Internet öldü mü?
‘Bu nasıl başlık?’ dediğinizi duyar gibiyim. Ölmek bir yana, internet alışverişten eğlenceye kadar hayatımızın her alanına girmedi mi? Peki, internet trafiğinin yarısını ‘bot’ların yaptığını söylesem? Sıranın mali piyasalar ve sanata geldiğini hatırlatsam?
‘Bot’ robotun kısaltması. Otomatik çalışan, tanımlanmış görevleri yerine getiren ve genellikle insan davranışlarını taklit eden yazılımlar. Mesela, online satranç oynarken rakibiniz veya müşteri hizmetleri ile yazılı sohbetinizde karşınızdaki yetkili muhtemelen bir ‘bot’. Imperva Bad Bod Report’a göre dünyadaki internet trafiğinin yarısını ‘bot’lar oluşturuyor. Bir diğer deyişle, internet içeriğinin sadece yarısı bizim türümüze ait. Bunun müthiş etkileri olacak.
Mesela, gerçekle sanalın hayatın her alanında iç içe geçmesi. 2013 yapımı ‘Her’ filminde kız arkadaşı yapay zeka olan adamın yaşadıkları pek uzakta olmayabilir. Mesela, internetin giderek daha manipülatif hale gelmesi. Yüzlerce, hatta binlerce bot’un paylaşımıyla gündemin yönetilmesi veya dezenformasyon yapılması çok mümkün. Mesela, içeriğin bollaşması, belki kendini tekrarlar hale gelmesi ve bunun neticesinde yeni bilgiye tepki veremez hale gelişimiz. Popüler bir tweetin pek çok farklı hesaptan aynen paylaşılmasıyla veya e-posta kutumuza yapılan bilgi bombaradımanlarıyla internetin adeta bir çöplüğe dönmesi. Mesela, bot’ların hücumu ile yapılan siber saldırılar. Malum, kötü amaçlı ‘bot’lar kullanıcı hesaplarına sızmakta, iletişim bilgilerini ele geçirmekte veya spam e-postalar göndermekte kullanılıyor. Hatta, ‘kötü bot’lar İrlanda’da zafere ulaştılar bile – internet trafiğinin yüzde 71’ine sahipler (Almanya: yüzde 68, ABD: yüzde 34).
Tekrar sorayım: sizce internet hayatta mı?
Yazının başında ‘sırada finansal piyasalar var’ demiştim. Aslında robot yazılımlar orada çoktandır aktif. Quantified Strategies firmasına göre, ABD borsasındaki işlem hacminin yüzde 60 ila yüzde 75’ini algoritmalar yapıyor. Yani hisse alırken de satarken de karşınızda bir kişi değil bir yazılım var. Ancak bu yapay zekânın kararları neye göre aldığı kendiliğinden bazı gerçekler ‘uydurarak’ işlem yapması (halüsünasyon) gibi konular gündeme geliyor. Buna ilaven, ABD borsasındaki değerin yarısı endeks fonlarında – yani şirket hissesi alım/ satımı yapmayan, belli bir endeksi izleyen (tüm borsa veya belli bir sektörün ortalaması) ve bu sebeple ücreti çok düşük olan pasif fonlarda. Adı üstünde, aktif olmayan bir varlık yönetimi stratejisi.
Peki, sizce finansal piyasalar hayatta mı?
Algoritma hükümranlığı ve yapay zekânın etkisi sanata da geliyor. Hayatta olmayan aktörlerin yeni senaryolarla canlandırılması veya anime karakterlerin yaygınlaşmasıyla işler kökünden değişiyor. Bir başka mühim nokta telif hakları. ChatGPT’nin kendisini eğitmesinde binlerce haber makalesini izinsiz olarak topladığı iddiasıyla açılan dava sonuçsuz kaldı. Ancak yine de, bugüne kadar insanların ürettiği yazıların, filmlerin, şarkıların ve oraya koydukları fikirlerin, oyunculukların, seslerin sürekli yeniden üretilebilmesi, zor sorulara yol açıyor. Belki de yaratcılığı yeniden tarif etmemiz gerekiyor.
Sizce sanat hayatta kalacak mı?
Yeni dönemin yepyeni soruları üzerine düşündüğünüz bir hafta diliyorum.