İran-Irak-Suriye ekseninde büyük hareketlilik: Fırat’ın doğusuna iki yönlü kıskaç

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

ABD’de 20 Ocak’ta yapılacak Başkanlık görev değişimi öncesinde Ortadoğu’da alanda hareketlilik arttı. İran, Irak, Türkiye ve Suriye; Hepsi Biden öncesi hazırlık içinde;

Amaç; Biden Başkanlık koltuğuna oturmadan sahadaki durumu lehe çevirmek, devir teslim-sonrası ABD’nin Ortadoğu politikasında yapacağı olası değişikliklere karşı ön almak.

►BİR ŞİİR ÜZERİNDEN ANKARA-TAHRAN GERGİNLİĞİ; ASIL NEDEN KUZEY IRAK MI?

En ilginç gelişme, İran ile Türkiye arasında uzun süredir kamuoyu önünde iyi görünen ilişkilerin bir şiir yüzünden gerilmesi oldu;

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bakü ziyaretinde okuduğu şiir, Tahran yönetiminin hassas noktası olan İran Azerbaycan’ına dokununca, yanıt jet hızıyla, üstelik sosyal medya üzerinden, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’ten geldi. Hemen arkasından diplomatik restleşme süreci başladı; Önce İran Türk Büyükelçisi’ni çağırıp rahatsızlığını ifade etti, ardından ise Türkiye İran’a tepki koydu. Gerginlik iki ülke Dışişleri Bakanları’nın telefon konuşması ile büyümeden bitirildi.

Geriye ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bakü’deki şiiri okumasının bir “gaf mı”, yoksa Tahran’ın sinir uçlarına dokunmak için bilinçli bir tavır mı olduğuna ilişkin soru işareti kaldı.

İki yönde de sağlam argümanlar var; Erdoğan’ın Bakü’deki konuşmasında Azerbaycan, İran, Gürcistan, Rusya ve Türkiye’yi kapsayacak, ilerde Ermenistan’ın da dahil olabileceği bölgesel bir yapılanmadan bahsetmesine dikkat çekiliyor; Aynı konuşmada hem İran’a “gel ortak olalım” denmesinin, hem de Tahran’ın sinir uçlarına dokunacak bir şiir okunmasının mantıklı olmadığına vurgu yapılıyor.

Diğer tarafta ise, Erdoğan’ın konuşmasına şiirin, İran’ın son dönemde özellikle Kuzey Irak’taki hareketlenmesine tepki olarak koyulduğunu düşünenler de var;

TSK’nın Kuzey Irak’ta PKK terör örgütüne yönelik harekatları Sincar bölgesine odaklanmış durumda. İran’ın buradaki PKK yanlısı silahlı grupları “kurtarmak” için bunları kendisine yakın duran Haşd-i Şabi güçlerine dahil etmeye, dolayısıyla “meşrulaştırmaya” başladığına ilişkin bölgeden haberler geliyordu. Erdoğan’ın şiirinin, İran’ın bu tavrına karşı bir “uyarı” niteliğinde olabileceği de diplomatik kulislerde konuşulmakta.

Bunu güçlendirecek bir başka gelişme ise, Türkiye içinde İranlı uyuşturucu taciri Zindaşti’nin bağlantılarına yönelik ardarda gelen operasyonlar. Operasyonlar kapsamında yakalananlar arasında İran hükümetine bağlı isimlerin de olduğu kulislerde konuşuluyor.

Ankara’daki yabancı diplomatlar arasında, Ankara-İran arasındaki ilişkilerin gerginleşmesinin, AK Parti hükümetinin Biden yönetimine hazırlığı olarak yorumlayanlar da var.

► KUZEY IRAK’TA PEŞMERGELER, PKK’DAN SONRA YPG İLE DE ÇATIŞMAYA GİRDİ;

Bir başka önemli gelişme ise, Kuzey Irak’ta Peşmerge ile PKK terör örgütü arasında uzun süredir devam eden gerginliğin artık açık çatışmaya dönüşmüş olması. Gün geçmiyor ki, PKK teröristleri ile Peşmerge arasında Kuzey Irak’ın çeşitli bölgelerinden çatışma haberleri gelmesin.

Bu kadar da değil;

Geçen hafta çatışma, Irak-Suriye sınırına kadar uzandı. Üstelik bu kez Peşmerge’ye saldırı sadece PKK milislerinden değil, sınırın Suriye tarafını kontrol eden PKK uzantılı PYD-YPG’den geldi. Kuzey Irak Bölgesel Yönetim Başbakanı Masrur Barzani yazılı bir açıklama yaparak, PKK’nın yanı sıra ilk kez adını da vererek PYD bağlantılı silahlı grupların Peşmerge üslerine saldırdığını açıkladı.

Böylece ABD’nin Irak’ta ve Suriye’de bizzat destek verdiği iki grup; Kuzey Irak peşmergeleri ile Fırat’ın doğusunu kontrol eden PKK bağlantılı PYD-YPG güçleri karşı karşıya gelmiş oldu.

Tüm bunlara, Türkiye ile Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimi arasında her geçen gün artan işbirliğini, ekonomisi maaşları ödemeyecek hale gelen Iraklı Kürtlere Ankara’nın sessiz sedasız verdiği desteği de eklemek gerekiyor. Türkiye, peşmerge aracılığıyla Fırat’ın doğusunu Irak sınırında sıkıştırmaya doğru gidiyor.

► PYD-YPG’YE İKİNCİ BASKI; AYN İSA’DA TÜRK VE RUS HAREKETLİLİĞİ

PYD-YPG’nin Suriye’nin kuzeyinde kontrol ettiği bölgeye yönelik artan baskılama bu kadar da değil; PKK uzantısı güçlerin kontrolündeki bölgenin ortasına denk gelen Ayn-İsa kasabasına yönelik TSK’nın desteklediği silahlı güçlerin saldırıların arttığına ilişkin haberler geliyor.

O kadar ki, bölgede Türk askerleri ile ortak devriye yapan Rusya bile devreye girme ihtiyacı duydu; Ruslar, Ayn-İsa’yı çevreleyecek şekilde üç ayrı gözlem noktası oluşturuyorlar. Bir yandan da PYD-YPG’ye, “Ayn İsa’yı Esad ordusuna bırakın” baskısı yapıyorlar. Rusların amacı da belli ki, ABD’de Başkanlık devir teslim karmaşasında, Amerikalılar “müttefik” kabul ettikleri PYD-YPG’ye yardıma gelemeden, Esad rejimini bölgenin tam ortasına sokabilmek.

Moskova, Ankara’nın da güneyinde PYD-YPG yapılanmasının oluşturduğu “devletçik” yerine, hiç hazetmese de, Esad ordu birliklerini görmeyi tercih edeceğini de hesaplıyor.

Kısacası PYD-YPG kontrolündeki bölge, iki taraftan da kıskaca alınmış durumda.

Amerikalılar hala seçimlerle meşgulken, 20 Ocak’a kadar bölgede hareketlilik durmayacak gibi görünüyor.

Biden koltuğa oturmadan, İran-Irak-Suriye ekseninde kartlar yeniden dağılıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İki kritik tarih 21 Ekim 2024