İnovasyon tutkusu

D. Ferhat DEMİR
D. Ferhat DEMİR İNOVASYON DELİSİ

Diyojen “Dışarıdan güçlü görünüyor olabilirsin; ama savaşlar içeriden kazanılır” der. Tam bir jön olan mavi gözlü sevgili dayım dışarıdan çok güçlü görünüyordu, ama hassas yüreği kötülüklere daha fazla dayanamayarak 42 yaşında kalp krizi geçirerek ben çocukken vefat etti. Hiç unutmuyorum, bir gün kardeşlerimle beni bir oyuncak dükkânına götürmüştü. “İstediğinizi seçin” dedi. Savaşçı bir karakter olduğum için mi yoksa kültürümüzdeki toksik ataerkilliğin bilinçaltıma işlemesinden midir bilmiyorum ama kendime bir kılıç almıştım. Farklı şehirlerde yaşadığımız için kendisini görmememize rağmen her geldiğinde bizi çok içten sevdiğini hissedebiliyordum.

Bitkiler ve hayvanlar dahil tüm ‘canlılar’ dünyasında gerçek fark yaratan ‘iksir’ sevgi değil mi zaten? Ne dediğimi anlamanız için çiçekleriniz ile birkaç hafta konuşun, farkı göreceksiniz. Özellikle ‘insan’ türünün sağlıklı bir hayat sürebilmesi ve unutulmaz eserlere imza atabilmesi için “sevgi” bana göre önemli bir koşul. Acılar da yaratıcılığı tetikleyebilir, ama sevgiden beslenen üretkenlik kadar kalıcı olabileceğini düşünmüyorum. Toplumda sorun yaratan bireylere baktığımızda büyük çoğunluğu çocukken sevgisiz kalan insanlar olduğunu görüyoruz. “Head Hunter” dizisi bu tip profilleri başarılı bir şekilde analiz eder. FBI’ın psikoanaliz çalışmaları o yıllarda başlar.

Hayatın paradokslar içinde çarpışarak ilerleyen bir örgüsü olduğuna inanıyorum. Benim için başarı tanımı; dünkünden bir adım ileride olmak. İlerlemek için formülüm: yaptığım işi büyük bir ‘sevgi’ ve tutku ile yaparken gerektiğinde ‘savaşmaktan’ çekinmemek. Zirveleri kimse altın tepside sunmuyor maalesef. Özellikle bizim gibi nepotizm ve ahbap-çavuş kapitalizminin başat unsur olduğu ülkelerde. Yolunuza çıkan engeller ile savaşma cesareti göstermezseniz kaybedebilirsiniz. Tutkularınız için savaşın! “Savaşçı” sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada en çok satan kişisel gelişim kitaplarındansa, vardır bir nedeni. Tarih, yüreği ile yaşayanları ve sonuna kadar çarpışanları yazar. Benim tutkum inovasyon. Nedenlerini daha önce bu köşede sair zamanlarda yazdım.  Türkiye’nin birinci sınıf bir ekonomi ve saygın bir ülke konumuna yükselmesi için inovasyondan başka bir seçeneğimiz yok. Türkiye pasaportunun dünyanın her yerinde saygı görmesi için yoksulluğu bitirmemiz, hukukun üstünlüğünü saylayabilmemiz, düşünce ve ifade hürriyetini tam olarak yerleştirmemiz gerekiyor. Makro perspektiften bakıldığında tüm bu konuların iç içe olduğu görülür. Farklı fikirler çarpıştıkça, özgürlükler yeşerdikçe ve hukuk devleti kavileştikçe inovasyonlar artar. İnovasyonlar artıkça zenginleşiriz. Zenginleştikçe saygınlığımız artar. Tarihin her devrinde devletler kurmuş bir milletin evladı olarak her gittiğim ülkede pasaportumun saygı görmesini istiyorum. İstisnasız çocuklarının tok, gençlerinin eğitimli, vatandaşının mutlu olmasını hayal ediyorum.

Sizin tutkunuz sanat, müzik, felsefe, edebiyat, tıp, ekoloji, hayvan hakları, teknoloji veya yapay zekâ vb. olabilir. Bunun bir önemi yok. Önemli olan her ne yapıyorsanız tutku ile yapmanız. Hayat ancak ve ancak tutkulu insanların omuzlarında yükselir. Türkiye Cumhuriyeti tutkulu bir mavi gözlünün hayallerinde doğdu. “Birinci Sınıf Delilik” kitabı tam olarak bu tip lider karakterleri anlatır. İyilerin kötü kopyası, birbirlerinin aynısı ile asla ilerleyemeyiz. Bir tutkunuz olsun ve onun için savaşın. Siz tutkunuzu bulur ve onu hücrelerinize kadar yaşarsanız dünya güzelleşir, biz ilerleriz, Türkiye yükselir. Sizi heyecanlandıran işler yaparsanız fark yaratırsınız. Hayat, vasat sonuçlar için çok kısa değil mi?

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Mutluluk ekonomisi 11 Eylül 2024
Aylaklığa övgü 04 Eylül 2024