İlklere imza atan bir “Fransız gurur yazı”
Paris’in hedefi, bugüne kadar yapılmış tüm Olimpiyat Oyunları’nı her açıdan aşmak… Bu konuda ilk sırada sürdürülebilirlik ve cinsiyet eşitliği geliyor. Başkan Emmanuel Macron, Olimpiyatların “insanların kalplerini aydınlatacağı” bir “Fransız gurur yazı” olacağı sözünü verirken, oyunların son seçimlerde bölünmüş bir ulusun moralini yeniden yükselteceğine inanıyor…
Paris Olimpiyatları, Fransa’yı teknik olarak “hükümetsiz” bırakan ani bir seçim sonrasında başlıyor.
Paris merkezinde bu akşam gerçekleşecek olan Olimpiyat Oyunları açılış töreninde, sporcularla dolu tekneler belki de Kral 14. Louis döneminden bu yana yaşanmamış bir ihtişamla Seine Nehri üzerinde süzülecekler.
Başkan Emmanuel Macron, Olimpiyatların “insanların kalplerini aydınlatacağı” bir “Fransız gurur yazı” olacağı sözünü verirken, oyunların derinden bölünmüş bir ulusun moralini yeniden yükselteceğine inanıyor…
Paris’in hedefi, bugüne kadar yapılmış tüm Olimpiyat Oyunları’nı her açıdan aşmak…
Bu konuda ilk sırada sürdürülebilirlik ve cinsiyet eşitliği geliyor. Oyunlar boyunca sunulacak vejetaryen menülerden, şehir tasarımına kadar her alanda büyük bir fark yaratmayı hedefliyor Paris.
Macron, bu hafta Élysée Sarayı’nda yaptığı konuşmada, açılış töreninde sadece stadyumun değil, tüm şehrin tiyatro sahnesi olarak kullanması fikrinin ilk başta “çılgın ve çok ciddi olmayan bir fikir” gibi göründüğünü; ancak oyunların Fransa’nın imkansızı başarma arzusuyla ilgili olduğunu açıkladı.
Eyfel altında voleybol, Versailles’da binicilik
Paris 2024’ün spor direktörü Aurélie Merle ise, “Oyunları stadyumlardan çıkarıp şehir merkezindeki mekanlara taşımak istedik” derken, “En büyük yıldız, Paris’in kendisi” yorumunu yaptı.
Paris, çok sayıda müsabakanın şehir merkezine kurulan geçici mekanlarda yapıldığı ilk Olimpiyat. Eyfel Kulesi’nin altında plaj voleybolu, Place de la Concorde’da breakdans ve kaykay, Versailles Sarayı’nda binicilik etkinlikleri... Ve 1923’ten bu yana yüzmenin yasak olduğu Seine Nehri’nin temizlenerek, adeta dev bir havuza dönüştürülmesi…
Cinsiyet eşitliği Paris 2024'ün "ulaşması gereken" hedef olarak belirlendi
Paris 2024’ün diğer olimpiyatlara kıyasla önemli bir fark yarattığı alan ise, sürdürülebilirlik ve toplumsal cinsiyet eşitliği. Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi, Paris Olimpiyatları, Paris İklim Anlaşması ile uyumlu ilk olimpiyat olma özelliğine sahip. Oyunların toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda da bir ilke imza atmasına rağmen, Olimpiyat Oyunları Spor Direktörü Aurélie Merle, Paris’in aynı sayıda erkek ve kadın sporcunun yer aldığı ilk oyunlar olmasına rağmen, Olimpiyat dünyasında gerçek cinsiyet eşitliğinin sağlanması için daha fazla çalışılması gerekildiğini söylüyor. Paris 2024’te yarışacak 10 bin 500 Olimpiyat sporcusunun yarısı kadınlardan oluşuyor. Bu oran Tokyo 2020’deki yüzde 48’lik kadın sporcu temsilinden daha yüksek. Aurélie Merle, cinsiyet eşitliğini Paris 2024’ün “ulaşması gereken” bir hedef olarak belirlediklerini söylüyor.
Merles, oyunlarda teknik yetkililerin de yüzde 40’ının kadın olacağını, bu oranın Japonya’da düzenlenen oyunlarda yüzde 30’luk oranında kaldığını da ekliyor.
Paris 2024’te eşit sayıda erkek ve kadın sporcu yarışacak olsa da, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) içindeki karar verme rolleri ve yaz uluslararası federasyonların başkan veya genel müdür pozisyonları gibi oyun sahası dışındaki cinsiyet eşitliği hala oldukça uzak. Mart 2023 itibarıyla, IOC’nin yürütme kurulundaki kadın temsil oranı yüzde 33 iken, örgüt üyelerinin yüzde 40’ı kadınlardan oluşturdu.
Kadın sporcuların müsabakaları prime time’da yayınlanacak
“Liderlik pozisyonlarında daha fazla kadın görmemiz gerekiyor. Televizyonda daha fazla kadın görmemiz gerekiyor. Oyunlarda da bunu yapmaya çalışıyoruz. Sporda kadınlara daha fazla yer açılmasını sağlamak için bir zihniyet değişikliği gerekiyor” yorumunu yapan Merle, Olimpiyatlarla ilgili olan “herkesin” kadın sporcuların görünürlüğünü artırma sorumluluğu taşıdığını söylüyor. Hatta, “Bu sorumluluk Paris 2024’ün en önemli mirası diyor. Merle, kadın sporcuların görünürlüğünü artırmak için dünyanın dört bir yanındaki yayın kuruluşları ile çok sayıda görüşme yaptı. Amacı, kadın sporcuların yer aldığı etkinliklerin “prime time’da yayınlanmasını sağlamaktı.
Yüzme bilmeyen çocuk kalmasın!
Paris’in kuzeyindeki Seine-Saint-Denis, Olimpiyat Köyü ve dalış gibi ana etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Bölgede, yeni inşa edilen Su Sporları Merkezi yer alıyor. Merkezin inşası başladığında, Seine-Saint-Denis’deki ortaokula başlayan çocukların yüzde 74’ünün yüzme bilmediği anlaşıldı. Paris 2024’ün hedefl erinden biri de, bölgedeki çocuklar için yüzme derslerini artırmak ve geliştirmek oldu.
HEDEF EN YEŞİL OLİMPİYAT OLMAK
2024 Paris Olimpiyatları, tarihteki en ‘yeşil’ olimpiyat oyunları olmayı hedefl iyor. Organizasyon komitesinin bunun için attığı en önemli adım, yeni inşaatlardan olabildiğince kaçınmak oldu. Bu nedenle oyunlarda büyük ölçüde mevcut stadyumlar, spor salonları ve altyapı kullanılacak. Olimpik Köy ve su sporları merkezi gibi inşaatlarda ise metrekare başına yüzde 30 daha düşük karbon salımı yapıldı. Buna karşın 200 ülkeden atlet ve görevlilerin katılacağı, yaklaşık 13 milyon izleyicinin dünyanın farklı yerlerinden izlemeye geleceği etkinliğin büyük bir karbon ayak izi olması kaçınılmaz.
Son 30 yılda düzenlenen olimpiyatların ne derece sürdürülebilir olduğunu sistematik olarak değerlendiren tek çalışmaya imza atan Lozan Üniversitesi Coğrafya ve Sürdürülebilirlik Bölümü Öğretim üyesi Dr. Martin Müller, 1990’lardan bu yana artan ‘yeşil’ söylemlere karşın olimpiyatların giderek daha az sürdürülebilir hale geldiğine dikkat çekiyor. Sürdürülebilirliği yalnızca ekolojik göstergelere indirgemeyen, sosyal ve ekonomik yönlerini de değerlendirmeye alan çalışmaya göre 1992-2020 yılları arasında düzenlenen 16 olimpiyat oyununun en sürdürülebilir olan 2002 yılında Salt Lake City’de (ABD) düzenlendi.
İkinci sırada ise 1992’de Albertville’de (Fransa) gerçekleşen oyunlar yer alıyor. Bunların her ikisi de kış olimpiyatlarıydı. En sürdürülebilir yaz oyunları ise yine 1992’de Barselona’da (İspanya) yapıldı. Olimpiyatların daha sürdürülebilir olmasının önündeki en büyük engel, organizasyonun giderek büyüyen boyutu. Yalnızca emisyonlara bakacak olursak ise temel sorun, dünyanın dört bir yanından uçaklarla gelen milyonlarca seyircinin sebep olduğu salımlar. Müller, mevcut haliyle olimpiyatların ‘sürdürülebilir şekilde düzenlenemeyecek kadar büyük,’ olduğuna dikkat çekiyor. Dr. Müller’e göre diğer neden, olimpiyat oyunlarının ev sahibi ülkelerde olağanüstü hale yol açması. Organizasyon giderek büyüdüğü için insanlar yerinden ediliyor. Dolayısıyla sürdürülebilirliğin sosyal boyutu üzerinde olumsuz bir etki oluşuyor. Şöyle diyor Dr. Müller; “Eğer sürdürülebilirliğin yalnızca karbondioksit emisyonlarına dair kısmına odaklanırsak, emisyonların en büyük sebebinin ziyaretçileri taşımak olduğunu kesinlikle söyleyebiliriz.”