İhtiyatlı olmak iyimser olmaktan evlâdır
Geçtiğimiz hafta heyecan ve ümit doluydu. Rus ve Ukrayna delegasyonları İstanbul’da bir araya gelerek aralarındaki savaşı sona erdirmeyi konuştular. Beklenenin aksine heyetler arasında yeterince uzlaşma noktası bulunabildiği, her iki tarafın sözcüleri tarafından memnuniyetle dile getirildi. Rus delegasyonu başkanı önerileri Bay Putin’e sunacağını açıkladı. İfadesine göre, Rusya Başkanı anlaşmanın anahatlarını onaylarsa, Dışişleri bakanları bir araya gelerek nihai bir belge oluşturacaklar, ardından da iki ülkenin başkanları buluşup, tartışmaya açık bırakılmış birkaç noktayı da çözüme bağlayıp, savaşı sonlandıracak belgeye imzalarını atacaklardı. Varılan noktaya bakan iyimser yaklaşımlı bir yorumcu, tarafların artık savaşmaya devam etmek istemedikleri bir noktaya vardıklarına hükmedebilirdi. Ukrayna bazı ciddi ödünler vermiş, Rusya makul olmayan bazı taleplerini geri çekmiş görünüyordu. Böylece tarafların kendilerini barışa götürecek bir yol haritası üzerinde anlaşmaları imkan dahiline girmişti.
Ukrayna’yı harabeye çeviren ve ABD, NATO ve AB’yi Rusya’ya karşı birleştiren işgal girişimi şimdilik başarı sağlayamadı. Ukrayna beklenenin çok üzerinde direniş gösterirken, Rus güçleri de kötü bir performans sergilediler. Ancak varılan noktada Ukrayna yavaş yavaş tükenirken, çatışmanın tırmanmasından ve diğer komplikasyonlar çıkmasından endişelenen Ukrayna dostlarının da çatışmaların sona ermesini memnuniyetle karşılayacakları anlaşılıyor. Ukrayna’nın önerileri arasında ittifaklara katılmama niyetini tescil etmek ve Kırım’ın statüsünü gelecekte yapılacak müzakerelere ertelemek bulunuyor. Ancak Ukrayna bunların yanında toprak bütünlüğünü temin edecek uluslararası garantiler verilmesini ve varılan anlaşmanın ülkede halk oylamasına sunularak kabul edilmesini istiyor. Diğer yandan, Rusya’nın Ukrayna’nın AB ile üyeliğe dönük ilişkiler geliştirmesine itiraz etmeyeceği anlaşılıyor. Tarafların tutumlarının yakınlaştığına işaret eden böyle bir zeminin ortaya çıkması, iyimser yaklaşıma sahip bir yorumcuyu kolaylıkla uzlaşma koşullarının oluştuğu sonucuna götürebilir.
Karadeniz’i Ukrayna’ya kapama çabaları durmaksızın sürüyor
Savaşın kısa sürede sonlanabileceği iyimserliğine teslim olmadan önce, ihtiyatlı davranarak müzakere sürecini etkilemesi muhtemel olan iki hususu değerlendirmek isabetli olabilir. İlkin, Ruslar ateşkes önermemişler, sadece Kiev ve Çernihiv çevresinde askeri faaliyetlerini azaltarak “iyi niyet” (!) göstereceklerini fade etmişlerdir. Mariupol ve Odessa gibi yerlerdeki çatışmanın düzeyini düşüreceklerine dair herhangi bir imada bulunmamışlardır. Şüpheci bir gözlemci, Rusların çatışma düzeyini düşürmekte samimi davranmadıklarını ileri sürecektir. Ruslar Kiev’i işgalde zorluklarla karşılaşmışlardır. Şimdi bir yandan güçlerini yeniden düzenleyip farklı biçimde konuşlandırmaya, diğer yandan da cepheye yeni asker ve malzemenin sevkine çalışıyorlar. Çatışmalardaki yavaşlama kendilerine bu çabalarını tamamlamak için gerekli zamanı tanıyabilir. Buna karşılık, Karadeniz’i Ukrayna’ya kapama çabalarını yürüttükleri güneyde, askeri harekatlarını durmaksızın sürdürüyorlar. Eğer planlarını gerçekleştirebilirlerse, zaten müzakere edilecek konu kalmayabilir, müzakerelerde de elleri güçlenir. Rus dış siyasetinde rolü olan muhtelif aktörlerin birbiriyle çelişkili ifadeleri, Rus eylemlerini şüphe ile yorumlayanların kuşkularının haklı olabileceğini düşündürtmektedir. Gelişmelerin seyri, geçmişte işgal başlamadan son dakikaya kadar işgale hazırlanan güçlerin sadece tatbikat yaptıkları yalanında ısrar eden Rus hükümetinin inandırıcılığına gölge düşürüyor.
Garantör ülkeler askerlerini Rusya’ya karşı savaşa sürer mi?
İkinci husus daha da karmaşıktır. Örneğin, Ukrayna barış için bir dizi ödün verdikten sonra, Rusya’nın Ukrayna topraklarını boşaltacağının güvencesi nedir? Ya da Ruslar Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün uluslararası güvencelere bağlanmasını kabul edecekler midir? Bir an için, pek muhtemel olmasa da, böyle bir güvence fikrini benimsediklerini varsaysak, garantörler kimlerden oluşacak, garanti etmek ne anlama gelecektir? Garantörler Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü sağlamak maksadıyla gerekirse askeri güç kullanamayacaklarsa, garantiler etkili olabilir mi, Rusya’nın Ukrayna’nın siyasi coğrafyasını değiştirme girişimlerini durdurabilir mi? Herhangi bir ülke Rusya’nın Ukrayna topraklarına dönük askeri müdahalelerini engellemek sorumluluğunu üstlenmeye razı olur mu? Ukrayna dostlarının kendi askerlerini Rusya’ya karşı savaşa sürmeyi kabul etmediklerine göre, garantörlüğü üstlenecek ülkelerin farklı davranmalarını bekleyebilir miyiz?
Ukrayna halk oylamasında anlaşmayı reddederse ne olacak?
Akla daha birçok soru gelebiliyor. Örneğin Rusya, üzerinde anlaşmaya varılan bir metnin Ukrayna tarafından halk oylamasına sunulduktan sonra kabulünü benimseyecek midir? Ya da, Rus kuvvetlerinin önemli bir bölümü Ukrayna’dan çekildikten sonra anlaşma halk oylamasında reddedilirse ne olacaktır? Sonra Ukrayna dostlarının Rusya’ya uyguladıkları ama Ukrayna hükümetinin sorumluluğu veya yetkisinde olmayan yaptırımlar ne olacaktır? Şimdilik soru listesini uzatmayalım. Her ne kadar Ruslar ve Ukraynalıların çatışmayı sona erdirmek için müzakerelere başlamalarını memnuniyetle karşılasak da, konuya yaklaşımımızı temelsiz bir iyimserlikten ziyade ihtiyatın belirlemesinin gerektiği açıktır. Sevinmek için henüz çok erkendir.