İdeal şehirler
“19. yüzyıl imparatorlukların, 20. yüzyıl ulus devletlerin, 21. yüzyıl ise şehirlerin çağıdır.”
Küresel sorun ve tehditlerle devletlerin mücadelesinde yetersizlik ve isteksizlik karşısında şehirler çözüm aramak durumunda kalmaktadır. Örneğin iklim konusunda devletler düzeyinde yapılan onca toplantının sonuçsuz kalması şehirlerin baş başa kaldığı sorunları derinleştirmektedir. Merkezi idarelerin şehir yönetimlerine müdahalesi hem işleri daha da zorlaştırmakta hem de şehir yönetimlerinin performansını tarafsız olarak ölçmeye engel teşkil etmektedir; “ben yapmak istiyordum fakat devlet elimi, kolumu bağladı”.
Dünya nüfusunun yarısından fazlası şehirlerde yaşamaktadır. Gelişmiş dünyanın ise %78’i. Doğamızda olsun ya da olmasın, şehirli olmak kaderimiz oldu. İyisiyle - kötüsüyle; nasıl yaşayacağımızı, nasıl çalışacağımızı, nasıl sosyalleşeceğimizi şehir belirliyor. Eğer değişim ve dönüşüm ile daha iyi olacaksak bunu devletten ziyade şehire borçlu olacağız. Titizlikle planlanan şehirlerin bile belli bir süre sonra tanınmaz hale gelmesi, sorunların artması nedeniyle, alınan derslerden de yararlanarak, geleceğin sığınakları olarak kabul edilen “ideal şehir” denemeleri başlamış bulunmaktadır. Bu örneklerden iki tanesini sizlerle paylaşmak isterim:
SEASTEAD
“Seastead” yüzer evlerden oluşan yerleşim alanları inşa ederek ideal şehir yaşamı vaat etmektedir. 2008 yılında yazılım mühendisi, siyasal iktisatçı Patri Friedman ile teknoloji girişimcisi Peter Thiel tarafından başlatılan girişim ABD, Panama, Brezilya kıyılarında ilk projelerini hayata geçirmiş bulunmaktadır.
MASDAR
“Masdar” Abu Dhabi’ye 17 km. uzaklıkta inşa edilmekte olan bir ideal şehirdir. Hiç atık çıkarmayan, enerjisini yenilenebilir kaynaklardan üreten, karbon salımı sıfır olan ve tamamlandığında 40 bin kişinin yaşaması planlanan bu ideal şehir için bugüne kadar 15 milyar dolar yatırım yapılmıştır. Şehirde çevre dostu konular üzerine uğraşan 1,500’e yakın ilerici şirketin faaliyet göstermesi beklenmektedir. Şehrin 2030 yılında tamamlanması öngörülmektedir.
Şehirlerimizi ne iyi planlayabildik ne de planlanmış haliyle koruyabildik. En iyi planlanan şehrimiz Ankara’yı bile şehir yaşamı için kısa denecek bir sürede tanınmaz hale getirdik. İlk yapılanları geleceği öngörerek yapmadığımız için sürekli yeni baştan yaptık fakat bunu yaparken de dönüşümü sadece yapı stoku ile sınırlı kabul ettik. Sonunda kaderimiz olan şehir yaşamını sürdürülemez hale getirdik.
Hiçbir şey için geç kalmış değiliz. Bundan sonra atılacak adımların bilimsel gerçeklere dayalı olması, geleceğin hesaba katılması yeterli olacaktır. Böyle bir süreç bir dönem belediye başkanlığını aşabilir. Bu nedenle hazırlanacak uygulama takvimine, siyasi eğilimleri ne olursa olsun, gelecek dönem yöneticilerinin uyması gerekecektir. Böyle bir başarı tek bir kişiye değil şehrin tamamına ait olacaktır. Kaderimiz buna bağlıdır.
Haftanın Şehri: SANYA, ÇİN
SANYA Çin’in güneyinde yer alan 700 bin nüfuslu bir turizm merkezidir. 2019 yılında yerli - yabancı 83 milyon kişinin ziyaret ettiği Sanya turizmden 15 milyar dolar gelir elde etmiştir.
Dünyanın en gözde konaklama tesislerinin, eğlence parklarının yer aldığı Sanya belli başlı havayolu ve denizyolu şirketlerinin uğrak yeridir.