İhracatta temel ilkeler (2)

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ

Firmamızın üretim yeterlilikleri ve ürünümüzün de hedef pazarın gereksinimleri açısından ihracata, yüzde yüz olmasa da hazır olduğunu düşünüyoruz…

Hedef pazar için araştırma yaparken biraz müşteri adresi de toplamışız.

O zaman yazışma yapmaya başlama zamanıdır değil mi?

Hemen döşenelim firmamızın tarihçesini…

Dedemizin adından ve ustalığından söz edelim.

Mütevazı atölyenin babamız tarafından geliştirilmesiyle firmamızın bu günkü halinin temellerinin atıldığını unutmayalım.

Çarşı içerisindeki on metrekare dükkândan bugün içerisinde bulunduğumuz büyücek tesise nasıl geldiğimizi ve hatta buraya gelene kadar yapılan taşınmaları da belirtelim.

Tüm bunları anlatırken de edebiyat yeteneklerimizi sergilemekten çekinmeyelim ve hikâyemizi olabildiğince uzun ve zengin içerikli cümleler kurarak anlatalım.

Anlatılan bunca konuyu görsellerle desteklememek olur mu?

Gönderilecek olan e-posta iletisinin ekine kataloğumuzu koyalım ki bizim neler yapmaya yeterli olduğumuzu hemen anlayabilsinler.

İyi de bunu biz Türkçe yazmıştık!

Bu iletiyi İngilizce veya hedef ülkenin dilinde göndermek gerekmez miydi?

Düşündüğünüz şeye bakın…

Hazreti Google tarafından verilen “Tercüme” hizmeti ne güne duruyor?

Açarsın sayfayı, koyarsın metni, alırsın hangi dilde istersen o dile yapılmış çeviriyi.

Hemen bu çeviriyi e-posta mesajı olarak kullanıp, erişirsin müşteriye.

Sonra…

“Hocam kaç yüz tane e-posta iletisi yolladım hatırlamıyorum amma hiç cevap gelmedi."

Doğrusunu söylemek gerekirse cevabım “Gelseydi şaşardım."

Böyle iletilerle iş yapılmaz mı derseniz " Piyango biletine de bazen bir şeyler çıkıyor " derim.

Böylesi iletilerin olası müşterilerce okunmadan silinmeleri oldukça ihtimal dahilindedir.

Dahası, mesajınızın iletilen kişiye ulaşmadan koruma duvarları tarafından eklerinin kaldırılması veya engellenmesi de bir başka olasılıktır.

Sizin posta kutunuzun “İstenmeyen” bölümüne günde kaç tane ileti düşüyor?

Hatta koruma duvarınızı aşıp, normal postalarınızın arasına karışan kaç tane ilgisiz mesaj oluyor ve siz bunlara ne yapıyorsunuz?

Şimdi su soruları kendinize sorun ve samimiyetle cevap vermeye çalışın. 

  1. Bana her gün, bilmediğim adreslerden gelen iletileri ne kadar dikkate alıyorum ve kaç tanesini okuyorum?
  2. Bu iletiler çok uzunsa okur muyum, siliyor muyum?
  3. İletiye büyük bir ek konulmuş ise o eki tıklayıp açar mıyım?
  4. İşin dışındaki kendi hikâyeleri ne kadar ilgimi çeker?
  5. Kullanılan dilin acemice yazılmış ve hatalı ifadelerle dolu olması beni ne kadar etkiler?

 Olası müşteriniz hakkındaki bilgileriniz genellikle internetten toplayabildiğiniz kadar olur.

Onlarda sizi ciddiye alıp araştırırsa internette bulabilecekleri kadar tanıyacaklardır.

Birbirinden uzakta olup birbirlerini tanımayan ve bilmeyenlerin ortak paydaya varabilmeleri ancak iyi bir iletişimle mümkün olabilir.

İyi iletişimin temel noktası da açık, net ve anlaşılır olabilmektir.

Aklımızdan hiç çıkarmamamız gereken konu, kendimizi muhatabımıza ne kadar etkin bir şekilde ifade edebilirsek, girişimlerimizin başarısının o kadar olacağıdır.

Yanlış anlaşılmaya yol açabilecek her şeyden uzak durmaya çalışalım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İhracata uygunluk 05 Kasım 2024
Güven unsuru 01 Ekim 2024
Ben ihracattan vazgeçtim 24 Eylül 2024