İleriye bakma zamanı
Bu köşede, uzun zamandır tartıştığımız başlıkların etrafında dönüp dolaşarak tamamladığımız bir ilk çeyrek oldu. Öyle ya da böyle, bilinen-kabul edilen hikayelerin domine ettiği işlemler izledik. Global tarafı, inatla güncellenmeyen Fed beklentileri ve teknoloji rallisi -neredeyse tek başına ABD önderliğinde- içeriyi ise sürpriz gelişmeleri karşımıza çıkaran lokallerin yerel seçim beklentileri ve para politikası tarafında atılan adımlar yönlendirdi. Ancak, bu kadardı. İşlemler tamamlandı. Yeni çeyrek, yeni beklentiler, yeni pozisyonlanmalar demek. Genelde öyle olmuştur. Doğrusu, olması.
Küresel enflasyonun seyri ikinci çeyrek ile birlikte bizim açımızdan çok daha önemli bir pozisyona geçecek. Bakmayan, bakmaktan imtina eden yatırımcı kesimi de bakmak zorunda kalacak. Hatırlatalım; bir süredir küresel taraftaki enflasyonun ortalaması %5.5 civarında yataylaşmış durumda. Manşet-çekirdek enflasyon ayrışması ciddi anlamda belirgin kalmaya devam ediyor. Burada bariz hatalı değerlendirmeler, Avrupa-ABD enflasyon yapıları arasındaki farkın göz ardı edilmesinden geliyor. Nüfus, teknolojik dönüşüm ve ithalat yapılarındaki farklılık, iki önemli güç arasındaki enflasyon yapılarının değişiklik göstermesini de yönlendiriyor. Şimdi sırada, muhtemelen, ECB ile Fed arasındaki ilk faiz indirimi zamanlamasının kestirilmesi var. Avrupa’dan gelen mesajlar, böylesi ihtimali ciddi anlamda güçlendiriyor. Faiz farkının parite etkisini not etmekte fayda var.
Devam edelim. Fed’in bana göre gereksiz bir heyecan ile açtığı faiz indirimi kapısının bu aralık ile devam etmeme riski biraz daha kuvvetleniyor. Nitekim son 1 ay içerisinde yetkililerden gelen yönlendirmeler de söylem olarak değişmeye başladı. Son olarak Mart’taki Dot Plot dağılımı, 3 faiz indiriminin cepte olmadığı tezini de teyit ediyor, inatla bir kez daha hatırlatıyor. Önce, beklenen indirim serisinin zamanlaması ötelendi, şimdi ise atılacak adımların sayısına dair riskler beliriyor. Bu nedenle ABD’de Nisan-Haziran arasındaki enflasyon seyri, manşetinden çekirdek, PCE ve alt kalemlerine dek detaylı şekilde incelenecek, yakından izlenecek.
İçeride ise temelini doldurmanın asla mümkün olmadığı yerel seçim endişesi bir kez daha yatırımcı davranışlarında beklenti kanalının ne denli önemli olduğu gerçeğini hatırlamamıza neden oldu. Lokallerin yönlendirdiği Türk lirası cinsinden değerlenen varlıklarda dönemsel tercihler aynı zamanda yürürlükteki politikaların da zorlanması ve güncellenmesini mecbur kıldı. Buna paralel TCMB, ciddi hatalar içeren Ocak PPK metnini yönetim değişikliğinin de getirdiği etki ile birlikte önce Şubat’ta güncelledi, Mart’ta ise faiz artırımı adımı ile yeniden sahadaki yerini almış oldu. Son 2-3 yıllık süreçte sık sık tartışmaya açtığımız başlığı hatırlayalım: yerel varlıklar açısından, politikaların da efektif olmasını sağlayan en önemli detay, mevduat faizlerinin seyridir. Yine böyle oldu ve bir türlü arzu edilen yüksek seviyelere gelmeyen faizler, TCMB’nin attığı adımlar ile birlikte şimdilerde ağırlıklı %55’in üzerinde seyrediyor. Özellikle Mayıs ayındaki baz etkisini hissedeceğimiz 2 aylık süreçte ve hatta Haziran’ı da algı açısından konuya dahil ettiğimizde, mevduat faizlerinin yüksek kalması dezenflasyon sürecinin devamlılığı ve reel lira senaryosu açısından en kritik detay. O nedenle, 2024’ün tamamında, gerçekleşmiş enflasyona yakınsayan ya da dar makasta mevduat faizi ilişkisini takip etmek beklenti yönetimi kanalı için önemli olacak. Mevcut programın en kritik detayı, tartışmasız, mevduat faizleri.
Yerel seçimler 1 Nisan sabahı itibarıyla masadan kalkmış olacak. Normal şartlar altında Türkiye’de gelecek 4 yıllık süreçte yeni bir seçim gerginliği gündeme gelmeyecek. Bu, aynı zamanda, restorasyon ve sorunlara daha fazla odaklanmak adına çok ciddi bir şans demek. Özellikle de ekonomi ve hukuk alanlarında. Bu nedenle, dış ilişkilerdeki son 1 yıllık değişim sinyallerini de izleyerek, bu iki alandaki gelişmeleri takip etmek gerekiyor. Bakan Şimşek ve ekibinin devreye aldığı normalleşme sürecine bugün ve yarın çok daha fazla sahip çıkmak ve nihai sonuç için sabırla şans tanımak gerekiyor. Zira restorasyon süreçleri kolay olmuyor.