İşsizlik artık niye mi aylık hesaplanmalı...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

İşgücü istatistiklerini üç ayın ortalamasını alarak hesapladığımız için koronanın yol açtığı işsizliği hiçbir zaman tam anlamıyla ölçme şansımız olmayacak.

Normal zamanlarda iyi kötü sonuç veren üç ayın ortalamasına dayalı hesaplama yöntemi korona döneminde iflas etti.

İşgücü istatistiklerini artık aylık olarak hesaplayıp açıklamak gerekiyor.

Çünkü işsizliğin gerçek boyutunu üç aylık ortalama alarak ölçme şansımız 12 Haziran'da da vurguladığımız gibi tümüyle ortadan kalktı da ondan...

Korona yüzünden işsizliğin seyrini değiştiren geçmişte örnekleri hiç görülmemiş önlemler alındı. Tüm dünya gibi biz de olağandışı bir süreçten geçiyoruz. Her ne kadar toplumun önemli bir kesimi bu sürecin tümüyle geride kaldığını sanıyorsa da belki sorun anlamında yolun başındayız.

İşgücü istatistiklerinde ve dolayısıyla işsizlikte günden güne değişen hızlı dalgalanmalar yaşanıyorken biz üç ayın ortalamasını almak suretiyle bu dalgalanmaları bir anlamda gözden kaçırmış ve verilere yansıtamamış oluyoruz.

Böylesine dalgalanmalara yol açacak gelişmeler olmadığında üç aylık ortalamadan yola çıkılarak hesaplama yapılması iyi kötü bir sonuç veriyor. Ama artık öyle bir dönemde değiliz.

İşte bu yüzden hesaplama yönteminin değiştirilmesi gerekiyor.

Dünyanın birçok ülkesi de üç aylık ortalama alarak hesaplama yapıyormuş, bu yöntem Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) normlarına uygunmuş... Olabilir. Bu hesaplama yöntemi artık bizim normlarımıza, bizim gerçeklerimize uymuyor.

Kaldı ki işsizliği aylık bazda ölçen ülkeler de var.

Üç aylık ortalamayla neleri kaçırdık?

Mevcut işgücü istatistikleri üçer aylık kaydırmalı yöntemle hesaplanıyor. Yani on üç haftanın ortalaması alınıyor ve veriler ifade kolaylığı için ortada kalan ayın adıyla ilan ediliyor.

Bu yılın aylarına ve korona etkisine bakalım:

Ocak: Aralık, ocak ve şubat aylarının ortalamasını gösteriyor. Korona etkisi hiç yok.

Şubat: Ocak, şubat ve mart ortalamasını gösteriyor. Mart ayının ortasından itibaren korona önlemleri birer ikişer devreye alınmaya başlandığı için kabaca iki haftalık bir korona etkisi var.

Mart: Şubat, mart ve nisan ortalamasına işaret ediyor. Mart ayı işsizlik oranı açıklandığında ve oran görece düşük çıktığında bu durum hayretle karşılanmış ve "Korona döneminde işsizlik nasıl geriler" diye yaklaşılmıştı.

İşgücüne dahil olmayanların sayısındaki hızlı artış ve bunun yansıması olarak işgücündeki, istihdamdaki ve işsiz sayısındaki hızlı gerileme gibi izah gerektiren konular bir yana, mart ayında korona etkisinin tüm boyutuyla görülmemiş olması ve işsizliğin bu sayede düşük gelmesi gayet normal. Bir kere bu üç ayın ilk bir buçuk ayında korona etkisi hiç yok. Hatta martta bile önlemlerin bir kısmı ayın ortasında, bir kısmı son haftada alındı. Bunun ekonomiye ve istihdama yansıması da tabii ki sınırlı oldu. Yani mart verisinde korona etkisi neredeyse bir ayla sınırlı. Ama biz korona martta patlak verdiği için etkiyi tümüyle bu ayda görmeyi bekledik.

Nisan: Mart, nisan ve mayısın ortalamasını gösterecek. Bu veri 10 Temmuz'da açıklanacak. Nisan verisinde de korona etkisini tam olarak göremeyeceğiz. Martın yarısında, hatta işkollarına göre üç haftasında korona etkisi hiç yok. Dolayısıyla on üç haftalık dönemi kapsayacak nisan verisinde martın ilk iki ya da üç haftasının hiç etkisi olmayacak. Yani yine sınırlı bir etki.

Ayrıca mayısın ortasına doğru berber, kuaför gibi işyerleri ile bazı AVM'ler açıldı.

Dolayısıyla hem bu üç ayın ilk ayı olan mart tam etki etmeyecek, hem son ayı olan mayısta önlemler gevşetildiği için etki yine eksik görülecek.

Mayıs: 10 Ağustos'ta açıklanacak bu veri nisan, mayıs ve haziranın ortalamasına işaret edecek. Koronanın işsizlik etkisini yine eksik göreceğiz. İstihdamı etkileyen önlemler mayısta gevşetilmeye başlanmıştı, haziran başında ise neredeyse önlem kalmadı. Şu durumda bu üç ayın ilk ayı olan nisanda korona etkisi var, mayısta daha az etki, haziranda sıfır etki.

✭ ✭ ✭

Görüldüğü gibi ölçme yönteminden dolayı biz koronanın yol açtığı istihdam kayıplarını hiçbir ay tam olarak göremeyecek, işsizliğin ulaştığı boyutu hiçbir ay tam olarak ölçemeyeceğiz.

Oysa kimi tahminlere göre işsiz sayısı on milyonu buldu ve işsizlik oranı da yüzde 30'lara ulaştı.

Hadi diyelim bu bir tahmin, bir varsayım. Ama geniş işsizlik oranı denilen bir kavram var. Çalışmaya hazır olup da son dört haftadır iş aramayan ve bu yüzden işsiz sayılmayanlarla mevsimlik çalışanların eklenmesiyle bulunan geniş işsizlik tanımı üstünden hesaplama yapıldığında görülecektir ki işsizlik oranı açıklanan yüzde 13'ün tam 10 puan üstünde, yüzde 23 düzeyinde.

Aylık hesaplansaydı...

İşgücü istatistikleri her ay bazında ayrı ayrı açıklansaydı karşımıza nasıl bir tablo mu çıkardı...

Şubatta tabii ki korona etkisini hiç görmezdik.

Martta korona önlemleri, bazı işkollarında ay ortasında, bazılarında son hafta başladı. Bu yüzden işgücüne etki yaklaşık üçte bir oranında olurdu.

Nisanda korona etkisini tümüyle görürdük. İşsizlik bu ayda Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırabilirdi.

Mayısta etki büyük ölçüde zayıflamış olurdu.

Haziranda ise işyerlerinin hemen hemen çoğu açıldı. Ancak ekonomi daraldığı için istihdam kayıpları görülecek ve koronanın dolaylı etkileri devam edecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar