İkinci el motorlu kara taşıtları ticaretine kısıtlama

Bumin DOĞRUSÖZ
Bumin DOĞRUSÖZ HUKUKA GÖRE

Geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete ‘de yayımlanan İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmeliği’ne “pazarlama ve satış kısıtlaması” başlıklı bir geçici madde eklenerek bu konuda yeni bir düzenleme yapıldı. Getirilen ana düzenleme şu şekilde; “İkinci el kara taşıtı ticaretiyle iştigal edenler, otomobil ve arazi taşıtlarının pazarlanmasını veya satışını ilk tescil tarihinden itibaren altı ay ve altı bin kilometre geçmedikçe 1/7/2023 tarihinden önce doğrudan veya dolaylı olarak yapamaz. Bakanlık, bu tarihi altı aya kadar uzatmaya yetkilidir.”

İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik, Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 16/1-b ve 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 446’ncı maddesine dayanmaktadır. Dolayısıyla bu getirilen yönetmelik değişikliği de aynı yasal dayanaklara sahiptir.

Bazı televizyon kanallarında bu düzenleme sanki herkesi ilgilendiriyormuş gibi yorumlar yapılıp, hatta daha da ileriye gidip ticareti kısıtlaması, mülkiyet hakkı ihlali gibi nedenlerle Anayasa’ya aykırılığı dahi ileri sürülünce, hele bu yorumlar hukukçular tarafından yapılınca, bende konuyu inceleyeyim dedim.

Önce bu madde ile getirilen kısıtlama, herkesi ilgilendirmiyor. İkinci el motorlu taşıt ticareti ile uğraşmaları ilgilendiriyor. İkinci el motorlu kara taşıtı ticareti, ancak yetki belgesine sahip işletmeler tarafından yapılabilen ticarettir. Ancak bir takvim yılı içinde doğrudan veya aracılık yapılmak suretiyle gerçekleştirilen üçten fazla ikinci el motorlu kara taşıtı satışı da aksi Bakanlıkça tespit edilmedikçe ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti kabul edilmektedir. Kısaca yıl içinde üçten fazla ikinci el satış yapanlar da yetki belgeleri olmasa da bu sınıfta kabul edilmektedir. Bunların dışında kalanların, örneğin devlet memuru Mehmet bey veya bakkal Ahmet beyin, alacağı sıfır arabayı (ilk defa trafiğe tescil edilen arabayı), altı aylık süreye bağlı olmaksızın satmasına her hangi bir engel yoktur. Ancak bunu mutad iş olarak yapmaması (bir başka deyişle yıl içerisinde en fazla üç defa yapması) gerekmektedir.

Getirilen süreye bağlı pazarlama ve satış kısıtlaması, ilk tescil tarihine belirlenmektedir. Dolayısıyla söz konusu ticareti yapanların, satın alacakları ikinci el taşıtların satışına yönelik bir kısıtlama söz konusu değildir. Örneğin bir oto galerisin trafiğe beş ay önce tescil edilmiş bir aracı satın alması halinde, sadece bir ay kısıtlamaya tabi olacaktır.

Ancak burada ayrıca 6 bin km koşulu da aranacaktır. Burada iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Çünkü iki koşul “ve” bağlacı ile düzenlenmiştir. Bir başka deyişle taşıt ticareti ile uğraşan bir işletmenin, satın aldığı sıfır veya ikinci el aracı tekrar satabilmesi için ilk tescil tarihinden itibaren hem 6 ay hem de 6 bin km kullanılmış olması gerekmektedir.

Bu kısıtlama 1.7.2023 tarihine kadar geçerlidir. Ticaret Bakanlığı’nın bu süreyi 1.1.2024 tarihine uzatabileceği de unutulmamalıdır.

İkinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal edenler adına bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tescil edilen otomobil ve arazi taşıtlarının 15/9/2022 tarihine kadar pazarlanması veya satılması halinde, irdelediğimiz süre ve km. kısıtlaması uygulanmayacaktır. Ancak bu tarihe kadar satış yapılmadığı takdirde, aracın satın alma tarihi ne olursa olsun, kısıtlamaya tabi olacaktır.

Öte yandan; 237 sayılı Taşıt Kanunu’na tabi idare, kurum ve kuruluşlar ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca yapılan satışlar, ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden işletmelerin kendi aralarındaki satışlar, haciz, müsadere, zapt, buluntu, trafikten men gibi nedenlerle icra müdürlükleri, alacaklı amme idareleri, milli emlak müdürlükleri, tahsil daireleri ve diğer yetkili kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan satışlar, Gümrük Kanunu ile sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu çerçevesinde yapılan satışlar ve nihayet motorlu kara taşıtı kiralama faaliyetinde bulunan işletmeler tarafından en az bir yıl süreyle kiralanan taşıtların bu işletmelerce satışı, söz konusu kısıtlamalara tabi değildir.

Bu arada, bu koşulları aşmak amacıyla, satış vaadi sözleşmesi ile veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış sözleşmesi ile satış gibi yollara gidilebileceği ihtimali de akla geliyor. Ancak bu sözleşmeler hep hukuki ihtilaflara yol açan sözleşmelerdir. Zaten burada mevzuatı aşma amacı güdülmüş olacağından her zaman muvazaa iddiası ile de karşılaşma ihtimali de mevcut olacaktır.

Gelelim Anayasa’ya aykırılık savına. Bu sava katılmıyorum. Anayasa’nın 48. maddesinde; herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir” demekle birlikte aynı maddenin hemen ikinci fıkrasında, “Devlet özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlarına uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayıcı tedbirler alır” demektedir. Yine 166/2. madde ile devlete fiyat istikrarını sağlama görevi yüklenirken, 167/1. madde ile de Devlete mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemesini sağlama, geliştirici tedbirleri alma ödevi yüklenmiştir.

Otomotiv piyasasında pandemiden, çip krizinden kaynaklanan karmaşa, sıfır oto temininde zaman zaman yaşanan sıkıntılar, sıfır arabaların stoklandığı haberleri, ikinci el araç satışı yapanlarda sıfır araçların hiç beklemeksizin ancak daha pahalı olarak temin edilebildiğine yönelik haberler karşısında, Ticaret Bakanlığı’nca yapılan yönetmelik değişikliğini, Anayasa’nın devlete yüklediği ödevler kapsamında değerlendirmek gerekmektedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar