İklim, ideolojiler üstü bir mesele olmalı

Didem Eryar ÜNLÜ
Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Max Planck İnovasyon ve Rekabet Enstitüsü Kıdemli Araştırmacısı Dr. Ezgi Ediboğlu, “İklim değişikliği kaynaklı aşırı hava olaylarının sebep olduğu ölümlere, zorunlu göçlere, onarımı milyarlarca dolara mal olan ağır hasar görmüş şehirlere ve geri dönüşü olmayan biyolojik çeşitlilik kayıplarına hep beraber tanıklık ediyoruz. Bu konu ideolojilerin üzerinde” diyor.

COP28’i takiben iklim eylemlerinin nasıl ilerleyeceğine ve COP29’e dair sinyaller veren SB60 iklim müzakereleri, 3-13 Haziran tarihleri arasında Bonn’da düzenlendi. Uzmanlara göre görüşmeler, hayal kırıklığı ile sona erdi. Taraflar, hemen hemen hiçbir önemli konuda uzlaşmaya varamadı. COP28’de kararlaştırılan, fosil yakıtların ‘aşamalı olarak kullanımdan kaldırılması’ konusu, SB60’ın taslak metinlerinin dışında bırakıldı. Müzakerelerin bir diğer önemli gündem maddesi ise iklim finansmanıydı.

2009 yılında düzenlenen COP15’te gelişmiş ülkeler, 2020 yılına kadar iklim finansmanı için 100 milyar dolar bütçe yaratma taahhüdünde bulunmuşlardı. 2020 yılında ulaşılamayan bu hedef, 2025 yılına kadar uzatıldı. COP29’un da önemli tartışma konularından biri, 2025 yılı sonrası için belirlenecek yeni finansman hedefi olacak. Fakat Bonn’da gerçekleşen müzakerelerin sonucuna göre, COP29’da yeni bir hedefin belirlenip kabul edilmesi de pek olası görünmüyor. Max Planck İnovasyon ve Rekabet Enstitüsü Kıdemli Araştırmacısı Kıdemli Araştırmacısı Dr. Ezgi Ediboğlu, ‘klasikleşmiş iklim müzakereleri oyununun’ Bonn’da da devam ettiğini söylüyor. Hatta Ediboğlu, müzakere süreçlerinde enerji ve fosil yakıt terimlerinden özellikle kaçınıldığına dikkat çekiyor.

Finansmana ve eyleme geçmeye dair tüm hususların, SB60’ta ‘askıya alındığını’ belirten Edipoğlu şu yorumu yapıyor: “SB60’ta, COP28’de hissedilen, tarafların adım atmaya hazır olduğuna dair hava, kesinlikle yoktu. Bunun yerine taraflar, inatçı bir tutumla yıllardır süregelen, klasikleşmiş, iklim değişikliği müzakere oyununu oynadılar: ‘Onlar harekete geçmezse, biz de geçmeyiz!’”

Dr. Ezgi Ediboğlu’nun konuyla ilgili değerlendirmeleri şöyle:

Fosil yakıtlardan çıkış konusu havada kaldı

“3-13 Haziran tarihleri arasında, Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Sekreteryası’nın bulunduğu Bonn’da gerçekleştirilen toplantıda çok az somut ilerleme kaydediledi ve tarafl ar arasındaki ciddi anlaşmazlıkların devam ettiği görüldü. Ortaya çıkan tablo, Azerbaycan’da düzenlenecek COP29’da önemli konularda uzlaşma imkanının düşük olduğuna işaret ediyor.

2023 yılında Birleşik Arap Emirlikleri’nin ev sahipliğinde gerçekleşen 28. Taraflar Konferansı’nın finans ve uygulama anlamındaki önemli başarıları, tamamlanan Küresel Durum Değerlendirmesi (GST) ile Kayıp ve Zarar Fonu’na ilişkin kararlardı. COP28’de ilk defa yayınlanan GTS, iklim değişikliği ile mücadelede ulusal değil, küresel olarak ne kadar yol alındığını ortaya koyuyordu. Kayıp ve Zarar Fonu ise, iklim değişikliği kaynaklı kayıp ve zararların tazmini için, bu krizde öncelikli payı olan gelişmiş ülkelerin sorumluluk alması gerektiği fikrinden hareketle kurulmuştu. Bonn’da GST kararlarıyla ilgili müzakerelerde hiçbir önemli konuda mutabık kalınamadı. GST’nin kalbi olan ‘enerji’ ve ‘fosil yakıtlar’ gibi terimler, SB60 taslak kararlarında dikkat çekici bir şekilde yer almıyor.”

İklim finansmanı yine kördüğüm, yeni hedef belirsiz

“Kayıp ve Zarar Fonu’nda ise kritik mesele, Fon’un finansman kaynaklarının netleştirilmesiydi. Yeni iklim finansmanı kolektif sayısal hedefi, tüm rejimin 2025 sonrası ana bütçesini belirleyecek; eğer bu hedef Kayıp ve Zarar Fonu ile ilişkilendirilmezse, Fon’un bütçesi devletlerin bireysel taahhütlerine mahkum kalacak. Ne var ki iklim finansmanı için sayısal hedef, SB60’da belirlenemedi. Gelinen noktada, COP29’da yeni bir hedefin belirlenip kabul edilmesi pek olası görünmüyor. SB60 müzakerelerinde gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkelerin yıllık 1 trilyon doların üzerinde kaynak sağlamasını talep ettiler. Ancak gelişmiş ülkeler, hem zaman çizelgesi hem de miktara itiraz ederek bu meblağı karşılayamayacaklarını söylediler. Ayrıca finansman taahhüdünün küresel bir hedef olması gerektiğini savunarak, gelişmekte olan ülkelerin de katkı sunması gerektiğini ima ettiler.”

Klasikleşmiş müzakere oyunu sahnelendi

“SB60’ta, COP28’de hissedilen, tarafl arın adım atmaya hazır olduğuna dair hava, kesinlikle yoktu. Bunun yerine tarafl ar, inatçı bir tutumla yıllardır süregelen, klasikleşmiş, iklim değişikliği müzakere oyununu oynadılar: ‘Onlar harekete geçmezse, biz de geçmeyiz!’

İklim değişikliğinin kabulünü ve iklim değişikliğiyle mücadeleyi ideolojilerle ilişkilendirmekten özellikle kaçınmamız gerektiğini düşünüyorum. Bilimsel bir gerçekliğin kabul edilmemesi, ideolojilerle açıklanabilir ya da kanıksanabilir bir durum değil. Bu, yerçekiminin varlığının ve etkilerinin sol veya sağ diye nitelenmesi gibi bir şey olurdu. İklim değişikliği kaynaklı aşırı hava olaylarının sebep olduğu ölümlere, zorunlu göçlere, onarımı milyarlarca dolara mal olan ağır hasar görmüş şehirlere ve geri dönüşü olmayan biyolojik çeşitlilik kayıplarına hep beraber tanıklık ediyoruz. Bu konu ideolojilerin üzerinde.”

SB toplantıları nedir?

BM iklim değişikliği rejimi, hükümetler arası bir sürece dayanır. UNFCCC’nin tarafl arının her yıl yaptığı toplantılar, Tarafl ar Konferansı yani kısaca ‘COP’ olarak bilinir. Her yıl düzenlenen COP’lar arasında tarafl ar, rejimin yardımcı organlarının (Subsidiary Bodies, SB) oturumları altında, yılda en az bir kez toplanırlar. Bu süreç, UNFCCC’nin daimi yardımcı organları olan ‘Uygulama Yardımcı Organı’ ve ‘Bilimsel ve Teknolojik Danışmanlık Yardımcı Organı’ tarafından sürdürülür ve bu yüzden SB toplantıları olarak tanımlanır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar