.

Kısa çalışma ödeneğinden yararlanmaları için adlarına başvuru yapılanların sayısı 3 milyon 44 bin kişi.

Buna göre toplam işsiz sayısı “şimdiden” 8 milyon 773 bin kişiyi buluyor.

TÜİK’in ocak ayı verilerine göre işgücü 31 milyon 629 bin kişi. Yani şu durumda 31.6 milyon kişinin 8.8 milyonu, bir başka ifadeyle 27.7’si işsiz durumda.

Tabii ki kısa çalışma ödeneğinden yararlananların işsiz olup olmadıkları tartışılabilir; ama bu kişilerin fiilen iş görmedikleri ortada.

Sırada ücretsiz izinliler var

Hani bir süre önce işten çıkarmalar üç ay süreyle yasaklanmış ve işçilerin ücretsiz izne çıkarılabilmelerine olanak tanınmıştı ya, şimdi bir süre sonra bu durumdaki işçilerin sayısını da öğrenmeye başlayacağız.

Bu şekilde kaç işçi ücretsiz izne çıkarılacak, şimdiden bir sayı tahmininde bulunmak pek mümkün değil.

Kısa çalışma ödeneğinden yararlanacak 3 milyon çalışan gibi ücretsiz izne gönderilerek günlük yaklaşık 40 lira ödeme yapılacak işçiler de tabii ki işsiz görünmeyecek.

Bir de kendi hesabına çalışmaktayken işsiz kalanlar var. Kapalı olan işyerlerinin sayısı 300 bine yaklaştı. Bu, en az 300 bin kişinin bir süreliğine de olsa işsiz kalması anlamına geliyor.

Gerçek işsizlik oranını bir süre göremeyeceğiz

Gelin önce TÜİK’in işsiz tanımına bir göz atalım:

“Referans dönemi içinde istihdam halinde olmayan (kar karşılığı, yevmiyeli, ücretli ya da ücretsiz olarak hiçbir işte çalışmamış ve böyle bir iş ile bağlantısı da olmayan) kişilerden iş aramak için son dört hafta içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve iki hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan 15 ve daha yukarı yaştaki fertler işsiz nüfusa dahildirler. Ayrıca, üç ay içinde başlayabileceği bir iş bulmuş ya da kendi işini kurmuş ancak işe başlamak ya da işbaşı yapmak için çeşitli eksikliklerini tamamlamak amacıyla bekleyenler de işsiz nüfus kapsamına dahildir.”

Kısa çalışma ödeneğinden yararlanacak 3 milyon işçi bu dönemde işsiz sayılmayacak. Bu ödeneğin süresini de hatırlatalım; üç ay.

Ücretsiz izne çıkarılanlar ise tabii ki hiç işsiz sayılmayacak. Çünkü zaten onlar işten çıkarılmadılar ki, ücretsiz izindeler. Dolayısıyla bu işçileri de hiçbir zaman işsiz olarak görmeyeceğiz.

Oysa işten çıkarmayı yasaklayan ancak ücretsiz iznin yolunu açan bu uygulama sorunu yalnızca ötelemekten ibaret. Eğer koronanın ekonomik yıkımı öyle çok kısa sürede geride bırakılamazsa, ki bırakılabileceği hiç sanılmıyor, bu uygulamanın süresi üç ay daha uzatılsa bile bugünün ücretsiz izni, o dönemin işten çıkarması olacak.

Dolayısıyla işsizliğin gerçek boyutunu görmeyi yaz aylarına kadar ertelemiş oluyoruz, hepsi bu. Oysa resmi verilere tam olarak yansımasa bile işsizlik gerçeği ortada duruyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar