İnşaat sektörü “inovasyon ve segmentasyona” öncelik vermeli
2020 yılı Mart ayından bugüne, başta perakende ve finans olmak üzere pek çok sektörde iş modelleri hızla yeni duruma uyum sağlayacak biçimde dönüştü. Yaşama ve çalışma kalıplarındaki değişim gayrimenkul sektöründe de taşların yerinden oynamasına neden olacak. İnşaat şirketleri de yeni modeller geliştirmek zorunda kalacaklar. Mevcut yapısıyla, inşaat sektörümüz oldukça geleneksel bir yapıya sahip. Kariyerinin ilk günlerinden beri çalışmalarını yakından izlediğim genç iş insanlarımızdan Nef Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur, bu durumu “inşaat sektörü sanayi devrimini gerçekleştirmedi” cümlesiyle özetliyor. Pandemi hız ve esnekliğin önemini açık bir biçimde ortaya koydu. İnşaat şirketlerimizin de değişen dünyayı uyum sağlamak için müşteri beklentilerini anlamaya ve inovasyona ağırlık vermesi gerekiyor.
Erden Timur, inşaat sektöründe inovasyona en çok inanan yatırımcılardan birisi. Sürekli olarak yeni ve modern çözümler arayan Timur, geçtiğimiz hafta düzenlenen bir basın toplantısında pandemi dönemini değerlendirdi ve şirketinin gelecek planlarını anlattı.
Timur’un verdiği bilgiye göre, Türkiye’nin en çok proje üreten gayrimenkul markası olan Nef’in 5’i yurt dışında toplam 38 proje ve 4 arsa projesi var. 11 yaşında olan kuruluşun yatırımı 32 milyar 440 milyon TL, satışıysa 19 milyar 227 milyon TL’ye ulaşmış durumda. Pandeminin tüm dünyayı sarstığı 2020’deyse, Nef 1 milyar 52 Milyon TL ciro elde etmiş ve 2180 konut teslimi gerçekleştirmiş.
2021’de büyüme trendi
Nef yönetimi 2021 yılı için 1 milyar 400 bin TL ciro hedefliyor. Kuruluş, 2021’in ilk üç ayında, geçen yılın aynı dönemine oranla satışlarını yüzde 28 yükseltmiş durumda. Artan lüks konut taleplerine uygun olarak geliştirdikleri Reserve inşaatları devam ediyor. 2,8 milyar TL büyüklüğündeki yatırım değeriyle Nef Reserve’ün Bodrum’daki 3 özel projesi Nef Reserve Gölköy, Nef Reserve Yalıkavak ve Nef Reserve Hebil toplam 1 milyar 222 milyon cirosu ve 2 milyar 500 milyon TL’lik kalan satış cirosuyla genel yatırımların içerisinde özel bir öneme sahip. Nef, Sapanca’da da yatırım tutarı 600 milyon TL’lik yeni bir projeye başlıyor. Bu projelerin yanı sıra, Erden Timur, yakında yeni yatırımlar da açıklamaya hazırlanıyor.
Pandemide yükselen trendlere uygun çözümler
Nef’in ilk projelerinden beri uyguladığı “Fold”(Katlama) sistemi, pandemiyle birlikte daha da değer kazanmış durumda. “Fold” yaklaşımı Nef sakinlerine, şirketin kendilerine sunduğu farklı imkanları kullanma imkanı sağlıyor. Erden Timur, “Fold Home ve Fold City ve “Nef Reserve” projelerinin sağladığı çözümleri şu cümlelerle özetliyor: “İnsanlar tercihlerini geniş açık alanları olan, kendine özel konfor alanları sunan, esneklik sağlayan, çalışma ortamı ve ayrıcalıklarıyla, egzersiz ve sağlık imkanları sunan evlerden yana kullanmaya başladı. Yazlık olarak konumlandırılan mekânlar artık insanların dört mevsim yaşadığı, içinde çalıştığı bir mekân haline geldi.”
Endüstriyel Üretim ve sürdürülebililik
Nef, yurt içinde ve yurt dışındaki projelerindeki verimliliği artırmak ve daha sürdürülebilir üretim modelleri geliştirmek için dört yıldır özel bir Ar-Ge çalışması yürütüyor. Bu çalışmalar sonucunda, atık oranını azaltacak endüstriyel üretim sistemleriyle özellikle dış ülkelerdeki rekabet gücünü daha da artırmaya hazırlanıyor.
İnşaat alanlarında kentsel dokuya katkıda bulunmaya ve doğanın dengesine saygı duymaya özen gösterdiklerini belirten Erden Timur, örneğin, Nef Reserve Gölköy ‘de. Çam ağaçlarının korunması için projeyi 14 kez değiştirdiklerini, özenle taşınan zeytin ağaçlarının Kentsel Tasarımcı Herman Salm tarafından taşındıkları yerlerde gözlem altına alındığını söylüyor.
“Normal olmayan şartlar” için altı fikir
Girişimci ve Trend Uzmanı Özgür Alaz, yaşadığımız dönemde stratejiler geliştirirken alto noktaya dikkat etmemizi öneriyor.
“Fen derslerimizin unutulmaz cümlesidir o; “Normal şartlar altında”. Suyun kaynama noktası 100 derecedir; ama normal şartlar altında. Kimyasal tepkime şöyle sonuçlanır; ama normal şartlar altında. Deney sonucunda şu kadar enerji açığa çıkar; ama normal şartlar altında. Derslerde, bu formüllerin sadece normal şartlar altında geçerli olduğunu unutmak, bize bir şey kaybettirmez; nasıl olsa sınav soruları, her zaman, normal şartlar altında soruluyor.
Ancak, normal şartlar altında yaşamadığımız dünyamızda; formüllerin sadece normal şartlar altında geçerli olduğunu unutmak, bir ulusun yok olmasına bile neden olabiliyor.
Amerika kıtasının keşfinden sonra, kıtanın ana besin kaynaklarından olan patates, Avrupa’ya yayıldı. Patatesin verimliliği ve besin değerleri, Avrupa’nın yetersiz beslenme sorununa mucizevi bir çözüm gibiydi. O yıllarda bile Avrupalılar yüzlerce çeşit patates olduğunu biliyordu. Hepsinin ayrı ayrı farklı verimlilik düzeyleri, farklı yaşam koşulları ve farklı dayanıklılıkları vardı. Şimdi hayal edelim, ülkenizde patates tarımına başlayacaksınız, bu yüzlerce patates çeşidinden hangisini seçersiniz? Verimlilik hesabı yapıldığında, normal şartlarda, iklime en uygun ve en yüksek verimi sağlayan patates türü Lümpen adlı türdü. İrlanda'nın seçimi de bu patates türüydü. Ülkeyi baştan sona Lümpen türü patates tarımına adadılar. Normal şartlarda çok iyi sonuçlar alıyorlardı, ta ki şartlar normal olmamaya başlayana dek. Sadece bu türü etkileyen bir mantar türü ortaya çıktı İrlanda’da ve yıllar boyu ülkede patates hasadı yapılamamasına ve milyonlarca insanın açlıktan ölmesine neden oldu. Normal şartlarda en verimli sonucu getirecek seçim, neredeyse bir ulusu yok ediyordu. Normal şartlar için en verimli görünen kararlarımız, normal olmayan şartlarda bir felakete yol açabiliyor.
İklim krizi, finansal piyasalardaki dalgalanmalar ve yıkıcı teknolojiler, normal olmayan şartların normalleşmesine sebep oluyor. Belki de normal şartlar, artık normal olmayan şartlar. “Patates”e her baktığımda, “patates”i her anımsadığımda, bana normal olmayan şartları ve normal olmayan şartlara hazırlıklı olmayı anımsatır. Size de hatırlatsın.
Normal olmayan şartlar altında yaşadığımız günümüz dünyasında İrlanda'nın geçmişte yaşadığı trajediyi yaşamamak için takip edebileceğimiz fikirler var.
- Çeşitlilik: İşyerinde çeşitlilik, insan kaynaklarında çeşitlilik, fikirlerde çeşitlilik, pazar bilgisinde çeşitlilik, tedarikte çeşitlilik, ilham kaynaklarında çeşitlilik.
- Ekosistem: Kendin kurtulabilmen için; çalışanın kurtulabilmeli, müşterin kurtulabilmeli, tedarikçin kurtulabilmeli, rakiplerin kurtulabilmeli ki sektörün ayakta kalsın, herkes kurtulabilmeli ki sen kurtulabilesin.
- Senaryolar: Normal olmayan iklim koşulları altında, normal olmayan talep dönüşümlerinde, normal olmayan yeni rakiplerde, normal olmayan fiyat hareketlerinde ayakta kalabilme senaryolarınız neler olabilir?
- Dayanıklılık: Düşünce kalkabilmek, hatalı fikirden dönebilmek, bozulanı tamir edebilmek, devam edebilmek, önleyici bakımı aksatmamak.
- Adaptasyon: Müzik değişince dans değişir. Müzik değişince; müşterilerin değerleri değişir, pazar değişir, çalışanlar değişir, kanal değişir, fiyatlar değişir, sen bile değişirsin ve değişmelisin.
- Değişim: Aynı şeyi tekrar tekrar yapma sabrı değil, ne olursa olsun pes etme değil, yeni şartların yeni stratejiler gerektirdiğini bilerek, değişimlere ve engellere yeni bir yaklaşım geliştirerek yanıt vermek.
Siz siz olun, ülkenizin beslenmesini, normal şartlarda en verimli diye, tek tür patatese bağlamayın."
Dilek Dükkanı bizleri bekliyor
Make A Wish Türkiye / Bir Dilek Tut Derneği güzel bir projeye imza attı. Hediye alışverişini kolaylaştıran ve aynı zamanda dernek çatısı altındaki dilek çocuklarına katkı sağlamak amacıyla kurulan web sitesi ‘Dilek Dükkanı’nı kullanıma açtı.
Haziran ayı ile birlikte faal olan ‘Dilek Dükkanı’ adını verdiği web sitesiyle Make A Wish Türkiye / Bir Dilek Tut Derneği, hediye alışverişini keyfe dönüştürürken aynı zamanda dernek amacına hizmet eden bir proje geliştirmiş oldu. Dilek Dükkanı’ndan yaptığınız her alışverişin bir kısmı bağış olarak derneğe aktarılıyor ve dernek çatısı altındaki dilek çocuklarının hayallerini gerçekleştiriyor.
Hediye alışverişini pratik ve keyifli bir sosyal sorumluluk projesi haline dönüştüren ‘Dilek Dükkanı’ web sitesinde özel gün kartları, Make-A-Wish, dekorasyon, çiçek/çikolata, takı/aksesuar, tekstil ve çocuklar için hediye seçeneklerinin olduğu yedi ana başlık yer alıyor. Dilek Dükkanı’nda online alışveriş rahatlığıyla site içerisinde yer alan 35 farklı marka arasından keyifle alışverişinizi yapabilir, aynı zamanda minik bir kalbe dokunmanın verdiği mutluluğu tadabilirsiniz. Make A Wish Türkiye CEO’su Füsun Kuran, hepimizi Dilek Dükkanı projesiyle dilek çocuklarına destek olmaya davet ediyor.