İngiltere ayrıldı, sıra kimde?
Belki biraz abartılı olacak ama Avrupa Birliği bir Alman projesidir. Mimarı Almanya’dır. Güçlü Rusya, etrafındaki zayıf cumhuriyetlerle nasıl bir Sovyetler Birliği kurmuşsa, güçlü Almanya da Romanya`dan Portekiz`e kadar birçok zayıf ekonomiyle bir birlik oluşturdu ve sırtında taşıdı. Bu uğurda güçlü markı bırakıp euroya geçti. Parasal kontrolü yerli ve de milli Bundesbank’dan alıp, bir Fransızın yönettiği çok başlı Avrupa Merkez Bankası’na verdi. Çalışkan ve tasarruf düşkünü Almanların vergileri “tembel” ve tüketim düşkünü ülkelere AB fonu adıyla aktarıldı. Yunanistan gibileri bu sayede altyapılarını kurdular, sınıf atladılar. Ne fedakarlık değil mi? Ama öyle değil.
Ekonomisi ihracata bağlı Almanya AB ülkelerine kaynak aktararak, oralarda talep yarattı ve mallarını satabildi. Bu sayede Almanya ihracat şampiyonu ve Alman şirketleri üretim şampiyonu oldular. Alman hükümeti vergi topladı; Almanlar iş buldular. Bugün işsizlik Yunanistan’da yüzde 16.8, İspanya’da 14.1 iken Almanya’da 3.1. Çünkü üretiyor. Ama ürettiğini içeride değil dışarıda satabiliyor. İhracatının üçte ikisini gümrüksüz ve engelsiz girdiği AB pazarına yapıyor. Böyle bir imtiyaz için Çin ya da ABD neler vermezdi? Bu imtiyaz olmasaydı, şirketleri üretim yapamasaydı, Almanya istihdam yaratabilir miydi? Vergi toplayabilir miydi? Bütçesi bu kadar güçlü olabilir miydi? Alman bütçesi GSYH’nın yüzde 1.4’ü kadar fazla verirken, Fransa 2.5 ve İngiltere ise 3’e yakın açık veriyor. Sadece mal satmakla da kalmadı. Alman bankaları ve hükümeti Yunanistan ve İspanya gibi ülkelere milyarlarca euroluk krediler verdi. Böylece alt ve üstyapı projeleri finanse edildi. Bu projeleri büyük ölçüde Alman şirketleri gerçekleştirdi. Kredi olarak verdikleri parayı projeleri yapan firmalar kanalıyla geri aldılar. Bu sayede Alman ekonomisi canlı kaldı.
Almanya Avrupa’daki krizin tek sorumlusu olmasa bile çözüm adresidir. Şu ana kadar yükü sadece AMB taşıdı. Oysa Almanya yüksek bütçe ve ticaret fazlasında ısrar etmeyip diğer ekonomileri canlandırma yoluna gitseydi kriz bu kadar uzun sürmezdi. Fransa’nın önerdiği ortak maliye politikası önerisine dolandırılacağı korkusuyla uzak durmasaydı farklı olabilirdi. Bu ortamda İngiltere AB’den ayrıldı. Tarihi bir andı; şimdiki soru sıradaki ülkenin kim olduğu. Danimarka mı? İtalya mı? Yunanistan mı? Fransa mı? Yoksa sürekli aşağılanan Polonya mı?