İklim krizi mücadelesi için “ekofeminizm”

Didem Eryar ÜNLÜ
Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

İnsanlığın geleceğini ilgilendiren kararlar farklı seslerin ve görüşlerin katılımı ile alınsaydı, bugün nasıl bir dünyada yaşıyor olurduk?

“She Changes Climate”, karar alma mekanizmalarının her kademesinde kadınların yüzde 50 oranında yer almasını savunan, kadınlar tarafından yönetilen bir hareket.

İklim krizinin aynı zamanda bir liderlik krizi olduğundan yola çıkan bu hareket, karar vericilerin çeşitliliğini savunuyor ve kapıyı kadın liderlere açıyor. Bunu yapmasının nedeni, kadın liderlerin gelecek nesiller için küresel müştereklerin korunmasına öncelik vermeleri.

Evet, son iki yüzyılda kadın-erkek eşitliği adına önemli ilerlemeler kaydedildi; fakat hala ataerkil yapının baskısı hakim olduğundan, her zaman doğru yönde ilerlemiyoruz.

Ekofeminizm yaklaşımı, dünyaya cinsiyet ve çevre merceğinden bakmanın bir yolu olarak tanımlanıyor ve kadınların baskılanması ile doğal çevrenin bozulması arasında yakın bir ilişki olduğunu kabul ediyor. Bu bakış açısı, yaşadığımız iklim krizinin, kadını dışlayan ve baskılayan aynı güç ve kontrol sistemlerinden kaynaklandığını savunuyor.

Yaşam merkezli, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomi ile feminist düşüncenin belirli kategorileri arasında oldukça önemli bir örtüşme var.

Hem yaşam merkezli ekonomi hem de ekofeminizm, politikayı ve ekolojiyi birbirine bağlı olarak görürken, kapsayıcılığı savunuyor.

Her ikisi de döngüsellik ve rejeneratif ekonomi kavramlarını daha iyi ve daha adil bir dünyanın yapı taşları olarak görüyor. Bu iki yaklaşım da, iktidarın kapsamlı bir şekilde yeniden yapılandırılması yoluyla insanların birlikte yaşama ve etkileşim kurma biçimlerini beslemeyi ve zenginleştirmeyi hedefl iyor.

Feminizm sadece kadın haklarıyla ilgili değil

İklim uzmanı ve ekofeminist Elise Buckle, bu konuda oldukça önemli çalışmalara imza atmış bir isim. Buckle, iklimle ilgili karar alma süreçlerinin her düzeyinde kapsayıcılığı ve çeşitliliği savunan ve kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan SHE Changes Climate’ın kurucuları arasında yer alıyor.

Buckle’a göre; iklim liderliğindeki eşitsizlikler çevresel krizi daha da kötüleştiriyor. Buckle, iklim cephesinde etkili bir ilerleme kaydedilmesinin, dünya genelinde kadınların güçlendirilmesine ve hem yerel hem de küresel düzeyde eşit oyuncular haline getirilmesine bağlı olduğunu söylüyor.

Buckle, “Feminizm sadece kadın haklarıyla ilgili değil. Dışlanan en büyük tarafa iklim müzakerelerinde eşit bir ses vermek ve böylece diğer marjinalleştirilmiş grupları da masaya getirme umuduyla ilgili” diyor.

İklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir araç Ekofeminizm, iklim değişikliğinin özellikle Küresel Güney’de kadınlar ve kız çocukları üzerinde orantısız bir etkiye sahip olduğuna dair artan kanıtlar nedeniyle son dönemde yükselişte. BM’nin 2023 tarihli bir raporu, kadınların ekolojik tehditlere karşı neden özellikle savunmasız olduklarını özetliyor: Kadınlar, erkeklere oranla daha az mali kaynağa sahipler, okuryazarlığa, eğitime ve teknolojiye daha az erişebiliyorlar ve eşitsiz bakım sorumluluklarını üstlenmek zorunda kalıyorlar. Kadınlar, kötü hasat nedeniyle gıda fiyatları yükseldiğinde veya yükselen sıcaklıklar nedeniyle aile üyelerinin sağlık ihtiyaçları arttığında daha da kötüleşen ücretsiz aile bakımının yükünü taşıyor. Ve kuraklığa eğilimli bölgelerde kız çocuklarının okulu bırakma olasılığı daha yüksek oluyor. Rapor, feminizmin iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir araç olacağı ve ekolojik yıkımı önlemeye yönelik tedbirlerin başarılı olabilmesi için toplumsal cinsiyet eşitliği ve adaleti içermesi gerektiği sonucuna varıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar