İsrail - Hamas savaşı küresel ekonomiyi ve Türkiye’yi nasıl etkiler?
İçinde bulunduğumuz coğrafya her şeyin olabileceği, sorunsuz bir hayat sürerken bir anda öngörülemeyen bir sorunun göbeğinde kendimizi bulabileceğimiz bir coğrafya.
Geçtiğimiz haftasonundan bugüne, artık çok yakınımızda, binlerle ifade edilen insanın öldürüldüğü, büyük insanlık dramlarının yaşandığı bir savaş var. Kuzeyimizde Rusya – Ukrayna savaşı devam ederken, bu kez de güneyimizde belki de yıllarca sürecek bir başka savaşla çevriliyiz.
İçeride Türkiye’nin Ortodoks Ekonomi Politikalarına geçişini, ekonomimizin içerisinde bulunduğu açmazdan nasıl çıkacağını, yabancı yatırımcı ikna turlarını tartışırken şimdi İsrail-Hamas savaşının olası etkilerine odaklandık.
Hem İsrail hem de Filistin Devleti tarihsel ilişkiler ve bölgenin güç dengelerinin dinamiği olmaları açısından Türkiye için son derece büyük öneme sahip.
Bu savaşın zamana yayılacak olası etkilerini gerek finansal piyasalar gerekse de Türkiye ve Dünya Ekonomisi üzerinden okumak gerektiğini düşünüyorum.
Finansal Piyasalar açısından ele aldığımızda savaşın lokalde kalmayıp İran’a kadar sirayet etmesi, ABD’nin de savaşın içerisine girmesi sanırım en kötü senaryo. Ancak bu yazının yazıldığı an itibariyle lokalde kalan bir savaşın sermaye piyasaları üzerindeki etkisi kısıtlı kalmış gibi duruyor. Beklendiği üzere savunma sanayi şirketleri için hisse değer artışlarını da beraberinde getiren bir süreç başladı. Savaşın uzun sürme ihtimali, silahlı çatışmalar dışında siber saldırı endişelerini de gündeme getirdiği için siber güvenlik şirketleri hisseleri bu olumsuz süreçten kendilerince olumlu bir ivme yakaladılar. Ancak aynı şeyleri havayolu, seyahat ve konaklama sektörleri için söyleyebilmek mümkün değil. Bununla birlikte savaş ve belirsizlik ortamlarında bir güvenli liman olarak algılanan altın ve değerli madenler için de gün doğdu. Amerikan Tahvillerinin soluksuz yükselişi de savaş nedeniyle şimdilik törpülenmiş gibi duruyor. Yine güvenli liman olarak görülen para birimleri (İsviçre Frangı ve Japon Yeni) tercih edilen para birimleri haline geldi. Bölgenin dünya petrolünün en önemli ihracatçılarının bölgesi olması petrol fiyatlarını hemen yukarı itse de Çin’in yavaşlaması, küresel ticaretin yavaşlıyor olması, küresel PMI’ların en önemli ülkelerde düşük seyretmesi petrole olan talebi düşük tuttuğu için petrol fiyatlarının yükseldiği noktalardan geri geldi. Elbette savaşın seyri durumu değiştirebilir ancak şimdilik böyle gözüküyor. Küresel yavaşlama belki de petrol fiyatlarının yüksek seviyede kalıcı olmaması açısından bir şans. Tabii Türkiye için de.
Küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisine olan etkileri ile hem beraber hem de ayrıca incelemekte fayda var.
Küresel Ekonomi açısından baktığımızda; bölgenin en önemli limanlarından biri Haifa Limanı. Hayfa Limanı terminalleri büyük kargo gemilerinin girişine ve her türlü yükün taşınmasına olanak sağlayan, konteynerlerin, genel yük, dökme yük, tahıl, kimyasallar, araçlar, yakıt ve roll-on/roll-off gemilerinin uğrak limanı. Liman dünyanın en yoğun nakliye hattının bitişiğinde yer alıyor. Süveyş Kanalı'ndan geçen ve Süveyş Kanalı'na giren gemilerin de uğrama limanı. Bu bölge üzerinden yapılan denizyolu taşımacılığında riskin artmış olması, limana uğrayacak gemilerin yükleme ve boşaltma yapamaması hem navlunda bir artışa neden olabilir hem de tedarik zinciri kesintisine. Bu da yeni bir dışsal şok anlamına gelebilir. Bence bu büyük bir risk.
