İşsizler hadi iyisiniz, meğer işsiz değilmişsiniz!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Korona yaradı yaradı! İşsiz sayımız son on altı ayın en düşük düzeyine indi, işsizlik oranımız azaldı.

Küçük bir ayrıntı, son bir yılda işgücüne dahil olmayanların sayısı 3.3 milyon kişi arttı.

Bu 3.3 milyon kişi çalışmak istese ve işgücüne dahil olsaydı işsizlik oranımız yüzde 22'yi bulacaktı.

Korona salgınından güçlenerek çıkmak böyle olsa gerek. Baksanıza korona etkisinin mutlaka görülmesi beklenen mart ayında işsiz sayımız artmadığı gibi azaldı. Çalışan sayısındaki azalmanın çok daha fazla olduğunu göz ardı edersek durum iyi!

İnsanın salgın biraz daha devam etse ya da yeni dalgalar yaşansa(!) diyesi geliyor.

TÜİK'in dün açıkladığı verilere göre mart ayındaki işsizlik oranı yüzde 13.2 oldu. İşsizlik geçen yılın aynı ayında yüzde 14.1, bu yıl şubat ayında ise yüzde 13.6 düzeyinde gerçekleşmişti.

Mart ayındaki işsizlik oranının korona etkisini tümüyle yansıtması beklenmemeli. Çünkü mart ayı verisi olarak açıklanan yüzde 13.2, üç ayın, yani şubat, mart ve nisanın ortalamasını gösteriyor. Koronanın etkisi de mart ayının ortasında başladığı için işgücü istatistiklerine yansıma en fazla bir buçuk ay için söz konusu.

Şubatta korona zaten yoktu, martta sınırlı bir etki gördük, nisanda ise bu olumsuzluğu tümüyle hissettik. Dolayısıyla mart ayı istihdam verisine koronanın mutlaka bir ölçüde yansımış olması gerekiyor.

Ama korkulan ölçüde yansımadı. Hatta istihdam gerilediği halde işsizlik oranı azaldı. Bu bir çelişki gibi görülebilir, ama ortada çelişki yok.

Şöyle bir örnek verelim:

Geçen yıl çalışma çağındaki nüfus 100 kişi olsun. Bu nüfusun 55'i işgücü piyasasına giriyor, 45'i ise çalışmak istemiyor. 55 kişinin 47'si çalışıyor, 8'i işsiz, yani işsizlik oranı yüzde 14.5.

Bu yıla geliyoruz, nüfus yine 100 kişi. Çalışmak isteyenlerin sayısı 47'ye düşmüş, artık 53 kişi çalışmak istemiyor. Geçen yıla göre 2 kişi iş bulmuş, işsiz sayısı artık 6. Buna göre işsizlik oranı yüzde 12.8.

İstihdam düşüyor, ama işsiz sayısı ve işsizlik oranı da düşüyor. Çünkü asıl düşüşler, asıl "incelik" başka yerde.

Çalışmak isteyenlerin sayısı aynı kalsa ama işi olanların sayısı azalsaydı bakın işsizlik nereye varıyordu...


Son dönemde yaşanan da budur. İşgücüne dahil olmayanların sayısında artış var ve sonuçta çalışanlar azaldığı halde işsiz sayısı da işsizlik oranı da geriliyor.

Öyle ki işsiz sayısında 2018'in kasımından sonraki dönemin, yani on altı ayın en düşük düzeyine inildi.

Bu sayılar izaha muhtaç

TÜİK verilerine göre mart ayı itibarıyla son bir yılda 15 yaş üstü kurumsal olmayan nüfus, yani çalışma çağındaki nüfus 1 milyon 39 bin kişi arttı. Düzgün yürüyen bir piyasada işgücünün ve istihdamın da bu sayıya paralel bir artış göstermesi beklenir. Çalışma çağındaki nüfus artacaktır, onlar işgücü piyasasına girecek ve iş bulacaktır, böylece işsiz sayısı da fazla değişmeyecektir.

Ama normalde böyle olması gereken gidişat bizde bu yıl tümüyle değişti. Hem de ne değişme!

Son bir yılda 15 yaş üstü nüfus 1 milyon 39 bin kişi artmış ama çalışmak istemeyenlerin sayısında şaşırtıcı olmanın da ötesinde bir artış var. Son bir yılda tam 3 milyon 274 bin kişi çalışmak istemediğini beyan etmiş.

İşgücüne dahil olmayanlar bir yılda 3.3 milyon kişi artmış, yalnızca mart ayında şubata göre de 975 bin kişilik artış olmuş.

Hep diyoruz ya insanlar bir anda zengin mi oldu da çalışmak istemiyor! Ekonomide sorun üstüne sorun yaşanan bir dönemde insanların işgücü piyasasından çıkması mı normaldir, yoksa tam tersine çalışmak isteyenlerin sayısında artış olması mı?

Çalışmaya hazır 3.2 milyon kişi var

İşgücüne dahil olmayan kişi sayısı mart ayı itibarıyla 31.1 milyon kişi. Bu kişilerin 3.2 milyonu iş aramıyor ama çalışmaya hazır. Bu 3.2 milyon kişinin 1.1 milyonunu iş bulma umudunu yitirenler oluşturuyor, ki bu durumdakilerin sayısı son bir yılda 611 bin artmış.

İşgücüne dahil olmama nedenleri arasında yer alan çalışamaz halde ve diğer başlığında toplanan kişilerin sayısında son bir yılda kaydedilen 608 bin ve 918 bin kişilik artışlar da dikkat çekici.

Gerçek sayıyı hiç bilemeyeceğiz

Bu arada işsiz sayısının korona etkisiyle hangi düzeylere yükseldiğini hiçbir zaman tam olarak bilemeyeceğimizi bir kez daha belirtelim.

Bunun nedenlerini detaylı olarak 12 Mayıs'taki yazımızda sıralamıştık.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar