İhracatın sorunu
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle geçen hafta gazetemizin “Gündem Özel” konuğu oldu.
Sayın Gülle sohbetlerimizde ara sıra dile getirmeye çalıştığımız ihracatın ve ihracatçının sorunlarına benzer yaklaşımlar sergileyince, " Aklın yolu birdir " deyişi çerçevesinde, onunla yapılan sohbetin içeriklerine bir dokunalım istedim.
Kendisine yöneltilen “Türkiye, küresel değer zincirleri için Çin’e alternatif olabilir mi?” sorusu üzerine Sayın Gülle'nin verdiği, “Ülkemizin ‘Güvenilir Tedarikçi Liman’ konumu güçleniyor. Yine de ihracatımızı alternatif bir model olmaktan ziyade, rekabetçi yapıya büründürme maksadı ülkemiz adına daha değerli olacaktır” cevabı, bence sohbetin en çarpıcı ifadesi olmuştur.
Gerçekten Türkiye, küresel pazarlardaki “Güvenilir Tedarikçi Liman” olma konumunda sağlam adımlarla ilerleyerek, mevcut konumunu güçlendiriyor. Farklı ortamlarda ve farklı ülkelerden alıcılarla, farklı zamanlarda yapmış olduğumuz görüşmelerde, Türk tedarikçilerinden olan memnuniyetlerini duyuyoruz. Gerek kalite ve gerekse istenilen miktarların teslimatı yönünden duyulan memnuniyet keyif veriyor.
Ancak fiyatlandırma konusunda yaşanan sıkıntıları göz ardı etmemek gerek. Bu konuda da yine Sayın Gülle'nin “Finansman…..ve uygun fiyatlı enerjiye erişim” ifadesine değinmek istiyorum. Özellikle KOBİ çapındaki ihracatçılarımızın bu konularda karşılaştıkları sıkıntılar, uygun fiyatlı teklifler vermelerinin önündeki en önemli engeller.
Dikkat ederseniz “Ucuz fiyat” ifadesi yerine “Uygun fiyat” ifadesini kullanıyorum. Zira özdeyiş haline getirdiğim üzere “Fiyatla rekabet, sonu felaket” olabiliyor.
Ancak fiyatlandırmalarımızın hem müşteriyi memnun edecek ve hem de bizlere para kazandırabilecek düzeyde olabilmesi için biz ihracatçıların da “Uygun fiyatlı enerji ve kolay finansman” sağlayabilmemiz gerek.
Sayın Gülle “Pandemi nedeniyle tek tedarikçiye bağımlı olmanın dezavantajlarını alıcılar fazlasıyla yaşadılar, önümüzdeki dönemde tedarik zincirlerinin kısalması ve çeşitlendirilmesi noktasında avantajlı bir konumda olacağımıza inanıyoruz” demiş.
Bu ifadeye gönülden katılıyorum…
Pandeminin ilk günlerindeki sohbetlerimizde bunlara değinmiş ve ihracatçılarımızın bunu bir fırsata çevirebileceklerini vurgulamıştım. Bu konuyu gündemine hızla alarak, başarılı bağlantılara imza atan ihracatçı arkadaşlarımızın olduğunu da vurgulamak isterim.
Sayın Gülle ayrıca "….sürdürülebilir üretim ve ihracata odaklanmamız gerekiyor " diyerek, her zaman dile getirdiğimiz sürdürülebilir ihracat yapabilme sorununun altını çizmiş.
Bununla ilgili olarak geçen yılki ihracatçı sayımızın 90.617 olduğundan bahisle son üç yılda üst üste ihracat yapan firma sayısını 45.019 olarak belirtmiş. Bu oldukça olumlu ve firmalarımızın ihracat potansiyeli açısından güven verici bir rakam.
Sözün özü şu ki üst üste yıllarda ihracat yapan firmalarımızın sayısının artması. Sürdürülebilirlik sorununun üstesinden gelmeye başlandığının göstergesidir.
Bu da bize belki de 500 milyar ABD Doları ihracatın kapısını aralar, ne dersiniz?