Hürriyet’i sen aldığın için memnun oldum

Vahap MUNYAR
Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

EROL Simavi, 1994 krizi sırasında Hürriyet Gazetesi’ni satmaya karar verdiğinde Murahhas Üye Yaşar Eroğlu’na kararını bildirdi:

-          Hürriyet’i satın almak isteyenlerle irtibat kur, ön görüşme yap…

Eroğlu, ön görüşmeleri yaptıkça ilgilenenleri Erol Simavi’ye tek tek aktardı. Simavi, taliplilerle ilgili yaklaşımını paylaştı:

-          Hürriyet’i bana bildirdiğin bu isimlere teslim edemem.

Eroğlu, bunun üzerine 1979 yılında Milliyet’i satın alarak sektöre giriş yapan Aydın Doğan’ı aradı:

-          Aydın Bey, Hürriyet’i almayı düşünür müsünüz?

Doğan olumlu yanıt verince Eroğlu durumu hemen Simavi’ye aktardı, görüşmelere başlamak için onayını aldı.

Aydın Doğan ile Yaşar Eroğlu, Bebek’te bir restoranda akşam yemeğinde buluştu. Hesaplar yapıldı, fiyat üzerinde anlaşmaya varıldı. Belirlenen rakam peçetelere yazılıp ceplere konuldu. Satış hemen hemen tamamlanmıştı. Doğan ile Eroğlu el sıkıştı:

-          Hayırlı olsun…

Aydın Doğan, ertesi sabah Eroğlu’nu aradı:

-          Yaptığımız hesap kitapların notlarını al gel de bendekilerle karşılaştıralım.

Hesaplar karşılaştırıldı, her şey tamamdı. Doğan, o sırada İsviçre’de bulunan Simavi’ye telefon etti:

-          Erol Bey, biz Yaşar Bey’le hesaplaştık ve anlaştık. Bunu sizden de duymak istiyorum.

Eroğlu, Doğan’la görüşmesinin ayrıntılarını, Hürriyet’in alım fiyatıyla ilgili detayları Simavi’ye rapor etmişti:

-          Yaptığınız hesapları biliyorum. Anlaşma için onayım var. İşlemlere başlayabilirsiniz.

Ardından ekledi:

-          Hayırlı olsun Aydın Bey. Hürriyet’i senin almana memnun oldum.

Doğan, Simavi’ye teşekkürle yanıt verdi:

-          Hürriyet’in sahibi olmaktan gurur duyacağım. Gazeteyi bana sattığınız için size çok teşekkür ediyorum.

İşlemler kısa sürede yapıldı, satış gerçekleşti. Gazetenin satışından bir-iki gün sonra Aydın Doğan, Tufan Türenç’i aradı:

-          Tufan, ben Mehmet Ali (Yalçındağ) ile birlikte Hürriyet’e geleceğim. Senden ricam bizi kapıda senin karşılaman. Çünkü, Hürriyet’te senden başka tanıdığım yok.

Tufan Türenç, gazeteciliğe ilk adımını attığı Milliyet’ten ayırılıp Hürriyet’e geçeli 8 yıl olmuş ama Aydın Doğan ile irtibatı kesilmemişti.

Gün ve saat kararlaştırıldı:

-          Efendim ben sizi kapıda bekleyeceğim. Arkadaşları da toplarım, tanışırsınız.

Türenç, Aydın Doğan’ın Hürriyet’e geleceği gün ve saati çalışma arkadaşlarına bildirdi:

-          Ben Aydın Bey’i kapıda karşılayıp VIP salonuna getiririm. Siz orada toplanıp yeni patronu bekleyin.

Aydın Doğan ve damadı Mehmet Ali Yalçındağ, kararlaştırdıkları gün ve saatte Hürriyet’e gitti. Türenç, Doğan ve Yalçındağ’ı kapıda karşılayıp VIP salonuna yönlendirdi.

Doğan, kısa konuşmasına Erol Simavi’ye teşekkürle başladı:

-          Hürriyet’in çok taliplisi vardı. Sağ olsun Erol Bey alıcılar arasından beni tercih etti. Bunun için kendisine çok teşekkür ediyorum.

Aydın Doğan’ın 1994’te Hürriyet’i satın alışının ayrıntılarını içeren öyküyü gazetede uzun yıllar Yazı İşleri Müdürlüğü ve yazarlık yapan Tufan Türenç’in “Babıali’nin Öteki Yüzü” kitabında okudum.

Türenç, kitabında Erol Simavi’nin yakınlarına söylediği şu sözlerine de yer verdi:

-          Hürriyet’e çok sayıda insan talip oldu. Büyük paralar önerdiler ama ben onlara satmayı asla düşünmedim. Hürriyet’i sorumlu bir şekilde yöneteceğine inandığım Aydın Doğan’a satmaya karar verdim.

Tufan Abinin “Babıali’nin Öteki Yüzü” kitabı, 2018 yılında Remzi Kitabevi tarafından yayınlandı. İmzalayıp gönderdiği kitapta bana şu mesajı yazdı:

-          Sevgili Vahap, bildiğin Babıali var bu kitapta ama gazeteciliğin çilesi de var…

Tufan Abinin vefatını pazar günü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti yönetiminin ortak yazışma grubunda Milliyet’ten Pınar Aktaş’ın mesajından öğrendim.

Hürriyet’teki çalışma arkadaşlarım Arif Dizdaroğlu, Doğan Satmış ve Ayça Aktan’la haberleştim. Üçü de hem şaşkın, hem de çok üzgündü.

Tufan Abiyi dün son yolculuğuna uğurladık.

Tufan Abiye Allah’tan rahmet, eşi, meslektaşım, Basın Konseyi Başkanı sevgili Pınar Türenç’e sabır diliyorum.

Mekanı cennet olsun…

Malatya’dan Vahap bile çıkmış

ESKİ bankacı, CHP’den Malatya ve İstanbul milletvekilliği yapmış rahmetli Mevlüt Aslanoğlu, kiraz ve kayısı mevsiminde arardı:

-          Baba, bekçi kulübesine 10 kutu kayısı bırakıyorum. Dağıtımı yaparsın…

İsimleri yazdırırdı:

  • Ertuğrul Özkök, Tufan Türenç, Fikret Ercan, Cüneyt Ülsever, Soner Gedik… 3 kutu da sana emanet. Birini eve götür, diğerlerini yazı işlerindeki arkadaşlarla yersiniz.

Malatya Eğitim Vakfı (MEV) önceki başkanlarından rahmetli Şaban Taçyıldız da Ahmet Çalık ve kendi adına gazeteye kiraz, kayısı gönderirdi. Aynı şekilde yazı işlerinde hep birlikte yerdik.

2007 yılı Ekim ayında dönemin Tarım Bakanı Mehdi Eker ile Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde baba Vahap Küçük’ün evine konuk olduk. Buluşmada LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı, babasıyla aynı adı taşıyan Vahap Küçük de vardı.

O seyahat dönüşü baba Vahap Küçük, kendi bahçesinden 2-3 sandık elma gönderdi. Hürriyet’te yazıişleri katının eli-ayağı olan Ahmet Büyükdoğan’a yazıişlerine elmaları dağıtmasını rica ettim.

Büyükdoğan, elmaları yazıişleri masasına koyarken arkadaşlar sormuş:

-          Bu elmalar nereden? Kim gönderdi?

Büyükdoğan, yanıtlamış:

-          Malatya’dan Vahap Abi’ye gelmiş. O da hep birlikte yiyelim diye dağıtmamı söyledi.

Yazıişleri masasındaki arkadaşlar şöyle demiş:

-          Malatya’dan kayısı, kiraz, hatta arada Arapgir ilçesinden üzüm geldiğini biliyorduk. Malatya, elma konusunda da mı iddialı?

Tufan Abi beni kastederek espriyi patlatmış:

-          Malatya’dan Vahap bile çıkmış…

Bu söz bana yönelik belki dozu kimilerine göre ağır sayılabilecek bir şakaydı.

Ancak, ilk duyduğum anda ve daha sonra her gündeme geldiğinde çok güldüm.

Tufan Abinin vefat haberini ilk aldığımda da yine aklıma geldi. Bu kez, gülemedim:

-          Evet Tufan Abi, Malatya’dan ben bile çıktım…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar