İş dünyasında “etki” odaklı dönüşüm zamanı

Didem Eryar ÜNLÜ
Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Küresel boyutta yaşanan sorunların karmaşıklığı, kimsenin bu sorunları tek başına çözecek kaslara ve kaynaklara sahip olmaması, yeni bir bakış açısı ihtiyacını beraberinde getiriyor. Kavramlar yeniden tanımlanıyor, roller yeniden belirleniyor, iş süreçleri ise yeniden şekilleniyor. Bu süreç, iş dünyasında da önemli bir dönüşümü beraberinde getiriyor ve bu dönüşüm; “iyi”ye doğru bir dönüşüm… Zorlu Holding Kurumsal iletişim Genel Müdürü Aslı Alemdaroğlu ve S360 kurucusu ve Genel Müdürü Kerem Okumuş, iş dünyasında yaşanan “etki” odaklı bu kabuk değişimini anlattılar.

S360 KURUCUSU VE GENEL MÜDÜRÜ KEREM OKUMUŞ:
Etki odaklı şirketler 3 kat daha fazla büyüyor

“Küresel ekosistem içerisinde, ciddi anlamda kırılganlıklar yaşıyoruz. Şirketlerin artık iklim değişikliği, gelir dağılımındaki eşitsizlikler, fırsatlara erişim gibi temel konulardan bağımsız gibi bir büyüme perspektifinde kalması çok mümkün değil. Sürdürülebilirlik konusu hem yatırımcı hem çalışan hem de ekosistemin devamlılığı açısından şirketlerin göz ardı edemeyeceği temel bir alan haline geldi. Bu noktada Türkiye’de hızlı bir gelişim görüyoruz, ama dönüşümün bir anda gerçekleşmesi kolay değil. Tedarikçileri, çalışanları, ekosistemiyle birlikte büyük bir değer zincirini yöneten, büyük yapılar var Türkiye’de. S360 olarak, büyük yapıları hızlı bir dönüşümden çok, etkili bir dönüşüm yapabilmeleri için destekliyoruz. Dünyanın iyi olma haliyle iş yapış stratejisini bütünleştirdiğimiz bir yaklaşımla ilerliyoruz. Özellikle Borsa İstanbul’da faaliyet gösteren şirketlerde, daha hızlı bir ilerleme görüyoruz. Bunun temel nedenlerinden biri, yatırım yapma biçimindeki parametrelerin değişimi. Şirketlerin sürdürülebilirlik odaklı risk yönetimi, uzun vadeli büyüme perspektifinde yatırımcıya net olarak yansıyor. Türkiye’deki en büyük sorunlarımızdan bir tanesi de uzun vadeli bir büyüme stratejisi modeli koymakla ilgili. Etki odaklı yatırım ve etki odaklı büyüme anlayışı maalesefbebek adımlarıyla ilerliyor. Kârlılıklarını bir amaç etrafında birleştirmiş yapılar yok denecek kadar az. Küresel ölçekte bu sorunların çözümüne daha inovatif bir yaklaşım geliştirmek gerekiyor. Risk odaklı bakış açımızı üçüncü bir gözle geliştirmemiz ve etki odaklı bir bakış açısı geliştirmemiz gerekiyor. Sermaye piyasalarının da sürece dahil olması, varlıkları doğru enstrümanlarla daha etki odaklı işlere yönlendirmek mümkün. Dünyada etki odaklı şirketlerin büyüme oraları konvansiyonel şirketlere göre 3 katı daha fazla.”

Türkiye'nin sorunlarına cevap veren çözümler, globalde de etkili olur

“Türkiye’nin yoksulluk, gelir dağılımındaki eşitsizlik, fırsatlara ve sağlığa erişim gibi temel problemleri, diğer gelişmekte olan ülkelerle aynı. Dolayısıyla Türkiye’de geliştirilen çözümler, global seviyede büyüyebilecek potansiyelde sahip. 2050’de orta sınıftüketiminin yaklaşık yüzde 60'ı Güney Doğu Asya, Sahra Altı Afrika ve diğer gelişmekte olan ülkelerde olacak. O yüzden, Türkiye’deki şirketlerin bu coğrafyanın sorunlarına özel ürünler ve hizmetler geliştirebiliyor olması, etki odaklı işlere odaklanması çok önemli. Etkiyi sadece sattığımız ürün sayısı değil, o ürünlerin yarattığı fayda üzerinden ortaya koymamız lazım. Bugün Türkiye’de geliştirmiş olduğumuz bir platformun dünyada binlerce insanın hayatında dönüşüm yaratabileceğini görebiliyoruz. İnsan sağlığı konusunda yaratılan fayda, ya da temiz teknolojiyi geliştiren bir şirketin yarattığı onarıcı etki gibi; etkiyi geliştirebilmek hem girişim ekonomisinin hem de tüm ekonominin önemli bir alanı olacak.

KOBİ’lerin dönüşümü belirleyici

“Türkiye’nin daha rekabetçi bir ekonomik büyüme modeline geçebilmesi açısından işe, KOBİ’lerin dönüşümünden başlamak lazım. Bu dönüşümü sadece regülasyon ortamı tetiklemiyor aynı zamanda yatırımcılar da tetikleyici bir unsur. KOBİ’lerin büyük bir bölümü tedarik zincirlerinin oyuncuları ve tedarik zincirinin yönetim kalitesi ve sürdürülebilirliği, şirketin varlığı ve sürdürülebilirliği açısından çok önemli. BM Kalkınma Hedefleri kapsamında gıda, tarım, sürdürülebilir şehirler, temiz enerji gibi temel sektörler önümüzdeki dönemde en çok büyümeyi sağlayacak sektörler olarak ortaya çıkacak. KOBİ’lerin bu sektörlerdeki ihtiyacını karşılayabilecek ürün ya da hizmetleri geliştirmelerini teşvik etmek ve onlara stratejik olarak katkı ve destek vermemiz gerekiyor.”

