İç Anadolu’nun ticaret ve sanayi merkezinde üç gün...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Başlığı yazdıktan sonra fark ettim; sanki bir roman isminden alıntı yapmış gibi oldum. Jules Verne’in çocuk yaşlarda okuduğum kitabı; Denizler Altında Yirmi Bin Fersah. Baksanıza benim attığım başlık da neredeyse öyle...

İç Anadolu’nun ticaret ve sanayi merkezi ve orada geçirilen üç gün...

Bu merkez neresi diye düşünenler olacaktır. Hemen söyleyeyim; Kayseri. Emin değilim ama sözünü ettiğim kitabı da muhtemelen Kayseri İl Halk Kütüphanesi’nden alıp okumuşumdur. Çünkü çocukluğum ve gençliğim Kayseri’de geçti.

İşte geçen hafta üç gün oradaydım ve çok verimli geçen bir panele katıldım. Panel tabii ki bir gündü, diğer günleri de eş dost ziyaretlerine ayırdım.

Yaklaşık bir ay önceydi. Gazetemizin Kayseri Temsilcisi Hilal Sönmez aradı. Ekonomi Gazetesi ile Kayseri Ticaret Odası’nın ortaklaşa bir panel düzenlemesinin düşünüldüğünü, konusu “2025 Türkiye Ekonomisi ve Brics’in Rolü” olan bu panele konuşmacı olarak katılıp katılamayacağımı sordu. Memnuniyetle katılacağımı söyledim.

Genç arkadaşımız Hilal’in önayak olması ve yoğun çabasıyla ve Kayseri Ticaret Odası’nın davetiyle söz konusu panel yapıldı.

21 Kasım Çarşamba günü panel için Kayseri’deydim. İstanbul’dan da Hakan Güldağ, Vahap Munyar ve Şeref Oğuz geldi.

Hakan ve Vahap ilk oturumda Brics konusunu detaylı olarak işledi ve soruları yanıtladı.

İkinci oturumda da Şeref ile ben Türkiye ekonomisinin mevcut durumunu ve 2024’ü nasıl kapatacağına ilişkin görüşlerimizi ve 2025’te bizi nelerin beklediğini anlattık ve soruları yanıtladık.

Bu konuşmalarda bizlerin neleri dile getirdiğimiz başta olmak üzere panelle ilgili geniş haberi gazeteniz Ekonomi’de önümüzdeki günlerde okuyacaksınız.

Ben bugün Kayseri’ye ilişkin olarak gerek bu panel dolayısıyla öğrendiklerimi ve bu çerçevede edindiğim bilgileri, gerekse gözlemlerimi aktarmak istiyorum.

"Mevcut ihracat, potansiyeli yansıtmıyor"

Ticaret Odası Başkanı Ömer Gülsoy hem panel öncesindeki sohbetimizde, hem de açılış konuşması sırasında Kayseri ile ilgili geniş bir değerlendirme yaptıktan sonra bir konunun üstünde ısrarla durdu. Kayseri, mevcut ihracat potansiyelini yeterince kullanamıyordu. Binlerce yıllık bir ticaret merkezi konumunda olan Kayseri, son yıllarda ise hızla sanayileşmişti ama bu potansiyel ihracata yeterince yansımıyordu. Bunda en büyük etken, ihracat için kullanılan Mersin limanına olan ulaşımın çok kolay yapılamamasıydı.

Kayseri Ticaret Odası Başkanı Ömer Gülsoy’un dile getirdiği öncelikle Ankara- Niğde otoyolunun bir kolunun Kayseri’ye bağlanmasıydı. Kayseri ile Mersin arasındaki demiryolu hattının iyileştirilmesi, hele hele yeni bir hızlı tren hattının yapılması Kayseri için ihracatta büyük avantaj sağlayacaktı. Tabii ki bu yalnızca Kayseri’ye değil Türkiye’ye bir katkıydı.

Başkan Gülsoy, ulaştırma konusunda alınacak mesafeyle Kayseri’nin ihracatını en az ikiye katlayacağına vurgu yaptı.

GSYH ve dış ticaretteki durum

Panel öncesi sohbet sırasında Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Erol Sırıklı Kayseri’nin ekonomik durumu hakkındaki düşüncelerimi sordu. Bu konuda pek bilgi sahibi olmadığımı, o yüzden bir şey söylemeyeceğimi belirttim. Öyle ya, bilgim olmayan bir konuda ne diyebilirdim ki... Ankara’ya dönüşte biraz araştırma yaptım.

Öncelikle iki temel göstergeye odaklandım. Gerçi dış ticaret konusunda Başkan Gülsoy bilgi vermişti ama ben biraz daha irdeledim. Baktığım diğer gösterge GSYH içinde Kayseri’nin yeriydi.

Önce GSYH’den söz edeyim. TÜİK, illere göre GSYH büyüklüğünde en son 2022 yılı verisini açıkladı. 2022 itibarıyla beş yıllık duruma baktım.

Kayseri GSYH’de yüzde 1.40 dolayında bir paya sahip. Ancak sektörel bazda bakınca durum değişiyor. Başlıkta da ifade ettiğim gibi Kayseri’nin bir sanayi merkezi olduğunu ortaya koyan bir gerçek çıkıyor karşımıza. Kayseri’nin sanayi sektörü GSYH’sı içindeki payı genel paydan daha yüksek, yüzde 1.70-1.80 dolayında. Biraz daha detaya indim. İmalat sanayindeki pay ise 1.75-1.85 bandında seyrediyor.

Yani Kayseri’nin sanayi üretimindeki payı ve GSYH’ye katkısı ihracata yeterince yansımıyor, bu bir gerçek.

Limana en uzak ve en çok ihracat yapan ikinci şehir

İhracat potansiyeli yeterince kullanılamıyor ama Kayseri, Ticaret Odası Başkanı Gülsoy'un da dikkat çektiği gibi yine de dış ticaret fazlası veriyor. Kayseri son beş yılın ortalama verilerine göre yıllık bazda ortalama 4 milyar dolara yakın ihracat yapıyor, buna karşılık ithalatı 1.5 milyar doları bile bulmuyor.

Ticaret fazlasını mutlak değerlerde değil de toplam ihracat ve ithalata olan kıyaslamayla daha iyi görebiliyoruz.

Kayseri, Türkiye’nin toplam ihracatında yüzde 1.5 dolayında pay alıyor. İthalattaki pay ise, ihracattakinin ancak üçte biri kadar, yalnızca yüzde 0.5 dolayında. Türkiye’nin en büyük problemi olan “ithalata bağımlı ihracat” sorunu Kayseri’de büyük ölçüde aşılmış. Bu çok değerli.

Bir göstergeye daha dikkat çekmek isterim. Kayseri, 2023 verilerine göre en çok ihracat yapan onuncu kent. Ancak Kayseri, limanlara olan uzaklık dikkate alındığında Ankara’dan sonra en çok ihracat yapan birinci kent.

Kayseri, ithalatta ise çok gerilerde, on sekizinci sırada.

Kayseri’nin GSYH’deki sanayi ve imalat sanayinden aldığı pay ile ihracat payı karşılaştırıldığında da ihracat aleyhine bir durumun var olduğu ortaya çıkıyor. Bu da gösteriyor ki teşvik politikası daha gerçekçi hale getirilse, ulaştırma olanakları daha da iyileştirilse Kayseri mevcut durumun çok ötesine çıkacak bir potansiyele sahip. İhracat daha da artacak, bu durum sanayi üretimine de ivme kazandıracak.

Kötü giden yönler de var

Panel için Kayseri’ye gelen arkadaşlarıma göre kenti daha iyi bildiğim için sohbet sırasında gözlemlerim soruldu. Ne yazık ki tüm Türkiye’de olduğu gibi Kayseri’de de kötü giden bir kentleşme anlayışı vardı, bunu daha önce de gözlemlemiştim, onu dile getirdim.

Kayseri’nin güney ve batısı, Erciyes’in eteklerine kadar uzanan kısımları tümüyle bağlardan oluşuyor. Benim çocukluk ve gençliğim bir yana, belki on yıl öncesine kadar da buralar bağdı. Ankara örneğini verdim:

“Ankara’da bir dönemler tümüyle bağ olan yerler varmış. Seyran Bağları, Çankaya, Kavaklıdere, Keçiören gibi. Artık buralar apartman dolu, bırakın bağları, bahçeli ev bile kalmadı. Kayseri de aynı yolu izliyor. Şimdi şimdi villa ile başlayan yapılaşma, gün gelecek apartmana evrilecek. Yazık oluyor o güzelim bağlara.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ALAATTİN AKTAŞ YAZDI 13 Kasım 2024