İklim değişikliği, Bill Gates ve hayvancılığın geleceği

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN

Bill Gates, dünyanın en zengin işadamlarından. Ürünleri dünyanın her yerinde kullanılan Microsoft'un kurucusu. Son zamanlarda ise aldığı tarım toprağı ile deyim yerindeyse Amerika'nın en büyük toprak ağası. Türkiye'de de özellikle Trakya'da binlerce dönüm tarım toprağı satın aldığı iddia ediliyor.

Eşi Melinda ile kurduğu Bill ve Melinda Gates Vakfı'nın yöneticilerinin Ankara'da Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri ile görüşmeler yapması da tartışma yaratmıştı.

Son yıllarda iklim değişikliği konusundaki çalışmaları ile dikkat çeken Bill Gates, aynı zamanda yapay et üretimi konusunda yatırım yapan ve bu nedenle hayvancılığa özellikle de sığır yetiştiriciliğine adeta savaş açmış görünüyor.

Bill Gates'in Türkiye'de Doğan Kitap tarafından yayınlanan "İklim Felaketini Nasıl Önleriz/ Mevcut Çözümler ve Yapılması Gerekenler" kitabında hayvancılığa ilişkin çok çarpıcı değerlendirmeler yer alıyor. Öyle görünüyor ki, tarımda özellikle et konusunda Bill Gates'in yatırımları, çalışmaları daha çok ön plana çıkacak. Bu nedenle görüşleri yakından takip edilmeli ve tartışılmalı.

İkim değişikliği gündeme geldiğinde hayvancılığın etkileri de tartışılıyor. Özellikle büyükbaş hayvanların çıkardıkları metan gazı ile küresel ısınmaya neden olduğu bu nedenle büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinin yapılmaması gerektiği bile dile getiriliyor.

Buna karşı olanlar ise, hayvancılığın bilinçli olarak hedefe konulduğu ve yapay et üretimi için bir sektörün gözden çıkarılmak istendiğini ifade ediyor.

"Eskisi kadar et yemiyorum"

Microsoft'un Kurucusu Bill Gates, çizburgeri çok sevmesine rağmen sığır eti ve diğer etlerin iklim değişikliği üzerindeki etkisini öğrendiğinden beri eskisi kadar yemediğini belirtiyor.

Bill Gates, "İklim Felaketini Nasıl Önleriz" kitabında hayvancılıkla ilgili şu değerlendirmeleri yapıyor:

"Besi hayvancılığı sera gazına önemli bir katkıda bulunuyor. Uzmanların, "tarım, ormancılık ve diğer arazi kullanımı" olarak tanımladığı, hayvan ve mahsul yetiştirmekten meyve hasadına kadar çok çeşitli insan faaliyetlerini kapsayan sektörün içerisinde sera gazı salımına en çok etkide bulunan kolu. Aynı birçok zararlı gaz emisyonunun da sorumlusu. Tarımda baş suçlu karbondioksit değil, metan(tek bir molekülüyle karbondioksitten 28 kat daha fazla ısınmaya neden oluyor) ve 265 kat daha fazla ısınmaya neden olan azot oksit.

Net sıfır emisyona yaklaşmak istiyorsak, tarım ve hayvancılık faaliyeti yaparken salınan sera gazlarını azaltıp sonunda bertaraf etmenin yollarını bulmak zorundayız.

Başa çıkmamız gereken tek şey çiftçilik değil. Ormanların tahrip edilmesi ve diğer arazi kullanımı konusunda da bir şeyler yapmamız gerekir ki bu ikisi birlikte atmosfere net 1.6 milyar ton karbondioksit eklerken, doğal yaşam alanlarını da yok ediyor."

Zenginlik arttıkça et ve süt tüketimi artıyor

Küresel nüfusun 2100 yılına kadar yüzde 40 artarak 10 milyara ulaşacağını ancak gıda ihtiyacının yüzde 40 nüfus artışına göre daha fazla artacağına dikkat çeken Bill Gates, görüşlerini şöyle sürdürüyor:

"İnsanlar zenginleştikçe daha fazla kalori tüketiyor, özellikle daha fazla et ve süt ürünü yiyorlar. Et ve süt ürünlerinin üretimi, daha fazla yem yetiştirmemizi gerektirecek. Örneğin bir tavuk bize bir kalorilik tavuk eti vermek için iki kalori tahıl yemek zorunda; bu, tavuğu, yediğimizde alacağımız kalorinin iki kat daha fazla kaloriyle beslemeniz gerektiği anlamına geliyor. Bir domuz, onu yediğimizde aldığımız kalori miktarının üç katı kalori tüketiyor. İnekler için bu oran en yüksek: Sığır etinin her bir kalorisi için altı kalori yem. Bir başka deyişle bu et kaynaklarından ne kadar çok kalori alırsak, et için o kadar çok bitki yetiştirmemiz gerekiyor.

İşte bilmece: Bugüne kıyasla çok daha fazla yiyecek üretmemiz gerekiyor, ama şu anda kullandığımız yöntemle üretmeye devam edersek, bu, iklim için bir felaket olacak. Mera veya ekilebilir araziden dönüm başına aldığımız yiyecek miktarında herhangi bir iyileştirme yapmadığımızı varsaydığımızda, 10 milyar insanı besleyecek kadar yiyecek yetiştirmek, gıda üretimiyle ilgili emisyonu üçte iki oranında artıracak.

Dünya çapında, eti ve sütü için yetiştirilen yaklaşık 1 milyar büyükbaş hayvan var. Bu hayvanların her yıl geviş getirip osurdukları metan, tüm küresel emisyonun yaklaşık yüzde 4'ünün sorumlusu olan 2 milyar ton karbondioksit ile aynı ısınma etkisine sahip."

Bitki bazlı ve laboratuvarda et üretimi

Etin insan kültüründe çok önemli bir rol oynadığını bu nedenle hayvan yetiştiriciliğini tamamen bırakmanın gerçekçi olmadığını dile getiren Bill Gates yapay et konusundaki çalışmaları kitabında şöyle anlatıyor: "Ama et yemeyi azaltıp yine de etin tadını çıkarmamız mümkün. Bir seçenek bitki bazlı et, yani etin tadını taklit etmek üzere çeşitli şekillerde işlenmiş bitki ürünleri. Halihazırda piyasada bitki bazlı et üreten iki şirkete yatırım yapmış durumdayım: Beyond Meat ve Impossible Foods, yani bu konuda taraf olduğum açık, ama yapay etin oldukça iyi olduğunu söylemeliyim. Doğru hazırlandığında, kıyma için ikna edici bir alternatif. Ve bu alandaki tüm alternatifler çevre için daha iyi, çünkü çok daha az toprak ve su kullanıyor, daha az emisyona neden oluyorlar. Dahası bunları üretmek için daha az tahıl gerekiyor, besin ürünleri üzerindeki baskıyı ve gübre kullanımını da azaltıyor. Üstelik dar alanlarda tutulan hayvanların sayısının azalması, hayvan refahı için büyük bir umut.

Ne var ki, yapay etler yüksek Yeşil Fiyat Farkıyla birlikte geliyor. Sığır kıymasının yerine geçen bir ürün, gerçek kıymaya kıyasla yüzde 86 daha maliyetli. Ancak bu alternatif ürünlerin satışı arttıkça ve pazara daha fazla ürün girdikçe, sonunda hayvan etinden daha ucuz olacakları konusunda iyimserim.

Yapay ette sorun para değil tat

Ancak yapay et konusundaki en büyük soru işareti tatla ilgili, parayla değil. Bir hamburgerin dokusunu bitkilerle taklit etmek nispeten kolay olmasına rağmen, insanları biftek ya da tavuk yediklerine ikna etmek çok daha zor. İnsanlar yapay eti gerçek etten vazgeçecek kadar sevecekler mi, önemli bir fark yaratacak sayıda insan bu ürünlere geçiş yapacak mı?

Yapacaklarına dair bazı kanıtları şimdiden görüyoruz. İtiraf etmeliyim ki Beyond Meat ve Impossible Foods'un işlerinin bu kadar iyi olmasına ben bile şaşırıyorum, özellikle de başta yaşadıkları başarısızlıkları göz önüne aldığımda.

Belki zaman alabilir, ama ben bu ürünlerin daha iyi ve daha ucuz hale geleceğine, iklim değişikliği ve çevreyle ilgili endişeler yaşayan insanların onları destekleyeceklerine inanıyorum.

Bu alandaki başka bir yaklaşım da bitki bazlı ete benziyor, ancak burada bitkileri büyütmek ve daha sonra sığır eti tadı verecek şekilde işlemek yerine, eti bir laboratuvarda yetiştiriyorsunuz. Yöntemin "hücre bazlı et", "kültürlenmiş et" ve "temiz et" gibi pek de çekici olmayan isimleri var. Pazara girmeye çalışan yaklaşık iki düzine kadar yeni şirket söz konusu, ancak ürünleri muhtemelen 2020'li yılların ortalarına kadar raflarda olmayacak.

Bunun sahte et olmadığını unutmayın. Kültürlenmiş et, dört bacaklı herhangi bir hayvan gibi aynı yağ, kas ve sinirlere sahip. Ama bir çiftlikte yetiştirilmek yerine bir laboratuvarda yaratıldı. Bilim insanları işe canlı bir hayvandan alınan bir kaç hücreyle başlıyorlar, bu hücreleri çoğaltıyor ve sonra onları yemeye alışkın olduğumuz dokular haline getiriyorlar. Bütün bunlar işlemin gerçekleştiği laboratuvar için gerekli elektrik haricinde,çok az veya sıfır sera gazıyla yapılabiliyor. Bu yaklaşımın zorluğu çok pahalı olması ve maliyetlerin ne kadar aşağıya çekilebileceğinin belli olmamasıdır.

Amerika yapay eti et olarak tanımıyor

Ve her iki yapay et türü de bir başka zorlu savaşla karşı karşıya. Amerika Birleşik Devletleri'nde en az 17 eyaletin yasama organı bu ürünlerin mağazalarda "et" olarak etiketlenmesine engel olmaya çalıştı. Bir eyalet satışlarını tamamen yasaklamayı önerdi. Bu yüzden teknoloji geliştikçe ve ürünler ucuzladıkça, ürünlerin düzenleme, paketleme ve satışı hakkında sağlıklı bir kamuoyu tartışmasına ihtiyacımız olacak."

Özetle, iklim değişikliği, hayvancılık sektörünün geleceği ekseninde Bill Gates'in bu görüşleri çok tartışılacak. Öyle görünüyor ki yapay et, bitki bazlı et daha çok yaşamımıza girecek. Hayvancılıkta bu kadar sorun varken sadece yem fiyatları üzerinden değil, sektörün geleceğini ilgilendiren bu konuları da daha fazla konuşmakta yarar var.

Satılık AB onaylı süt çiftliği!

Geçen hafta (15 Eylül 202) yayınlanan yazımızda hayvancılık sektöründe yaşanan sorunlar nedeniyle çok sayıda hayvan çiftliğinin satışa çıkarıldığını yazdık. Okurlarımızdan gelen mesajlarda sektörün çok zor durumda olduğu, işletmelerin satışa çıkarıldığı, ineklerin kesime gittiği, desteklerin ödenmediği dile getirildi.

Yazıda, sahbinden.com'dan aldığımız "Avrupa Birliği onaylı, hastalıktan ari satılık çiftlik" ilanının görseli de yer aldı. Görselde şirket veya işletme adı yoktu. İzmir Torbalı'da faaliyet gösteren 2K işletmesinin sahibi Kenan Kılıç telefon etti. İlanın kendilerine ait olduğunu belirtti. Hayvancılıkta pek çok sorun olduğunu ancak kendisinin sağlık sorunları nedeniyle çiftliğini satışa çıkardığını söyledi. Kılıç, asıl işinin hastane yatakları üretmek olduğunu ve bu konuda 100 ülkeye ihracat yaptığını belirterek: "Yakın zamanda büyük bir sağlık sorunu yaşadım. Kalbim iki kez durdu. Sağlık sorunları nedeniyle önce hastane yatakları üreten ve ihraç eden şirketimiz Kenmak AŞ'yi Amerikalılara sattım. Sağlık sorunları nedeniyle hayvancılığı da bırakacağım için çiftliği de satışa çıkardım. Hayvancılıkta çok sorun var ama ben sağlık nedeniyle çiftliğimi satıyorum. Çiftliğimiz, Avrupa Birliği onaylı süt üreten çok modern bir işletme, mali açıdan bir sorunu yok" dedi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar