İlk düğme yanlış iliklenince…
Giordano Bruno, İtalyan bir filozof, rahip, matematikçi ve astronomdu. Özellikle evrenin sonsuzluğu ve gezegenlerin dönüş hareketi konularındaki düşünceleriyle modern bilimin babalarından biri olarak kabul edilir. 16. yüzyılda yaşadı. Fikirleri, o dönemde kabul edilen felsefi görüşlere meydan okudu ve bu yüzden kilise tarafından yargılanarak öldürüldü. Birçok konuda öncü oldu. Evrende, dünyadan başka birçok gezegenin bulunduğunu söyledi. Çok sık kullanılan “Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenirse diğerleri de yanlış gider” sözü de Bruno’ya aittir. Bu söz, başlangıçta yapılan bir hatanın, zincirleme olarak olumsuz sonuçlara yol açabileceğini ima eder.
Cuma günü dış ticaret rakamları açıklanınca Bruno’nun bu veciz sözü aklıma geldi. İhracat, şubatta geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 6,4 azalarak 18.6 milyara inerken, ithalat yüzde 10,1 artarak 30.7 milyar dolar olmuş. Dış ticaret açığı ise yüzde 51.4 artarak 12.8 milyara dolara çıkmış. Türkiye yaptığı ihracat ile ithalatının ancak yüzde 60.7’sini karşılayabilir hale düşmüş. Oysa bir yıl önce Şubatta bu oran yüzde 71.4’tü.
Hükümet 2021 yılında uygulanan ekonomik modeli değiştirdiğinde amacı ihracatı desteklemek; cari açığı daraltmak ve bu yolla enflasyonu da aşağı çekmekti. Ama öyle olmadı. Enflasyon hızla arttı, dış ticaret rekor seviyede açık verdi, cari denge bozuldu.
Bruno’nun dediği gibi ilk düğme yanlış iliklenince diğerleri de yanlış gidiyor. Bizim vakamızdaki ilk düğme ise yanlış kur ve faiz politikasıdır. Faiz gerçekçi belirlenmediği zaman zincirleme etki diğer tüm göstergelerde hissediliyor. Kur ve enflasyon fırlıyor, istikrar bozuluyor. Bizde de olan budur. “Faizin neden ve enflasyonun ise sonuç olduğu” kabulünden hareketle “düşük kur-düşük faiz” politikasına geçilmesiyle faiz yanlış belirlendi. Negatif reel faize dönemi başladı ve Türk Lirası hızla değer kaybetti; enflasyon çok yüksek düzeylere çıktı. Enflasyondaki artış politikaları belirleyenlerin öngöremedikleri seviyelere gelince bu defa da kuru kontrol edebilmek için başka bir yanlış yapıldı: Hem faiz hem de kur aynı anda baskılandı. Kur korumalı mevduat diye normal ekonomilerde rastlanamayacak bir araç geliştirildi; TL desteklenmeye çalışıldı
Bir yıl önce TL’deki aşırı değer kaybını konuşuyorduk, bugün ise TL’deki değerlenmeyi tartışır olduk. İhracat olumsuz etkilendi, ihracatçı zarar görmeye başladı. Daralacağı söylenen dış açıklar hızla genişlemeye başladı. Bu arada başta cazip olan kur korumalı mevduatlar cazibesini kaybetti. Hal böyle olunca da KKM faizleri serbest bırakıldı. Kısacası; deneme-yanılma yöntemiyle ekonomi götürülmeye çalışıldı. İlk düğme yanlış olunca ondan sonrakilerin de yanlış olmasına şaşırmamak gerekir.
Yine Bruno’nun dediği gibi “Gerçek, insanların çoğunluğu tarafından inanılıp inanılmamasına bağlı olmaksızın değişmez."