Petrol açısından şimdilik yüksek bir risk söz konusu olmasa da doğalgaz için aynı şeyleri söyleyebilmek mümkün değil. İsrail’in doğalgaz üretimi ağırlıklı olarak Tamar sahasından gerçekleşiyor. Tamar'ın kapanması, kuzey yarımküredeki ülkelerin evleri ısıtmak için doğal gaza olan talebin arttığı kışa doğru yöneldiği bir dönemde geldi. İsrail'in güney kıyısının 25 mil açığında bulunan Tamar sahası, İsrail'in elektrik üretimine yönelik enerji ihtiyacının yüzde 70'ini karşılıyor. Tamar gazının bir kısmı komşu Ürdün ve Mısır'a da ihraç ediliyor. Tamar sahası savaş nedeniyle geçici olarak kapatıldı. Uzun süreli bir kapatma, İsrail'in komşuları Mısır ve Ürdün'e gaz ihracatında düşüşe yol açabileceği gibi, zaten epey sıkışık olan küresel gaz pazarını daha da zora sokabilir. Doğalgaz fiyatlarının artması Avrupa için kötü bir senaryo iken Rusya ve Amerika için ise olumlu. Resesyon tehlikesindeki Avrupa’da kış yaklaşırken ve kış koşullarının bu yıl sert olacağı tahmin edilirken hiç de istenmeyecek bir durum. Fiyat artışları şimdilik Rusya Ukrayna savaşındaki kadar yüksek boyutta olmasa da Avrupa enflasyonu için olumsuz bir durum söz konusu. Uzun dönemde enflasyon hedeflerinin sapmasına, büyümeye yönelik endişelerin daha da artmasına neden olacak bir süreç bizi bekliyor olabilir.
Bir diğer önemli sorun da bölgeden gelecek göç akımı. Hem Gazze’den hem de İsrail’den yapılacak tahliye ve bölgeyi boşaltma istekleri başta Türkiye olmak üzere çevre ülkeler açısından yeni bir göç dalgasına sebebiyet verebilir. Göç konut ve kira fiyatlarının artmasından, talep enflasyonuna kadar birçok olumsuzluğa neden olabilecekken, işsizlikte artışa da sebebiyet verebilir. Kamu harcamalarının artması da kaçınılmaz olacaktır. Suriye savaşından nasıl etkilendiğimizi yeniden hatırlatmaya gerek yok. Daha önceki göçlerde gelenlerin finansal varlıklarını da Türkiye’ye taşıdıkları gerçeğini dikkate aldığımızda Türkiye için ise Cari Dengede Net Hata Noksan üzerinden girişlerin arttığı bir dönemi görebiliriz.
İsrail Türkiye’nin önemli ticari ortaklarından biri. 2023 yılı Ocak-Ağustos döneminde Türkiye’nin İsrail’e ihracatı 3.830 milyon Dolar. Aynı dönemde Filistin Devleti’ne ihracatı ise 83 milyon Dolar. Türkiye’nin İsrail’den ithalatı 2023 yılı Ocak-Ağustos döneminde 1.199 milyon Dolar iken aynı dönemde Filistin Devleti’nden ithalatı ise 12 milyon Dolar. Her iki ülkeye de net ihracatçı konumdayız. Ekonomik büyüklük olarak İsrail, Filistin Devleti’nin çok üzerinde. Filistin Devleti ile olan yakınlığımız ise ticaretin çok daha ötesinde tarihsel boyutuyla.
İsrail’in tarım dışı mal ihracatında en kuvvetli olduğu alanlar 7102 Gümrük Tarifesindeki (GTİP) Elmaslar (işlenmiş olsun, olmasın), 8542 GTİP Elektronik Entegre Devreler, 9018 GTİP Tıpta, Cerrahide, Dişçilikte ve Veterinerlikte Kullanılan Alet ve Cihazlar, 3824 GTİP Dökümhane Maçalarına ve Müstahzarlarına mahsus müstahzar bağlayıcıları ile 9031 GTİP Ölçme ve Muayene alet, cihaz ve makinaları. İsrail ağırlıkla yüksek teknoloji ürünü ihracatı gerçekleştiren bir ülke.
Türkiye’nin tıpkı Rusya – Ukrayna savaşında olduğu gibi bu savaşta da her iki taraf arasında dengede olması Türkiye’nin lehine. Bu ana kadar ki tarafları itidale davet eden pozisyonu ise doğru. Sürecin uzaması halinde Türkiye her iki taraf açısından orta yolu bulucu bir pozisyonda olabilir ki özellikle insanı yardım ve esir değişiminde bu çok önemli.