İki trilyon diye yola çıktık, 905 milyara ancak ulaşabildik
Salı günü açıklanan 2022 yılı büyüme rakamları dün Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi’nde tüm detaylarıyla vardı. Tipik bir yüksek enflasyon ekonomisinde tüketimin sürüklediği bir büyüme tablosu ortaya çıktı.
Rakamsal detaylarda boğulmadan bir özet yapmak gerekirse 2022 yılında:
- Büyüme yanlısı politikalar sonuç verdi ve Türkiye ekonomisi yüzde 5.6 gibi beklenenin üzerinde bir oranda büyürken, Gayrisafi Yurtiçi Hasıla 905 milyar dolar ile 2014’ten bu yana en yüksek düzeyine ulaştı. Yani 10 yıl öncesine yaklaşabilmişiz.
- Büyüme ağırlıklı olarak özel tüketimden kaynaklandı. Buna kamu da tüketerek destek verdi. Oysa bizim ekonomik modele göre ihracatla büyüyecektik.
- Net ithalat artarken ihracatın katkısı negatife döndü.
- Yatırımların katkısı düşük seviyede kaldı.
- İşgücü ödemelerinin yani emeğin toplam gelirden aldığı pay ciddi şekilde geriledi.
Bunların yanı sıra bir de ekonomistlerden sanayicilere kadar çeşitli kesimlerden pek çok kişinin değerlendirmelerine yer verilmişti. Bunları özetlemek gerekirse:
- Depremin bu yıl büyümeye bir puana varan olumsuz bir etkisi olabilir.
- Bu etkiyi sınırlandırmak için üretim ve ihracata odaklanmalıyız
- Bu tür büyüme enflasyon yaratıyor, enflasyon ise orta vadeli büyüme görünümünü bozuyor.
- Gelir dağılımındaki bozulma dikkat çekicidir. Üzerinde durulması gerekir.
- Rakamlar yatırım iştahının azaldığına işaret ediyor.
- İthalatın payı endişe vericidir.
Kısacası; 2022’de özel kesim tüketmiş, kamu tüketmiş, yatırımların ve ihracatın katkısı ise azalmış. Özellikle geçen yılın ikinci yarısında kur baskılandığı için kişi başına gelir ise 10,000 doları aşmış. Oysa 2012 sonunda 2023 yılı açıklanan vizyonda 2023 yılında GSYH’nın 2 trilyon dolara ve kişi başına gelirin ise 25,000 dolara ulaşması hedefleniyordu. Hedef yılın sonuna az bir süre kaldı ama hedeflerin artık bir anlamı kalmadı.