İhracat rekorunun düşündürdükleri
Eylül 2021 ihracat rakamları çok sevindirici oldu.
İhracat geçen yılın aynı ayına göre % 30 artarak 20 milyar 783 milyon dolar oldu ve aylar temelinde kıyaslamada tüm zamanların ihracat rekoru kırıldı.
Katkısı olan, bu rakama erişilmesinde emeği bulunan herkese bravo.
Ticaret Bakanlığı’nın sitesinden öğrendiğimize göre, 2021 yılı Ocak / Ağustos döneminde ihracat yapan firma sayısı 86 bin 976.
Aynı sayfada 2020 yılının aynı döneminde ihracat yapan ihracatçı sayısının 74 bin 743 olduğunu görülüyor.
Detaylar ile ilgilenen dostlarımız için Ticaret Bakanlığı’nın ilgili sayfasının tam adresini sohbetimizin en sonunda veriyorum.
Aradaki fark 12 bin 233 firma ve bu da %16,6 olumlu fark olarak önümüze çıkıyor.
2020 yılının tamamında 87 bin 741 firmanın ihracat yaptığına bakarak da 2021 yılında ihracatın fazlasıyla cazip hale geldiğini ve firmalarımızın ihracata daha fazla yöneldiğini söyleyebiliyoruz.
2021 yılının ilk sekiz ayında, neredeyse 2020 yılı tamamının ihracatçı sayısını yakalamışız.
Bu farkı yorumlayacak olursak, 2021 yılı ihracatçı sayımızın Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Sayın İsmail Gülle'nin tahminleri doğrultusunda 100 bin firmayı geçebileceğini rahatlıkla söylememiz mümkündür.
Bu gerçekten Türkiye'nin beklediği ve devamlılığını aradığını bir durumdur.
Gazetemiz DÜNYA'nın yayınladığı “İhracatın Liderleri” kitabı için yazdığım “Ömrümü Yedin İhracat” başlıklı sohbette şöyle yazmıştım;
“Türkiye, çok amma çok daha fazlasını hak ediyor ihracat pazarlarında.
Neden ekonomik büyüklükte G20 içerisindeyiz de Trade Map rakamlarına göre 2020 yılında ihracat yapan ülkeler arasında 30. sıradayız?
G20 içerisinde bile olmayan, Gayri Safi Yurt İçi Hasılası bizim üçte ikimiz olan Polonya neden küresel ihracatta 23. sırada da biz daha gerideyiz?
Hatta ekonomik büyüklükte 45. sırada olan Vietnam küresel ihracatta neden 16. sırada?"
Farklı zamanlarda yazdığım sohbetlerimizde, Türkiye ihracatının temel sorunlarından birisinin de “Sürdürülebilirlik” olduğundan söz etmişimdir.
2009 hariç olmak üzere 2000'li yılların başında yakaladığımız küresel rüzgârın bir benzerini yakalamış görünüyoruz.
Biz ihracatçılara düşen görev, COVID-19 krizi ile kırılan tedarik zincirlerinin ve etkileri hala piyasaları sarsan taşımacılık sorunlarının bize getirdiği fırsatları değerlendirip, müşterileri memnun ederek elimizde tutmaya çalışmaktır.
Kuşkusuz şartlar normale dönmeye başladığında rekabet eskisi gibi ve belki de daha sert olacaktır.
Amma bizlerin bugün vereceği hizmet kalitesi, hızı ve sağlıklı iletişim, bizleri o günlerde biraz daha şanslı kılabilecektir.
Yurt dışındaki alıcıların, yaşanılan krizlerden çıkardıkları derslerle, bundan böyle yumurtalarını aynı sepetlerde taşımayacaklarını kuvvetle tahmin ediyorum.
Hâl böyle olunca da bugün göstereceğimiz performansların, ileriki günlerde ihracat satışlarımızın en büyük destekçisi olacağı hiç şüphe götürmez bir gerçektir.