Hukuk reformu bilim kurulu kimlerden oluşmalı?

Sözü verilen reformlar içinde hukuk, pratikte hayatın akışına en fazla dokunanı olacak… Zira hukuk olmadan ne demokrasi ne de ekonomi reformları uygun zemin bulamaz.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve Hazine& Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın iş dünyası ve sivil toplumla yürüttüğü müzakereler takdire şayan… Belli ki hukuk reformu için köklü, kapsayıcı adımlar atılacak. Tıpkı sağlıkta olduğu gibi hukuk reformunda da bilim kurulu oluşturmak yararlı olacak.

Neden bilim kurulu? Çünkü bilimi dışarıda bırakan hiçbir reform, sürdürülebilir olamaz. Kişi, grup, zümre, cemaat, yabancıların da üzerinde, Türkiye optimali için çalışacak hukuk bilim kurulu, üretilecek çözümleri, uygulanabilir ve hayata uygun kılacaktır.

Soru şudur; böylesi bir kurul gerekliyse, kimlerden oluşmalı? Eğer kurulu sadece hukuk alanında çalışan bilim insanlarıyla sınırlı tutarsak, buradan ancak yasa değişiklileri çıkar da reform çıkmaz.

Çoklu disiplin mantığında, toplum bilimci, hukukçu, ekonomist, iletişimci tarihçi, felsefeci, antropolog gibi farklı disiplinler gerekir.

Başka bir boyut; bu kurulun toplumun her kesimini kapsayıcı temsil becerisidir. Hukuk, bir parti veya cemaat için değil toplumun her kesimi için netice doğuracaktır.

Atılacak reform adımlarının gerçekçi tedbirler, kapsayıcı çözümler ve güvenilir uygulayıcılarla belirlenmesi şarttır. Aksi halde hukuk reformu adı altında birkaç Resmi Gazete maddesi üretmenin ötesine geçilemez.

HUKUK HERKESİN İHTİYACI

Bu yüzden bir kesimin ideolojik penceresinden üretilecek reformlar, toplumun tamamı için adalet getiremez. Hukuk reformu ancak; bilimin ışığında, uluslararası hukuk sistemleriyle barışık, evrensel yargıyla uyumlu olmalıdır.

Ayrıca hukuk reformu, yalnıza hukukçulara bırakılmayacak kadar hayati, kapsamlı ve karmaşık süreçler manzumesidir.