İş Bankası’nın 100. yılında tarımda yeni bir hikâye yazılıyor

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN

Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli eserlerinden biri olan Türkiye İş Bankası, Büyük Taarruz’un yıldönümü olan 26 Ağustos 1924’te kuruldu. İş Bankası bugün 100. Yılını kutluyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat sermaye koyarak kurduğu bankanın kurucu Genel Müdürü sonra 3. Cumhurbaşkanı olan Celal Bayar’dı.

Türkiye İş Bankası, 100 yıl önce kurulduğunda Türkiye Cumhuriyeti’nin de kuruluş dönemiydi. Şartlar hiç açıcı değildi. Prof. Dr. Zafer Toprak’ın hazırladığı 4 ciltlik “Modern Türkiye Tarihi” ölümünden kısa bir süre sonra Folkart tarafından yayınlandı. Zafer Toprak, Cumhuriyet ve Ekonomi adıyla yayınlanan 2. ciltte Türkiye İş Bankası’nın kuruluş şartlarını özetle şöyle ifade ediyor: 

“Cumhuriyet’te ulusal bankacılık Türkiye İş Bankası’nın kuruluşuyla, 26 Ağustos 1924’te başladı. Milli sigortacılık ise İş Bankası’nın iştirakleri olarak doğdu.(…) 

Cumhuriyet Türkiye’si on yılı aşkın savaşların sonucu Osmanlı’dan bir enkaz devralmıştı. Bu nedenle Cumhuriyet’in temel sorunlarından biri bu enkazı kaldırmak, ülkeyi en kısa sürede çağdaş bir ekonomik yapıya kavuşturmaktı. Savaşlar sonucu beşeri sermaye büyük yara almıştı. Ülke nüfusunun üçte biri yitirilmişti. Hayvan varlığının dörtte üçü telef olmuştu. Kırsal kesimde tarım düzeni bozulmuş, sınırlı sayıda sanayi kuruluşundan geriye pek bir şey kalmamıştı.

Ekonomik bağımsızlığın temel taşlarından birisi

1923’te İzmir’de toplanan Türkiye İktisat Kongresi, iktisadi temel sorunlara eğiliyor, ülkenin geleceğe yönelik özlemlerini gündeme getiriyordu. Türkiye en kısa sürede iktisadi bağımsızlığını kazanmalı, çağdaş normlarda bir tarım toplumu olmalı, gecikmeksizin sanayi toplumunun temellerini atmalıydı. 

Türkiye İş Bankası, 1924 yılında 1 milyon lira sermaye ile kurulmuştu. Her ne kadar adı "İş" bankası olmuş ve geniş şube ağıyla mevduat bankacılığında başı çekmişse de Cumhuriyetin kuruluş evresinde bir ticari kredi kurumu olmanın ötesinde banka Sümerbank la birlikte ülkenin sanayileşmesinde önemli görevler üstlenmişti. Öte yandan Cumhuriyet Türkiye’sinin bankacılık alanında gösterdiği çabanın geri planında İş Bankası’nın yetiştirdiği kadrolar yer aldı.”

İş Bankası’nın tarihi Cumhuriyetin iktisadi tarihi

Ticari bir banka olarak kurulsa da o yıllardaki ekonomik yapı gereği ve cumhuriyetin inşasında, kurumların oluşturulmasında çok önemli görevler üstlenmiş ve ülkeye önemli eserler kazandırmıştır. Bu yönüyle İş Bankası’nın tarihi cumhuriyetin iktisat tarihi ile bir paralellik gösteriyor.

Şeker sanayinin kurulmasında öncü oldu

Kuruluşundan itibaren tarımın içinde olan ve çok önemli kurumların oluşmasını sağlayan Türkiye İş Bankası, şeker sanayinin kurulmasında başroldedir. Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda şeker ihtiyacı ithalatla karşılanıyordu. Bu nedenle ithal ikamesi politikası kapsamında şeker ihtiyacının yurtiçinde üretilmesi kararlaştırıldı.

Türkiye’nin ilk şeker fabrikası Alpullu Şeker Fabrikası 26 Kasım 1925’te hizmete girdi. Fabrika, 500 bin lira sermayeli İstanbul ve Trakya Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi tarafından kuruldu. Bu şirketin sermayesinin yüzde 68’i İş Bankası’na aitti. Yüzde 10’u Trakya Vilayetleri Özel İdareleri ile birlikte Ziraat Bankası’na ve yüzde 22’si Trakya köylülerinin de olduğu özel kişilere aitti.

Eskişehir Şeker Fabrikası’nı kuran Anadolu Şeker Fabrikası Türk Anonim Şirketi’nde İş Bankası’nın yüzde 51 hissesi vardı. Ziraat Bankası yüzde 24,5 pay ile şirkete ortak olurken, sonradan Sümerbank adını alacak olan Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası’nın da hisse oranı yüzde 24,5’tu.

Türkiye İş Bankası, 26 Eylül 1934’te işletmeye açılan Turhal Şeker Fabrikası’nda ise Ziraat Bankası ile yarı yarıya hisse sahibiydi. Şirketin sermayesi 3 milyon liraydı.

Kurulan şeker fabrikaları daha sonra tek çatı altında birleştirildi. Şeker fabrikalarının kurulmasında etkin rol alan, öncülük yapan İş Bankası, 6 Temmuz 1935 tarihinde kurulan Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ’nin kuruluşunda da yer alan 3 bankadan birisi oldu. Toplam 22 milyon liralık sermaye, Ziraat Bankası, İş Bankası ile Sümerbank tarafından eşit miktarda taahhüt edildi.

Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ’nin kurulması ile şeker sanayi ve geliştirme programı kapsamında yeni fabrikalar kuruldu. İş Bankası bu fabrikaların kuruluşunda da etkin rol aldı.

Şeker sanayisinin kurulması ile Türkiye ihtiyacı olan şekeri ithal etmek yerine kendisi üretmeye başlamış ve 1970’li yıllara gelindiğinde şeker ihracatı yapılmaya başlanmıştı.

Tarımın gelişmesine büyük katkı sağladı

İş Bankası sadece şeker sanayi değil, tarımın diğer alanlarında da öncülük yaptı. Kuru üzüm fiyatlarının korunması ve kuru üzüm ihracatını artırmak amacıyla 1935’te İzmir’de kurulan 1 milyon lira sermayeli üzüm kurumuna 500 bin lira sermayeli şirket sonradan TARİŞ’e devredildi.

Türkiye İş Bankası ayrıca bitkisel yağ üretimi, dokuma sanayi, tarım ilaçları ve gübre sanayinin gelişmesinde de önemli katkılar yaptı.

Mustafa Kemal Atatürk, İş Bankası’nın hem kurucusu, hem hissedarı hem de müşterisi. Milli ekonominin yaratılmasında İş Bankası’na önemli görevler verilirken, bankanın gelişmesi, büyümesi için de destek sağlanıyor. Bu konuda bankacılığı bilen İş Bankası’nın kurucu Genel Müdürü Celal Bayar’ın da önemli rolü var.

100. yılda “Tarım İhtisas Şubeleri” yaygınlaşıyor

Kuruluşundan bu yana tam 100 yılı geride bırakan Türkiye İş Bankası, tarımdan hiç kopmadı. Son iki yıldır bu konuda farklı bir hikâye yazmak için olağanüstü çaba gösteriyor. 

Sürdürülebilir tarımsal üretime katkı sağlamak amacıyla teknolojiyi, tarımı ve finansı bir araya getirdiği 56 “Tarım İhtisas Şubesi” ile yurt genelinde faaliyetlerini sürdürüyor. 

İlk tarım ihtisas şubesi 16 Haziran 2022’de Manisa Saruhanlı’da açıldı. Şube açılışında ve İzmir’de 17 Haziran 2022’de İzmir’de düzenlenen “Tarımda Teknoloji ve Sürdürülebilirlik” konulu toplantının açılışında Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, bu yeni atılımın önemini şu sözlerle anlatmıştı: “Tarımı, stratejik öncelikli alanlarımızın en üstüne koyuyoruz. Çünkü bazı kavramlar vardır ki ne kadar konuşursak konuşalım, bu kavramın içi doldurulmadıkça, somut fiillerle, eylemlerle iş yapmadıkça çok da büyük katkısı olamıyor. Ülke olarak tarımın önemini, bizler için ne kadar kritik ve stratejik olduğunu hep konuşuyoruz. Ancak bunun hakkını vermede, bu alanda farklı bir yere gelme konusunda önemli eksiklikler olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki dönemde artık tarımda da elimizi taşın altına koyarak, sektörde gördüğümüz eksikliklerin giderilmesi, birtakım sorunların aşılması ve tarımda farklı bir hikâyenin yazılması için son derece aktif ve etkin bir İş Bankası göreceksiniz” dedi.

Hakan Aran’ın dile getirdiği “tarımda aktif ve etkin bir İş Bankası”nın son iki yıldaki çalışmalarının tanığıyım. Ülke genelindeki 56 tarım ihtisas şubesinde çiftçilerle buluşarak sohbet ediyoruz. Bildiklerimizi anlatıp çiftçilerin anlattıklarını ülke gündemine getirerek çözüm üretilmesine katkı sağlıyoruz. Bugüne kadar 15’ten fazla tarım ihtisas şubesinde çiftçilerle buluştuk. Bu buluşmalarımız da devam ediyor.

Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali ve Genel Müdür Hakan Aran tarım konusundaki çalışmaları yakından izleyerek destek oluyor. Tarım ihtisas şubelerinin açılmaya başlandığı dönemde Tarımdan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İzlem Erdem, Tarım Bankacılığı Pazarlama Bölüm Müdürü Kerem Akıner sahada önemli çalışmalar yaptı. Onlardan görevi devralan Tarımdan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz, Tarım Bankacılığı Pazarlama Bölüm Müdürü Zafer Arslan aynı titizlikle sahadaki çalışmaları sürdürüyor. Tarımsal pazarlama bölümü çalışanları sahada olağanüstü bir çaba gösteriyor. Ülke genelindeki tarım ihtisas şube müdürleri ve çalışanları çiftçilere hizmet için adeta yarışıyor. Hakan Aran’ın söylediği gibi tarımda yeni bir hikâye yazılıyor.

Ben daha çok tarım konusundaki çalışmaları özetledim. Türkiye İş Bankası, sanayiden ticarete, kültür sanattan spora yaşamın her alanında başarı hikâyeleri yazıyor.

Türkiye İş Bankası’nın 100. yılında kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü ve ilk Genel Müdürü Celal Bayar’ı saygıyla ve minnetle anıyorum. İş Bankası’nı 100. yıla ulaşmasında emeği geçen, yönetici ve çalışanlara şükran borçluyuz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar