İrlanda ekosistemi, doğrudan yabancı yatırım üssü olmayı başarmış

Burak ÖNDER
Burak ÖNDER İhracatçının Penceresi

AB üyesi ama Schengen vizesi geçmeyen İrlanda, ekosistem sayesinde başarılı bir doğrudan yabancı yatırım üssü oluşturmayı başarmış. Toplam istihdamın %10’dan fazlası doğrudan yabancı yatırımlardan kaynaklanıyor. Ülkenin kurumlar vergisi gelirlerinin %50’den fazlası da sadece 10 şirketten elde ediliyor. Para birimi olarak Euro kullanılıyor. Ülkenin resmi dili İngilizce ve İrlandaca. Ülkemizle İrlanda arasında kış aylarında 3 saat, yaz aylarındaysa 2 saat zaman farkı bulunuyor. İrlanda’da trafik İngiltere’de olduğu gibi soldan akıyor. Direksiyonu sağ tarafta bulunan araç kullanmadıysanız bu duruma alışmak zaman alabilir.

Bir ülkeye seyahat yapmadan önce gideceğim ülke hakkında bilgi sahibi olabilmek için ülke raporu okumaya çalışır ve bunu şirketimde kendi ekibimden de isterim. Bırakın sektör raporunu, Ticaret Bakanlığımızın ülke raporları hariç farklı bir kaynak da bulamam çoğu zaman. Daha güncelini ve daha iyisini beklemekle birlikte Ticaret Bakanlığımıza teşekkür ederek yazıma başlamak istiyorum.

Bir genelleme yapacak olursam, ihracat pazarlarına yönelik faaliyet yapabilmek için bilgiden daha çok malumattan yola çıkılır. “Afrika önemli bir pazar’’, “Latin Amerika’da önemli bir potansiyel var’’ ya da “Her geçen gün büyüyen Asya’dan yeterli kadar pay alamıyoruz’’ gibi söylemleri sıklıkla duyarız. Bu söylemlerde bir genelleme yapılsa da bilgi yoktur. Kanıtı mı? Bu bölge ve ülkelere ait kaç tane ülke ve sektör raporumuz var? Daha düşündürücü olanı kaç iş dünyası sivil toplum örgütünde hedef ülkelere ait ülke raporları var?

Bu konuyu ben mi çok abartıyorum, bilmiyorum! Hedefime koyduğum bir ülkeyi yani pazarı tanımanın önemli olduğunu düşünüyorum. O ülkenin tarihini, sosyolojik ve demografik yapısının, pazarın dinamiklerinin bilinmesinin o pazarda başarılı olabilmek için önemli bir basamak olduğuna inanıyorum. Umarım iş dünyası sivil toplum örgütlerimiz de rapor ve bilgi üretme kaslarını geliştirebilir ve bizlere nitelikli ülke ve sektör raporları sunabilirler.

AB üyesi ama Schengen Vizesi geçmiyor

Gelelim konumuza. Bu hafta konumuz İrlanda. Geçtiğimiz hafta iş görüşmeleri için İrlanda’yı ziyaret etme fırsatı buldum. İrlanda, yeşil doğası, tarihi yapıları, kaleleri, kültürü ve misafirperver insanlarıyla farklı bir Avrupa ülkesi diyebiliriz. Türk Hava Yolları’nın başkent Dublin’e direkt uçuşu var ve uçuş 4 saat 45 dakika sürüyor. Vize konusunda dikkatli olmalısınız. İrlanda AB üyesi olmasına rağmen Schengen vizesiyle İrlanda’ya giriş yapamıyorsunuz. İrlanda vizesine başvuru yapmanız gerek. Lakin geçerli Birleşik Krallık vizeniz varsa ve son altı ay içinde bu vizeyle Birleşik Krallık’a giriş yaptıysanız bu vizeyi İrlanda’ya giriş yapmak için kullanabilirsiniz. Birleşik Krallık vizemin olmasına ve bu vizeyle İngiltere’ye giriş-çıkış yapmama rağmen, İngiltere’ye son girişim 7 ay önce olduğu için ne yazık ki son dakika uçağa alınmadım. Ben de aynı gün içinde Londra’ya gidip oradan Dublin’e geçmek durumunda kaldım. Bu nedenle vize konusuna ayrı bir parantez açma gereği duydum.

Kısaca İrlanda Tarihi Protestan-Katolik çekişmesi

Britanya adalarında bulunan İrlandalılar ve İngilizler arasında tarih boyunca temel bir ayrım vardı. İngilizler ağırlıklı olarak Protestan, İrlandalılarsa Katolik’tir. Bu nedenle İrlandalılar tarih boyunca hiçbir zaman Protestan İngilizlerin hâkimiyetini kabul etmediler ve ağır bedeller ödeseler de her fırsatta isyan girişiminde bulundular. Belli bir süre sonra İngilizler bu isyanların önüne geçebilmek için İrlanda adasında “iskân politikasını’’ uygulamaya başladı. Bu planın temelinde Protestan olan İskoç ve İngilizlerin İrlanda adasına yerleştirilmeleri vardı. Bu planın neticesinde adadaki Katolik nüfus azaltılmış olacaktı.

Katoliklere 2. sınıf vatandaş muamelesi

Bu dönemde İrlanda adasına yerleştirilen Protestanlara büyük imtiyazlar tanınırken İrlandalı Katolikler kendi topraklarında birçok haktan mahrum bırakıldı. İrlandalı Katolikler kamu kurumlarında çalışamıyor, oy kullanamıyor, silah bulunduramıyor, Protestanlarla evlenemiyor ve avukatlık yapamıyorlardı. Sosyal ve ekonomik sıkıntılar yaşayan İrlandalı Katolikler kendi topraklarında yetiştirdikleri patatese mahkûm bırakılmıştı.

1998’de Hayırlı Cuma Antlaşması ile barış sağlandı

1845 yılında adada patates mantarı vakası görülmeye başlandı ve mantar hastalığı adadaki patatesleri çürütüp yenmeyecek hale getirdi. Bunun sonucu olarak da 1845-1852 yılları arasında adada büyük bir kıtlık başlamış oldu. Bu kıtlık süresince bir milyondan fazla insan öldü ve iki milyondan fazla insan da adadan göç etmek zorunda kaldı.

Kıtlıktan 60 yıl sonra 1916’da İrlandalılar tekrar isyana ve İngilizlere karşı savaşmaya başladılar. Savaş sonucunda İrlandalılar adanın güneyinde bağımsızlıklarını ilan ettiler fakat adanın kuzeyini Britanya Krallığı elinde tutmayı başardı. Adanın güneyinde bağımsızlığın ilan edilmesinden sonra kuzeyinde de işler istenildiği gibi gitmedi. İrlanda adasının bağımsızlığını isteyen Katoliklerle krallık yanlısı Protestanlar arasında uzun yıllar çatışmalar yaşandı. 1998 yılına kadar bu çatışmalar devam etti. 1998’de Hayırlı Cuma Antlaşması’yla İrlanda ve Birleşik Krallık arasında barış anlaşması yapıldı ve çatışmalar büyük ölçüde durduruldu. İrlanda bayrağı yeşil, beyaz ve turuncu olmak üzere üç renkten oluşur. Yeşil renk Katolikleri, turuncu renk Protestanları ve yeşil ile turuncu arasındaki beyaz renkse barışı temsil etmektedir.

İrlanda dünyanın 26. büyük ekonomisi

İrlanda’da asgari ücret saatlik 12,7 Euro olup haftalık çalışma saati 40 saattir. Fakat ülkede asgari ücretli çalışanların nüfusu toplam nüfusun yaklaşık %8’ini oluşturmaktadır. Bir ziyaretçi olarak ilk gözlemim İrlanda’nın diğer Avrupa ülkelerine göre daha pahalı bir ülke olduğudur. Özellikle başkent Dublin diğer şehirlerine göre daha da pahalıymış. Örnek vermek gerekirse biz iki kişilik basit sayılabilecek bir akşam yemeğinde 85 Euro ödedik. Restoranda tanıştığımız Türk garson yaşadığı bir odalı stüdyo dairenin kirasının 700 Euro olduğunu söyledi. İrlanda’da da Kıta Avrupası’nda olduğu üzere milliyetçilik yükseliyor. Rusya-Ukrayna savaşından sonra İrlanda’ya göç etmek zorunda kalan Ukraynalılardan burada da şikâyetçiler. Göç politikasından ve yaşam pahalılığından dolayı ülkede zaman zaman protestolar da oluyormuş.

Ülke ekonomisine bakacak olursak, İrlanda, yüksek gelirli ülke kategorisinde bir ülke olup, dış ticaret fazlası vermekte. İrlanda dünyanın en açık ve ihracat odaklı ekonomilerinden biri olmasının yanı sıra son yıllarda Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olmuş.

İrlanda yaklaşık 5 milyon nüfusuna rağmen cari fiyatlara göre GSYİH büyüklüğü bakımından 2023 yılı itibarı ile 196 ülke arasında dünyanın 26. büyük ekonomisi konumunda. Anladığım kadarıyla İrlanda ekonomisinin en önemli gücü ülkeye çektiği doğrudan yabancı yatırımcılar. 2020-2022 döneminde toplam doğrudan yabancı yatırım miktarı 73 milyar dolara ulaşmış. İrlanda, 2022 yılında 1,41 trilyon dolarlık toplam yabancı sermaye stoku ile dünyada 7. sırada yer alıyor. İrlanda’daki ekosistem sayesinde başarılı bir doğrudan yabancı yatırım üssü oluşturma başarılmış. Toplam istihdamın %10’dan fazlası doğrudan yabancı yatırımlardan kaynaklanmakta. Ülkenin kurumlar vergisi gelirlerinin %50’den fazlası da sadece 10 şirketten elde edilmekte.

Şirketler için kurumlar vergisi oranı %12,5 ve bu oran ülkenin yabancı yatırım çekme stratejisinin önemli bir ayağı. İrlanda kurumlar vergisi oranı nedeni ile AB ülkeleri ve OECD tarafından sürekli eleştirilmiş ve OECD’nin vergiden kaçınma stratejisi kapsamında kurumlar vergisi oranını %15’e yükseltmeyi taahhüt etmiş. Ülkede çok sayıda büyük uluslararası şirketin idare merkezi bulunmakta. Bu şirketlerin ana faaliyet alanları büyük oranda teknoloji ve ilaç sanayi sektörleri. Uluslararası şirketlerin GSYİH’deki payı 2020 yılından bu yana %50’nin üzerinde bulunuyor.

İrlanda sanayisine baktığımızda sırasıyla ilaç, kimya ve gıda sektörlerinin öne çıktığını görüyoruz. Ülkede ilk 10 sanayi kuruluşunun toplam üretimden yaklaşık %50 pay aldığı söyleniyor. Hizmetler sektörüne baktığımızda; İrlanda dünyada önde gelen uluslararası firmaların yatırım merkezi olma konumunda. İrlanda’da Intel, HP, IBM, Microsoft, Apple, Google, Facebook, LinkedIn, Amazon, PayPal ve Twitter gibi dünyanın en önemli teknoloji firmalarının operasyonları bulunmakta.

Tarım ve hayvancılık sektörüyse İrlanda’nın en eski ve en büyük ihracatçı sektörlerinden biri. 2020 yılında sektör, değer bazında GSMH’nin %6’sından fazlasını ve ihracatın %9’unu oluşturmuş.

İrlanda ayrıca Avrupa’nın en büyük çinko üreticisi ve ikinci en büyük kurşun üreticisi konumunda.

Kaynak: T.C. Ticaret Bakanlığı Trademap

Yıllık 70 milyar dolara yakın dış ticaret fazlası veriyor

İrlanda’nın 2023 yılı dış ticaret verileri yayınlanmadığı için 2022 verileri ile dış ticaret rakamlarını inceleyelim. Öncelikle İrlanda uzun yıllardır dış ticaret fazlası veren bir ülke. İhracatı 2022 yılında %9,2 büyüyerek 214 milyar dolara, aynı dönemde ithalat rakamlarıysa %18,8 artışla 146 milyar dolara ulaşmış. Kabaca yıllık 70 milyar dolara yakın dış ticaret fazlası veren bir yapıya sahip. 63 milyar dolarla en fazla ihracat yaptığı ülke olan ABD, toplam ihracatı içerisinde %29’luk bir paya sahip. Akabinde sırayla Almanya, İngiltere, Belçika, Hollanda, Çin, Fransa, İtalya ve Japonya gelmekte. Ülkemize olan ihracatıysa 1 milyar dolar ile toplam ihracatından %0,4 pay almakta.

İrlanda’nın ihraç ettiği başlıca ürün gruplarıysa; eczacılık ürünleri, organik kimyasallar, optik, fotoğraf, ölçü, tıbbı alet ve cihazlar, elektrikli makine ve cihazlar, makineler, mekanik cihazlar ve aletler olarak öne çıkmakta. İrlanda’nın en fazla ithalat gerçekleştirdiği ülkeyse 31 milyar dolarla İngiltere. İngiltere’nin toplam ithalatından aldığı pay %21 iken ABD, Fransa, Çin, Almanya, Hollanda, İsviçre, İsrail, Belçika ve Japonya sırasıyla diğer ithalat yaptığı ülkeler olarak sıralanmakta. Ülkemiz ise İrlanda’nın ithalatından 1 milyar dolar ile %0,8 pay almakta.

İthalatında başlıca ürün grupları olarak; organik kimyasallar, makineler, mekanik cihazlar ve aletler, hava taşıtları, elektrikli makine ve cihazlar, mineral yakıtlar, yağlar, eczacılık ürünleri, motorlu kara taşıtlarını sayabiliriz.

Türkiye ile İrlanda arasında ticaret hacmi 3 milyar dolar

2022 yılı itibariyle iki ülke arasındaki dış ticaret hacmi 2 milyar dolara ulaşmış durumda. İrlanda’ya olan ihracatımız yıllar itibariyle artış göstermekle birlikte hala arzulanan seviyeye gelemediğini söyleyebiliriz.

İrlanda’ya olan ihracatımız 2022 yılında %13,2 artarak yaklaşık 1,1 milyar dolar seviyesine geldi ve aynı yıl ikili ticaretimizde yaklaşık 160 milyon dolar dış ticaret fazlası verdik.

İhracatımızda başlıca ürün gruplarıysa; motorlu kara taşıtları, elektrikli makine ve cihazlar, makineler, mekanik cihazlar ve aletler, demir veya çelikten eşya, plastikler ve mamulleri, örme giyim eşyası ve aksesuarı, örülmemiş giyim eşyası ve aksesuarı, gemiler ve suda yüzen taşıt ve araçlar, gübreler olarak sıralanmakta.

2022 yılında İrlanda’dan ithalatımız ise %5,8 azalarak 927 milyon dolar olarak gerçekleşmiş. İthalatımızda başlıca ürün gruplarıysa; eczacılık ürünleri, uçucu yağlar ve kozmetikler, optik, fotoğraf, ölçü, tıbbi alet ve cihazlar, muhtelif kimyasal maddeler, makineler, mekanik cihazlar ve aletler, inorganik kimyasallar, organik kimyasallar, elektrikli makine ve cihazlar, hububat, un, süt ve pastacılık ürünleri olarak öne çıkmakta.

Pazarın özellikleri

İngilizleri çok sevmeseler de kendi sektörümde üreticisi, ithalatçısı ya da perakendecisiyle birçok İngiliz markasının İrlanda pazarını domine ettiklerine şahit oldum. İkinci dikkatimi çeken konuysa; birçok perakendeci gezmeme rağmen pazarda az sayıda Türk markası gördüm.

* İrlanda pazarını çok daha etkin şekilde değerlendirebiliriz. İrlanda’da satın alma gücü yüksek ve tüketim ürünlerinin ithalata dayalı olması Türk ürünleri için bence önemli bir fırsat. Pazara bakacak olursak; modern pazarın geleneksel pazara göre büyük olduğunu söyleyebilirim, indirim marketler (hard discount store) ve e-ticaretin de her geçen yıl büyüdüğü söylendi.

* Modern kanalda Supervalu, Lidl, Tesco, Aldi, Eurospar, Mark&Spencer gibi market zincirleri yaygındı. İrlanda’ya gelecekseniz, yapacağınız ziyaret öncesi randevularınızı almak dikkat etmeniz gereken önemli bir ayrıntı. Tabiri caizse çat kapı ziyaretçiyi kabul etmiyorlar. Bana sorarsanız 21. yy’da en önemli gereksinimlerin başında ‘’güven’’ gelir. İrlandalıların da güvene çok önem verdikleri söyleniyor. Yapacağınız iş görüşmesine zamanında katılmak ilk intibanız için önemli.

* İş görüşmelerinde resmi kıyafet giymeniz bir avantaj olabilir. Ben buradaki firmaları ilk kez ziyaret ettiğimden takım elbiseyle toplantılara katıldım. Bunun yanında ülkemizden getirdiğim küçük hediyeleri de kimse reddetmedi ve mutlu olarak aldıklarını gördüm. 

Neler Yapılabilir?

1- Yazımın başında da söylediğim gibi “bilgi’’ önemli. İrlanda pazarına yönelik ülke ve sektör raporlarının hazırlanması önemli bir adım olacaktır.

2-İrlanda tarihsel bağlarımızın olduğu bir ülke. Bunu iyi kullanmak ve ülkede profesyonel PR çalışmaları yapmak Made in Turkiye markası ve ihracatımız adına önemli bir çalışma olacaktır.

3- İrlandalı tüccarlar uzun yıllar özellikle İngilizler ve Avrupalılarla ticaret yapmışlar. Bu bizim için bir yönüyle avantaj bir yönüyle dezavantaj. Güven açısından uzun yıllar çalıştıkları tedarikçilerini değiştirmek kolay değil, bu İrlandalı tüccarlar için bir konfor alanı lakin kaliteli ve Avrupalılara göre rekabetçi Türk ürünleri onlar için fırsat da olabilir.

4- İrlanda’ya yönelik sektörel heyetler ve alım heyetleri yapılmalı. Modern kanalın güçlü olduğu ülkelerde iyi heyetler yapmak zaman alacaktır, bunun bilincinde olmak önemli. Bu tip ülkelerde heyet formatı değiştirilip firmalar kendi yerlerinde ziyaret edilebilir.

Osmanlı-İrlanda İlişkileri

1845-1851 yılları arasında Büyük Kıtlık geçiren İrlanda’ya 1847 yılında Sultan Abdülmecit tarafından para, ilaç ve gıda yardımı yapılmış ve bu yardım iki ülke ilişkilerinde olumlu bir etki bırakmış.

Bunun yanında, I. Dünya Savaşı sonrası her iki ülke de bağımsızlık mücadelesine girişmiştir. İrlanda’nın bağımsızlık mücadelesi ve Kurtuluş Savaşımızın aynı dönemde yaşanması ve bu mücadeleler sırasında İrlanda Millet Meclisi “Dail” ile TBMM’nin birbirlerini “Kurucu Meclis” olarak tanıyarak benzeri az görülen bir dayanışma sergilemelerinin de Türkiye-İrlanda ilişkilerinin temelinde yer alan tarihi unsur olarak gösterilmektedir.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar