İş Bankası’ndan her büyük ovaya tarım ihtisas şubesi
Türkiye İş Bankası’nın organizasyonu ile geçen hafta Manisa Saruhanlı’da çiftçilerle buluştuk. Saruhanlı’nın seçilmesi tesadüf değil. Türkiye İş Bankası, 16 Haziran 2022’de ilk tarım ihtisas şubesini burada açtı. Daha doğrusu 1966 yılından bu yana faaliyet gösteren yani 56 yıl önce açılan şubesini tarım ihtisas şubesine dönüştürdü. İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Gediz Ovası’ndaki Saruhanlı Şubesi gibi, Türkiye’nin büyük ovalarının hepsinde “tarım ihtisas şubeleri” faaliyet gösterecek. Yani tarıma daha çok önem verilecek. Daha çok destek sağlanacak. Teknoloji, finansman ve tarım işbirliği ile tarımda yeni bir hikâye yazılacak.
İş Bankası İzmir Bölge Tarımdan Sorumlu Müdür Yardımcısı İsmail Külahlı ile birlikte İzmir’den Saruhanlı’ya gittik. Saruhanlı’da Şube Müdürü Murat Kaygısız kendisi gibi genç ekibiyle bizi karşıladı.
Saruhanlı için tarımın önemi
Bilmeyenler için Saruhanlı’yı biraz anlatalım. Nüfusunun yüzde 80’ni tarımla uğraşıyor. İlçede yaygın olarak tarımı yapılan 6 temel ürün/alan var. Bağcılık, zeytincilik, tütün, hububat(buğday ve arpa), mısır ve sebzecilik. Özellikle domates, kapya biber ve hıyar üretimi son yıllarda yaygınlaşıyor. Kurutulmuş domates, közlenmiş biber ve turşuluk hıyar için yapılan üretiminin önemli bölümü işlenerek ihraç ediliyor.
Mera alanlarının yetersiz olması nedeniyle hayvancılık yaygın değil. Hayvancılık yapanların da bir bölümü son dönemde artan yem maliyetleri nedeniyle sektörden çekildiklerini söylüyor.
İlçenin en büyük avantajı ise tarım arazilerinin yüzde 65’inin sulanabiliyor olması. Yılda iki ürün alınan Saruhanlı’da, büyük çiftçiler de var, küçük ölçekli üretim yapanlar da.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın her yıl yayınladığı Havza Modeline göre 2022 üretim yılında Saruhanlı’nın destekleme kapsamındaki ürünleri; arpa, buğday, mısır(dane), pamuk, yem bitkileri, zeytin ve zeytinyağı olarak belirlenmiş.
Çiftçilere dünyada ve Türkiye’de tarım ve gıdadaki son gelişmeleri ve geleceğe ilişkin beklentileri anlattıktan sonra karşılıklı soru ve yanıtlarla sohbet ilerledi.
Mazot ve gübre desteğinde kafalar hala karışık
Çiftçilerin en çok merak ettiği ve soru sorduğu konuların başında tarımsal destekler oldu. Özellikle mazot ve gübredeki yeni uygulama ile ilgili kafalar hala karışık.
Bildiğiniz gibi Tarım ve Orman Bakanlığı bu yıl mazot ve gübre desteğinde farklı bir uygulama başlattı. Normalde Nisan-Mayıs 2023’te ödenmesi öngörülen mazot ve gübre desteği erkene çekildi. Mazot ve gübre desteğini erken almak isteyen çiftçiler yapacakları başvuru ile Ziraat Bankası’ndan kendilerine bir kredi hesabı açılıyor. Alacağı destek miktarı kadar para hesaba tanımlanıyor. Çiftçi bankanın verdiği kart ile sadece Ziraat Bankası Başak Kart anlaşmalı işyerlerinde açılan bu kredi tutarı ile mazot ve gübre alabiliyor. Verilen kredinin anaparasını Tarım ve Orman Bakanlığı, faiz ve masraflarını ise Hazine ve Maliye Bakanlığı ödüyor. Yani çiftçinin geri ödeyeceği bir kredi değil.
Birçok yerde olduğu gibi Saruhanlı’da da bu konuda çiftçilerin kafası karışık. Neden sadece bir bankanın anlaşmalı işyerlerinden mazot ve gübre alımına zorlandıklarını sordular. Birçok çiftçinin hasat sonrasında zamlardan etkilenmemek için gübre aldığını bu nedenle gübre alımının zorunlu kılınmasının yanlış olduğunu ifade ettiler. Yine burada da dikkatimizi çeken, çiftçilerin bu yeni uygulama ile ilgili yeterince bilgilendirilmediği, bakanlığın mutlaka çiftçileri bilgilendirmesi gerektiği görülüyor.
Belirsizlik nedeniyle çiftçi ne ekeceğini bilmiyor
Çiftçilerin bir başka önemli sorusu, tarımdaki belirsizlik üzerineydi. “Yılbaşına geldik daha ne ekeceğimizi bilmiyoruz, karar veremiyoruz. Çünkü büyük bir belirsizlik var” diyerek şikâyette bulundular.
Geçen sene pamuk fiyatı iyi diye pamuk ektiklerini ancak bu yıl yüzde 200-300 oranında artan maliyetlere rağmen pamuk fiyatının geçen yılın gerisinde kaldığına dikkat çektiler. Bir çiftçi pamuğa tekrar tövbe ettiklerini, artık pamuk ekmeyeceklerini söyledi. Dünyada tekstildeki durgunluğu anlatmaya çalışsam da çiftçiler haklı olarak, durgunluk geçince pamuk ithal edileceğini üreticiye verilmeyen desteğin ithalata verileceğini ifade etti. Açıkçası haksız da değiller.
Türkiye, uzun yıllardır 1 milyon ton lif pamuk üretim hedefine ulaşmak için çaba gösteriyordu. Bu yıl üretim 1 milyon tonu aştı. Fakat çiftçi pamuk ektiğine pişman edildi. En azından Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin ağzından düşürmediği fark ödemesi desteği devreye sokulabilirdi. Üç yıldır kütlü pamukta destekleme primi(fark ödemesi) kilo başına 1 lira 10 kuruş olarak uygulanıyor. Bu destek 2-3 liraya çıkarılabilirdi. Ama destekte hiçbir artış yapılmadı. Üretici pamuğa yeniden küstü.
Edindiğimiz bilgi ve izlenimlere göre ülke genelinde olduğu gibi Saruhanlı’da da pamuk eken çiftçilerin en azından bir bölümü pamuk yerine diğer alternatif ürünlere yönelecek.
Üzümde maliyet fiyatın çok üstünde
Saruhanlı’nın ve Manisa’nın en önemli ürünü üzüm. Kurutulmuş üzüm, sofralık ve şaraplık olmak üzere ülkenin üzümdeki en önemli üretim merkezlerinden birisi. Üzüm konusunda da üreticiler çok dertli. Fiyatlara bakıldığında üzüm üreticisinin hep mağdur edildiğini belirten üreticiler, bağ alanlarını daraltmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Bölgenin en önemli ürünü olan ve dünyaca bilinen sultaniye kuru üzüm alım fiyatını birkaç yıldır Toprak Mahsulleri Ofisi açıklıyor. Ofis’in üzüm alım fiyatı, 2019 yılında kilo başına 10 lira olarak açıklandı. 2020’de 12,5 lira ve 2021’de sadece 50 kuruşluk artışla 13 liraya çıkarıldı. Yani iki yılda fiyat sadece 1 lira artırıldı. Yüksek girdi maliyetlerine rağmen uygulanan düşük fiyat politikası üreticiye zarar ettiriyor.
Bu yıl ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kuru üzüm alım fiyatı yüzde 100’ün üzerinde artışla kilo başına 27 lira açıklandı. İlk bakışta fiyat çok iyi diye düşünülebilir. Fakat, Saruhanlı’daki toplantıda üzüm üreticisi bir çiftçi bunun çok yetersiz kaldığını özetle şu sözlerle anlattı: “ Fiyat yüzde 100 artırıldı diye söyleniyor. Bizim maliyetlerimiz yüzde 300-400 arttı. Bu nedenle bu fiyat maliyetlerin yanında çok düşük kaldı. İkincisi, Toprak Mahsulleri Ofisi, açıklanan bu başfiyattan hemen hemen hiç üzüm almadı. Yani 9 numara kalitedeki üzümler 7 numara denilerek fiyat düşürüldü ve üretici tüccarın insafına bırakıldı. Tüccar ise, pestisit kalıntısını bahane ederek keyfine göre üzüm aldı. Biz diyoruz ki mademki pestisit sorunu var. O zaman üzümünü temiz teslim eden üreticiye prim verilsin. Diğer üzümlerle karıştırılmasın. Yani pestisitin faturası işini doğru yapan çiftçiye kesilmesin.”
Çiftçilerin örgütlenme oranı yüksek, etkinliği zayıf
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerine göre Manisa genelinde tarım sektöründe faaliyet gösteren oda, kooperatif, üretici birliği, damızlık birliği ve benzeri toplam 280 örgüt var. Bu örgütlere ortak/üye 38 bin 888 çiftçi var. Yani çiftçilerin yüzde 53’ü örgütlü. Genel kurullara katılım oranına bakıldığında kooperatiflerde yüzde 21, ıslah amaçlı yetiştirici birliklerinde yüzde15, üretici birliklerinde ise yüzde 3,5 oranında. Toplamda genel kurullara katılım oranı ortalama yüzde 17,35 oranında. Örgüt çok, ama etkinlikleri çok az. Çok etkin olarak çalışan birkaç tanesini ayrı tutmak gerekiyor elbette.
Üreticiler örgütlenmedeki bu sorunlardan şikayet ediyor ancak daha güçlü ve etkin bir örgütlenme için yeterince çaba göstermiyor. İlçede 1942’den bu yana Tariş Tarım Satış Kooperatifleri Birliği’ne bağlı olarak faaliyet gösteren Saruhanlı Üzüm Tarım Satış Kooperatifi var. Ancak kooperatifin etkinliği, üreticilerin katılımı çok yetersiz. Elbette bu sadece üreticilerin ve Tariş’in eksikliği değil, uygulanan politikaların da sonucu. Dünya Bankası’nın dayatması ile 2000 yılında uygulamaya konulan Tarımda Reform Uygulama Projesi(ARİP) kapsamında çıkarılan 4572 Sayılı Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri Yasası ile kooperatifler, birlikler adeta yok edildi. Elleri kolları bağlandı. Bu nedenle Tariş eski etkinliğinde değil. Tariş yerine üzüm alımı ile Toprak Mahsulleri Ofisi görevlendiriliyor. Örgütlenme konusunda yapılacak çok iş var. Bu konunun daha detaylı olarak konuşulması, tartışılması gerekiyor.
Bilmeyenler için hatırlatalım, 4 birlikten oluşan Tariş İncir, Üzüm, Pamuk ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri’nin kuruluşu 1915 yılına kadar dayanır. Ege Bölgesi’nin öncü ve en güçlü kooperatifler birliğidir. Tariş’in ikinci hecesi olan “iş” İş Bankası’ndan gelir. Her biri ayrı tüzel kişiliğe sahip olan birlikler, kuruluş yıllarında birliğe destek olan bankalardan Tarım Bankası'nın ilk hecesi “TAR” ile İş Bankası'nın ilk hecesi olan “İŞ” in birleşmesinden "TARİŞ" adını almıştır.
Türkiye İş Bankası’nın Genel Müdür Hakan Aran yönetiminde yeniden tarıma bu denli önem vermesi bankanın bir anlamda geçmişteki birikiminin de yansımasını ortaya koyacaktır.
Çiftçiler tarımda çalışacak işçi bulamıyor
Saruhanlı’nın bir başka önemli ürünü zeytin ve zeytinyağı da konuştuğumuz konular arasındaydı. Türkiye bu üretim sezonunda 2,9 milyon ton ile zeytinde üretim rekoru kırdı. Yine diğer üretim bölgelerinde olduğu gibi Saruhanlı’da da üreticilerin en önemli şikayetlerinden birisi işçi sorunu oldu. Çiftçiler zeytini toplayacak işçi, hayvanlara bakacak işçi bulmakta zorlandıklarını dile getirdi.
Toplantıda en çok dikkat çekici olan ise katılımcıların yaş ortalamasıydı. Birkaç genç dışında katılan çiftçilerin neredeyse hepsi 60 yaş üzeriydi. Bu sadece Saruhanlı’nın yada Türkiye’nin değil, dünyanın da en önemli sorunu. Türkiye, genç nüfusuyla övünen bir ülke. Gençlerin tarımda olması için özel programlar, destekler sağlanması gerekiyor. Öncelikle kırsaldaki yaşam seviyesinin düzenlenmesi gerekiyor. Bunun bir ülke politikası olarak ele alınması şart.
Özetle, Türkiye İş Bankası’nın her ovaya bir tarım ihtisas şubesi hedefi ülke tarımına önemli katkılar sağlayacaktır. Bankanın Tarım Bankacılığı Pazarlama Bölüm Müdürü Kerem Akıner’in yönetimindeki genç tarım ekibin çabaları ile önemli başarılara imza atılacağını ve tarımda teknoloji, finans üçlüsü ile yeni bir hikâye yazılabileceğine bu toplantıdan sonra açıkçası beni de umutlandırdı.