İki soğuk savaş ustasından piyasaları geren manevralar
Rusya Salı günü Ukrayna sınırından asker çekmeye başlayacağını açıklayınca ortalık biraz yatıştı; borsalar toparlandı ama dünya siyasetini ve piyasaları geren kriz henüz sona ermedi.
Rusya’nın manevrasını bazı analistler Putin’in büyük bir yenilgisi olarak gördüler ama ben katılmıyorum. Basit ve derinliği olmayan bir değerlendirme olur. Salı günü atılan adım önceden olasılıklar dahilinde olan taktik bir manevra olarak görülmeli. Ukrayna krizi dünyayı ve ekonomileri meşgul etmeye devam edecektir.
Krizin adı Ukrayna ama kavganın çok fazla tarafı var. Ancak asıl mücadele ABD ve Rusya arasında sürüyor.
Putin ve Biden’in ortak yönleri her ikisinin de soğuk savaş diplomasisini iyi bilmeleri ve ikisinin de NATO’ya çok önem vermesi. Biden siyasi yaşamının her aşamasında olaylara hep NATO merkezli baktı. Putin ise NATO’yu Rusya için bir numaralı tehdit olarak gördü.
Rusya’nın Ukrayna ile ilgili derdi belli: Ukrayna’nın batıya yaklaşması ve NATO üyesi olma niyeti. Bu konu Moskova için kırmızı çizgi. Bu nedenle krizin çözümünün yolu da bir anlamda belli. Rusya’ya Ukrayna’nın NATO üyesi olmayacağının garantisinin verilmesi. Bu garanti verildiği anda Rusya geri adım atar.
Ama ABD ya da soğuk savaş uzmanı Biden bunu yapmıyor. Belki de Rusya’yı Ukrayna’ya karşı silahlı bir müdahaleye zorluyor. Böylece son yıllarda ekonomisi güçlenen ve Çin ile yakınlaşan Rusya’ya karşı yıkıcı olabilecek çok kapsamlı uluslararası yaptırımlar başlatılabilecek.
Bu ilk değil; Biden başkan yardımcısıyken de Ukrayna nedeniyle Rusya’ya karşı yaptırımlara bayrak açmıştı.
Trump döneminde Rusya ABD’nin öncelikler listesinde ilk sırada yer almadı; o Çin’i ilk sıraya koymuştu. Biden ise Rusya’ya odaklandı. Demokratların Putin’e Trump’ın kazandığı 2016 başkanlık seçiminden kalan bir hırsları var. Rusların o seçime müdahale ederek Trump’ın kazanmasına yardım ettiğini düşünüyorlar. Dolayısıyla Biden kazandığında Washington ile Moskova arasındaki ilişkilerin daha da gerileceğini herkes öngörüyordu. Öyle de oldu.
Sorun devam ediyor. ABD hala Rusya’nın Ukrayna’ya her an saldırabileceğini düşünüyor. Biden Batı’nın “ağabeyi” rolüne soyundu. Mahalleyi koruyan ağabey şapkası ile ABD’nin NATO üyelerini savunmak için hazır olduğunu söyleyip “Sakın bir yanlış yapma. ABD NATO topraklarının her bir karışını tüm gücüyle savunacaktır” diyerek Rusya’yı uyarıyor. Bu arada son gelişmeler krizin sıcaklığını çok yakından hisseden Avrupa’ya ise enerjide Rusya bağımlılığı tehlikesini tekrar hatırlattı. Alternatif kaynak arayışları hızlandı.
Bu tür gerilimleri şahin devlet adamları ve bu işten para kazanan savunma sanayileri sevebilir ama küresel ekonomi için sıkıntı verici bir durum bu. Jeopolitik krizler birçok alanda belirsizlik anlamına geliyor. Rusya’nın dünyanın en büyük birkaç petrol ve gaz üreticisinden biri olması petrol fiyatlarını 90 doların üzerine attı. Zaten yüksek seyreden enerji fiyatlarının daha da artması hem küresel büyümeyi baskılayabilir hem de enflasyonu artırabilir.