ZORLU HOLDİNG KURUMSAL İLETİŞİM GENEL MÜDÜRÜ ASLI ALEMDAROĞLU:
İş dünyası ‘girişimci ruhu’yla çözüm üretmeli

“Küresel ısınma, tükenen kaynaklar, göçler, şehirleşme gibi sorunlar, çok uzun vadede yönetilmesi gereken sorunlar. İş dünyası olarak bu sorunların farkındaydık, ama günlük hayatımızı yönetirken bunları işimizin odağına getirmekte çekimser kalıyorduk. Bu anlamda, pandeminin çok önemli bir rolü oldu. İşin sürdürülebilirliği ve karlı hale getirilmesinin, toplumun refahından ayrılamayacak bir noktada olduğunu gördük. Eğer, bugüne kadar verdiğimiz kararlar, sahip çıktığımız iş modelleriyle yola devam edersek, problemi çözmeyip, problem yaratmaya devam ederiz. Bir anlamda pandemi bir X-ray etkisi yarattı ve bu dönüşümü gerçekleştirmenin ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu. Aslında pandemiden önce de bir takım şeyler tetiklenmeye başlamıştı. 2019 Ağustos ayında ABD’nin en büyük 200 şirketinin temsil edildiği Business Roundtable, ilk defa yıllık toplantısında, paydaş tanımında bir değişiklik yaptı. Sadece hissedarlar değil, çalışanlar, tedarikçiler, toplum ve çevreyi kapsayan çok daha geniş bir paydaş kitlesi tanımladı. 2020’nin Ocak ayında, Davos’un 70’lerden beri ilk defa manifestosunda bir değişiklik oldu. Küresel anlamda yaşanan bütün bu riskler ve sorunlar etrafında, tek çözümün paydaş kapitalizmi olduğu, kapitalizmin yeni bir tanıma ihtiyacı olduğu ve iş dünyasına yepyeni bir rol çizildiği ifade edildi. İş dünyası iş birliği içinde çözüm üretmeye davet edildi.”

İnovasyon ve insan odaklı tasarım anlayışı

“BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, limitleri olan bir dünyanın içerisinde bütün canlıların refahını gözeten bir yol haritası çizmişti. Pandemi öncesinde o amaçlara erişebilmek için her sene yaklaşık 2,5 trilyon dolarlık kaynağa ihtiyaç vardı. Bugün, bu kaynağı bir risk olarak görebiliriz. Tüm şirketlerin radikal iş birlikleri, Ar-Ge ve inovasyonlar, insan odaklı tasarım anlayışı ile bu kaynağı yönetmek üzere yaratacakları çözüm ve istihdam olanakları önem taşıyor. İş dünyasının egoyu değil ekosistemi odağa alması; yarattığı etkiyi düşünmesi ve bu etkiyi nasıl yönettiğinin sorumluluğunu alması gerekiyor. Herkesin işini yaparken, çevreye, topluma, içerisinde var olduğu ekonominin birliğine ve bütünlüğüne destek olacak şekilde çalışması gerekiyor.”

Kurumsal sosyal inovasyona odaklanmak

“İş dünyasının tedarik tarafındaki dönüşüm kadar, iç sistemlerin dönüşümü de çok önemli. Büyük yapıların çok hızlı dönüşmesi mümkün olmasa bile, kurumsal sosyal inovasyonu odağa alarak hareket etmek mümkün. Biz kurum içerisinde bir girişim ruhuyla hareket edebilmeyi çok önemli buluyoruz. Bu anlamda gerek kurum içi girişimcilik platformunda sahip çıkmaya çalıştığımız prensipler ve değerler, gerek imece gibi sosyal girişimciliğin desteklendiği bir platformda iş ortağı olmak bizim için çok kıymetli. Bütün bu süreçte iç iş ortağımız ise CFO’muz; çünkü CFO’ların sadece finansalları değil, şirketin nakdi ve gayri nakdi tüm varlıklarını yöneten bir rolde olduğunu düşünüyoruz.”

Ortak akıl yolculuğu

Zorlu Holding’in kurucu ortağı olduğu imece; küresel meselelere sürdürülebilir çözümler geliştirmek isteyen sosyal girişimlere zemin sağlayan bir yapı, bir sosyal inovasyon platformu.18-19 Mart 2021 tarihlerinde “Geleceğe Etki” temasıyla çevrimiçi gerçekleştirilecek imece summit; iş dünyası, sivil toplum, akademi, kamu, girişimcilik ekosistemi gibi farklı sektörlerden etki odaklı çalışmalarıyla bilenen yüzlerce değişim öncüsünü bir araya getiriyor. Zirvenin, “Bireysel, kurumsal ya da bağlı olduğu organizasyon içerisinde bir şeyleri değiştirmek isteyen herkese açık bir buluşma” olduğunu ifade eden Aslı Alemdaroğlu, şunları söylüyor: Türkiye’nin sorunları küresel sorunlardan ayrılacak noktada değil. Dünyanın bir yerinde yaşanan bir sorunu, sınırlarla dünyanın geri kalanından ayrıştırmamız da mümkün değil. Bu değişim ve dönüşüm nasıl tetiklenecek? Zirvede iki gün boyunca sosyal girişim ekosisteminin kritik oyuncuları ile birlikte ortak akıl etrafında neler yapılabilir konuşuyor olacağız.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar