Hukuk ve medya ilişkileri
EGE DEMİRALP
AVUKAT / UZMAN ARABULUCU
31 Ekim tarihinde Adalet Bakanlığı’nın düzenlediği “Adalet Mülkün Temeli, Medya Gerçeğin Sesi” başlıklı programda Adalet Bakanımız Yılmaz Tunç ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un konuşmaları özetle şu şekildedir.
Fahrettin Altun konuşmasında; “Medya tarafından yargı sürecinde yanlı, olumsuz yanlış haber yapma kamuoyunda yargısız infaza sebep olabilmektedir. Teyit edilmemiş bilgilerin hızla servis edilmesi toplumda infial yaratabilmektedir. Hukuki yönden uzman görüşlerine başvurmadan servis edilen içerikler hakikat ve adaletin tahrip edilmesine yol açabilmektedir. Bunlar toplumsal öfk eye ve kutuplaşmaya yol açmaktadır. Medya kuruluşları hukukun önemli ihtisas alanı olduğunu bilmeli ve uzman bir hukukçudan danışmanlık almalıdırlar. Hukukun temel kavramları, mahkemelerin yetki alanları ve süreçleri bilmeyen kurumların doğru bilgi vermesi imkânsızdır” şeklinde mevcut durumu özetlemiştir.
Adalet Bakanımız Yılmaz Tunç ta; “Düşünce ifade özgürlüğünün bir sınırı vardır. Anayasa’nın 26. maddesinde Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 19. maddesinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 10 ve 11. maddelerinde sınırlar bellidir. Ancak sosyal medya suç işleme özgürlük alanı değildir. Adalet; insan onurunu korumaktır” şeklinde konunun hukuki sınırlarını çizmiştir. Günümüz medyasının en sık yaptığı hukuki ihlallerin başında ceza davası sürecinde şüpheli yahut mağdurun isimlerini, resimlerini paylaşarak kişilik haklarının ihlaline yol açmakta oldukları aşikârdır. Bu durumda haber yapılan şahısların koşulları oluşmuş ise maddi ve manevi tazminat hakları mevcuttur.
Ceza hukuku ile ilgili terimleri yanlış kullanmaktadırlar. Örnek vermek gerekirse; dava sürecinde tutuklanmayan yani tutuksuz yargılanan şahsı yargıdan çıkacak kararı beklemeden sanki suçtan beraat etmiş gibi haber servis ederek toplumda mahkemenin ceza vermediği, şahsın ceza almadığı algısı yaratıyorlar. Oysaki şahıs yargılanmakta ancak tutuklanma sebepleri oluşmadığından tutuksuz yargılanmaktadır.
Özellikle son günlerde suç araştırmalarının mecliste belli partilerin oyları ile reddedildiğine dair hukuka, devletin temel ilkelerine aykırı olarak haberler yapılmaktadır. Oysaki ülkemizde Yasama, Yürütme, Yargı birbirinden bağımsızdır ve buna ‘Kuvvetler Ayrılığı’ ilkesi denilmektedir. Anayasa’nın 9. ve 138. maddeleri gereği “Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce yürütülür”. Yargılamanın açıkça Yasamadan ayrı olduğunu vurgulayan bu maddelere rağmen medyanın aksi yönde haber servis etmesi medya şirketi açısından hukuki ve cezai sorumluluk doğurabilmektedir.
Bu nedenle; medya şirketlerinin konusunda uzman hukukçular ile çalışmaları ve hukuka aykırılık teşkil ederek servis edilen haberlerden kaçınmaları doğru olacaktır.