Irak'a sınır ötesi operasyon kesin gibi...
Türkiye'nin Irak'da son birkaç aydır yürüttüğü diplomasi trafiği dikkat çekici; Yeni yıldan hemen önce hem Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, hem de Savunma Bakanı Yaşar Güler Irak'ı ayrı ayrı ziyaret ettiler. Aralık ayında da bu iki ismin Iraklı mevkidaşları Ankara'ya "iade-i ziyarette" bulundular.
Ocak ayında MİT Müsteşarı Kalın, hem Bağdat'a, hem de Kuzey Irak'a giderek temaslarda bulundu. İki hafta önce Antalya Diplomasi Forumu'na katılmak için Irak Dışişleri Bakanı Türkiye'ye geldi. Geçen hafta ise, Fidan, Güler ve Kalın hep birlikte yeniden Bağdat'a gittiler.
Pek göze çarpmayan bir başka ziyaret de 2. Ordu komutanı Korgeneral Metin Tokel'in yine geçen hafta Irak sınırının öte yakasına giderek, oradaki mevkidaşları ile görüşmesiydi.
BAĞDAT'A EKONOMİK "HAVUÇ"...
Irak'la daha önce yaşanan temaslar, masaya sadece PKK terör örgütü ile mücadele koyulduğunda Bağdat'ın pek yanaşmadığını göstermişti. Bu nedenle bu kez "ekonomik havuç" ile gidiyor Irak'a Türkiye; Irak Başbakanı Sudani'nin projesi olan, Basra'dan başlayıp Türkiye'ye kara ve demiryolu hatlarından oluşacak "Kalkınma yolu projesine" Ankara tüm gücüyle destek veriyor.
Ancak bu desteklere karşı Ankara'nın şartı da, böylesine önemli bir projenin "terör tehdidi altında kalmaması. Kısacası, Fidan-Güler-Kalın üçlüsünün çantasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın o çok sevdiği "kazan-kazan" prensibi yer alıyor.
ABD AÇIKLAMALARINDAKİ SATIR ARALARINDA OKUNAN "YEŞİL IŞIK"...
Konu PKK terörüyle mücadele ve Irak olunca, Saddam dönemine son verip Irak'taki mevcut idari sistemi kuran ABD'yi de göz hizasından çıkarmamak gerek elbette.
PKK söz konusu olduğunda ABD açısından Irak ve Suriye'nin konumları farklı; ABD, Irak'ta mevzilenmiş PKK unsurlarını resmen "terör örgütü" olarak nitelendiriyor. Ancak Suriye'de PKK terör örgütünün uzantısı PYD-YPG konusunda Washington'da aynı yaklaşım yok. PYD-YPG Washington tarafından, değil terör örgütü, Amerikan subaylarınca eğitilip donatılan, Suriye'deki IŞİD unsurlarına karşı birlikte savaşılan bir "müttefik güç" olarak görülüyor.
ABD ile stratejik mekanizma görüşmeleri çerçevesinde Amerikalı yetkililerden gelen "Rusya kaynaklı olmayan petrol ve doğal gaz konusunda Türkiye Avrupa'ya kritik geçiş yolu" açıklamalarını, Irak'ta PKK'ya karşı operasyon için "yeşil ışık" olarak yorumlamış durumda Ankara. Malum, Irak petrol ve doğal gazını Akdeniz'e ulaştıran petrol boru hatları epeydir kullanım dışı. Bunda Ankara-Bağdat arasındaki anlaşmazlıklar kadar, terör örgütünün zaman zaman boru hatlarına yaptığı sabotajların etkisi büyük.
HAŞD-İ ŞABİ İLE KRİTİK GÖRÜŞME
Söz konusu Irak olunca, bu ülkede Şii nüfus üzerinden etki sahibi İran'ı da göz ardı etmemek gerekiyor. Nitekim Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Ankara'da Falih El-Feyyad başkanlığındaki Haşd-i Şabi heyetiyle görüşmesi bu açıdan önemliydi. İran'ın desteklediği Haşd-i Şabi Kuzey Irak'ta önemli bir askeri güç. Ankara, Irak'a olası operasyonda doğrudan İran'ın desteği alınamasa da, "gölge etmesinin engellenmesini" amaçlıyor belli ki. Nitekim Bağdat’taki görüşmelere Irak tarafından Kuzey Irak’taki Kürt yönetiminin İçişleri Bakanı ile Haşd I Şabi temsilcilerinin de katıldığını not etmek gerek.
Türkiye, Irak'taki PKK unsurlarını temizlemeye kararlı. Bunu tercihen Irak hükümeti ile koordinasyon içinde yapmak istiyor. Irak Güvenlik Konseyi’nin PKK’yı bu aşamada “yasaklama” kararı da önemli elbette. Yol haritası belli. Belli olmayan ise, operasyonun 31 Mart yerel seçimlerinden önce mi, sonra mı olacağı. Zamanlama, başta İstanbul olmak üzere, büyükşehirlerdeki kamuoyu yoklamalarının sonuçlarına göre belirlenecek gibi...